İsrail karşıtı Yahudiler olarak bilinen Hasidikler, 2010’daki Mavi Marmara Olayı’nda Türkiye’nin yanında olmuş, İran’ın eski lideri Ahmedinejad ile görüşmüşlerdir. Müslümanlarla birlikte yaşamak gerektiğine inanan Hasidik Yahudiler, İsrail’de yaşayanları ‘gerçek Yahudi’ saymazlar.
Hasidizm genel olarak 18’nci yüzyıl Polonyası’nda ortaya çıkan ve gücünü halktan alan bir dini harekettir. Doğu Avrupa’daki Yahudi kitlelerinin neredeyse yarısını etkisi altına alan Hasidizm’in kelime anlamı “dindarlık”tır. Hareketin bağlılarına ise “dindarlar” anlamına gelen “Hasidizm” denmektedir.
Hasidik öğreti, o güne kadar dini dogma ve ritüellerin yerine iman duygusunu ön plana çıkaran Protestan öğretiyi temsil etmektedir. Hasidik Yahudilerini diğer Yahudi gruplarından ayıran giyimleri, adetleri ve dini hayatlarını her alana yayıyor oluşlarıdır.
Öte yandan Hasidik Yahudilerin en bilinen görüşlerinin başında siyonizm karşıtı olmak var. Siyonizm’in Tanrı kelamı olduğunu düşünmezler. Siyonist Yahudiler ve siyonist olmayan Yahudiler ayrımı yaparak, Müslümanların ve Yahudilerin bir arada barışçıl bir şekilde yaşayabileceklerini söylüyorlar.
Hasidik Yahudiler İsrail Devleti’ni tanımazlar. Bu Yahudiler siyah şapkaları ve lüle saçlarıyla pek çoğumuzun dikkatini de çekmiştir. Dini ibadetleri tam olarak uygulayan; keçeli gömlek giymek, sakal uzatmak gibi belirgin özellikleriyle tanınan Hasidik Yahudiler, 2010 yılındaki Mavi Marmara olayları sırasında da Türkiye’ye destek vermişti. Benzer grupların İran lideri Ahmedinejad ile de görüştüğü biliniyor.
Kendilerinden başkasını ‘gerçek Yahudi’, olarak kabul etmeyen Hasidik Yahudiler, Allah tarafından İsrail topraklarının kendilerine yasaklandığı ayetine uyarak ancak bu ülke dışındaki toprakları kendilerine yurt ediniyorlar. İsrail/Kudüs’te yaşamayı sürdüren Yahudileri de günah işlemekle eleştirmişlerdir. Bu nedenle Hasidik Yahudiler’in kendilerine yurt ve mabed edindikleri tarihi merkezlerden en önemlisi Ukrayna‘dır.
Tarihsel olarak baktığımızda Hasidizm hareketi on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında Polonya-Ukrayna civarında başlayan cemaatsel-dinsel bir hareket gibi görünse de kökleri Hz. Musa’dan hemen sonraya kadar gider.
İbranice hasid sözcüğünün ‘sadık’, ‘mümin’ anlamına gelir. M.Ö. ikinci yüzyılda, Filistin’de, ‘Hasidean’ denen bir gruptan Torah kitabında bahsedildiği dikkate alındığında bu cemaatin orjinal öğretiye nispeten daha yakın olduğu ve çok eskilere dayandığı anlaşılmaktadır.
Hasidik Yahudiler, kendilerini Helenleştirmeye kalkışan ve Hz. Musa’nın orjinal öğretisini çarpıtıp Yunan mitolojisine boğan ‘Antiochus Epiphanes’e’ karşı Judas Maccabaeus’un isyanına katılmışlardır. Günümüz kaynaklarında Hasidizmi sanki on sekizinci yüz yılda doğmuş bir akım gibi gösterme çabaları İsrail’i kuran ve orada mesken tutmuş siyonist Yahudiler’in pek sevdiği bir yorumdur.
İşin esası: Hasidik hareket 18. yüzyılda bu günkü Ukrayna topraklarında “İyi İsimli Usta” anlamına gelen Baal Şem Tov olarak bilinen Rabi İsrael ben Eliezer tarafından yeniden canlandırılmıştır. Baal Şem Tov 1698 yılında Dinyester Nehri yakınında Podolya eyaleti, Okup’da doğmuştu. Öğretileri Kudüs’ten Doğu Avrupa’ya hicret etmiş Yahudiler arasında büyük ilgi gördü. Hasidik hareketinin geliştiği on dokuzuncu yüzyıl Ukraynası, Yahudilerin yirminci yüzyıla kadar maruz kaldıkları en kötü katliam dizilerine tanık olmuştur.
Rus yazar Dubnow’un deyişiyle “Kozak ve Ukraynalı köylülerin 1648’deki Yahudilere karşı ayaklanması, Doğu Avrupa Yahudi tarihinde, sonraki kuşaklara miras kalan en büyük katliam devridir”. Bu dönemde (1648 ile 1658 yılları arasında) üç yüz bin kadar Yahudi’nin bugünkü Ukrayna topraklarında can verdiği tahmin edilmektedir.
Yeni Dünya Düzeni’nin mihenk taşı olarak Global Elitler tarafından kurulan İsrail Devleti’ni oluşturana kadar geçen yüz yıllarda çok fazla Hasidik kanı dökülmüştür. Bu sürecin son evresi de İkinci Dünya Savaşı sıralarında tamamlanmıştır.
Hasidikler tarih boyunca bazı karanlık güçler tarafından katliama maruz kalmışlar ve bir Yahudi Devletinin kurulması için korkutularak bir araya toplanmaya zorlanmışlardır. Osmanlı’nın yardım edip Avrupa’daki katliamlardan kurtardığı Yahudiler de bu esas Yahudiler’den başkası değildir.
Bütün Hasidi Yahudiler Ortodokstur, ancak bütün Ortodoks Yahudiler Hasidik değildir. Diğer Ortodoks Yahudiler gibi Hasidiler de bir rehber ve yönlendirici olarak Kutsal Kitaba bağlıdırlar.
Hayatlarını 613 mitzva çerçevesinde sürdürmektedirler. Kutsal Kitap, Sözlü Yasa, sonraki öğretiler ve gelenekte tanımlanmış olan bu 613 emir, Hasidilerin yaşantısının her alanını sosyal, ahlaki, ritüel tüm konuları düzenlemektedir.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.