1. Kosova Savaşı öncesi secdede şöyle dua etmişti Murad Gazi:
“Ey İlahi! Bunca kere huzurunda duamı kabul ettin. Mal ve mülk benim maksadım değildir. Senin rızanı isterim. Evvel beni gazi kıldın, nihayetinde şehitlik nasip eyle! Amin!”
Osman Gazi’nin torunu, Orhan Gazi’nin oğlu olan Murad 1326’da doğdu. 12 yaşına geldiğinde genç şehzade Murad, babası Orhan Bey tarafından Bursa’ya bey sancağına gönderildi. Bir süre sonra Eskişehir sancağına nakledilen Murad, Rumeli’de üstün başarılar sağlayan kardeşi Süleyman Paşa’nın ölümü üzerine (1357) lalası Şahin ile birlikte Rumeli’de görevlendirilmiştir. Tahta çıktığı 1362’ye kadar dahi Rumeli’de şehzade olarak önemli fetihlerde bulunmuştur. Fetihlerdeki başarılarında Lala Şahin ve Evrenos Bey, Hacı İlbey gibi uç beyleri de etkili olmuştur. Murad Bey 1360-61 yıllarında Keşan Kalesi ve Dimetoka Kalesi’ni ele geçirdi. Böylece Edirne’nin etrafı kuşatılmıştır. Osmanlı’nın Balkanlarda ilerleyebilmesi için Edirne’nin fethi şarttı. Edirne tekfuru Sazlıdere’de Osmanlı’nın bu girişimine karşı koymak istese de yenilmiş ve kaçmıştır. Ardından da Edirne halkı şehri teslim etmiştir. Edirne’nin fethi sonrası yeni fetih yollarına koyulan Murad Bey babası Sultan Orhan’ın vefat haberini almıştır (1362).
Bu sırada tahtı ele geçirmek için Karamanoğulları ve Eretna beyliği ile işbirliği yapan kardeşleri Halil ve İbrahim’i boğdurtmuştur. Bursa kadısı Kara Halil Hayreddin Paşa’nın da desteğiyle tahta geçmiştir (1362). Sultan Murad Rumeli’ye olan fetih hareketlerini daha da yoğun hâle getirmiştir. Balkanlarda bulunan Sırplar, Bulgarlar, Macarlar kısacası bu bölgedeki Haçlı topluluğu ve Papalık durumdan çok rahatsız olmuştur. Çünkü hedefte adım adım yaklaşılan İstanbul vardır. Nitekim kaynaklar; Papalığın, Türklerin İstanbul’u işgali ihtimalinden kaygı duyduğunu, Haçlı ittifakı için para topladığını ve Türklerle ticaret yapan Hristiyanları aforoz ettiğini yazmaktadır.
Papa V. Urban’ın teşvikiyle Balkanlarda oluşturulan Macar Kralı Layoş’un öncülüğündeki Haçlı ordusunu, Sultan Murad’ın ordusu hezimete uğratmıştır (1364). Sırpsındığı’ndaki bu zaferle Balkanlardaki fetihler hız kazanmıştır. Sırpsındığı Savaşı’nın rövanşını almak isteyen Sırplar 1371’de Çirmen’de tekrar Osmanlı ordusuyla karşılaşmış ancak yine bozguna uğramışlardır. Sonuçta Bizans imparatoru, Bulgar kralı ve Sırp prensleri Osmanlı üstünlüğünü tanımıştır. Osmanlı’nın saygınlığı artarken Sultan Murad’ın saygınlığı da aynı derecede artmıştır. Bir yandan da bölgedeki tekfurlarla ittifaklar yaparak fetih gücünü arttırmış ve etki sahasını genişletmiştir. Sultan Murad seferlerine devam ettiği sırada oğlu Savcı Bey’in kendi adına hutbe okuttuğu ve tahta geçmek için ayaklanma başlattığı haberini alır. Bunun üzerine Sultan Murad harekete geçer, Savcı Bey kaçmış ancak yakalanmıştır ve gözlerine mil çektirilmiştir. Yine 1386’da Karamanoğulları’nın Hamid-ili beyliğine saldırması gibi taşkınlık haberlerini alan Sultan Murad 1386’da sefere çıktı. İki ordunun karşılaşmasında Sultan Murad, Karamanoğulları’nı mağlup etti. Konya’yı ele geçirdi.
1. Murat bir yandan fetihlere devam ederken bir yandan da iskân politikasını uygulamıştır. Yani fethedilen topraklara Türk ve Müslüman halkı göç ettirmiştir. Anadolu’nun farklı illerinden Yörükler bölgelere yerleştirilmiştir. Fetihlerin genişlemesinde, buralara yerleştirilen halk, ordunun ilerlemesinde yardımcı kuvvet olmuştur. Tabi bu noktada iskân ile birlikte istimalet politikası yani hoşgörü, uyumlu bir şekilde yürütülmüştür. Fethedilen bölgedeki halk dili, dini vs. konularda baskı altında olmamış ve hiçbir şekilde topraklarından çıkarılmamıştır.
Çirmen Savaşı sonrası I. Murad fetihlere devam ediyordu. Ancak Lala Şahin Paşa komutasındaki askerler Ploşnik’te küçük bir yenilgi alınca Balkan devletleri yeni bir Haçlı ordusu oluşturmuşlardır. Bu durum I. Kosova Savaşı’nı doğurmuştur (1389). I. Murat yaptığı evlilikler, para yoluyla ve itibarı yoluyla da oluşturmuş olduğu ittifakların etkisini şimdi görecektir. Bu savaşa onları da; İsfendiyaroğulları’nı, Saruhanoğulları’nı, Germiyanoğulları’nı, Menteşe Beyliği’ni ve Hamid-ili Beyliği’ni desteğe çağırmıştır. Nitekim destek almıştır. Sultan Murad ve ordusu, Balkan devletlerinin oluşturduğu Haçlı ordusunu bozguna uğratmıştır. Bu zaferde oğlu (Yıldırım) Bayezid’in de katkısı büyüktür. Zafer sonrası savaş meydanını dolaşan Sultan Murad, cesetlerin arasında yaralı kalmış Miloş Obilic adlı bir Sırp tarafından hançerlenmiştir. Sultan Murad aldığı yara sonrası savaş meydanında şehit olmuştur. Sultanın hançerlenmesi konusunda kaynaklar net bir bilgi aktaramamaktadır. Sultanın nasıl boş bulunduğu, çevresinde askerinin bulunup bulunmadığı veya olayın akışı sadece o Sırp’ın kalkıp sultanı hançerlemesi kadar basit miydi soruları gibi birçok soru akla gelebilir. Üzücü olsa da, başta belirttiğimiz gibi bu olay belki de Murad Gazi’nin duasının bir vesilesiydi.
Hüdavendigar; padişah, hükümdar manalarına gelmektedir. Tarihçilerin kutbu Halil İnalcık “Gazi Hüdavendigar ünvanı, onun gaza ile imparatorluk kurucusu kimliğini ifade eder” demiştir. Bu yazı vesilesiyle, Türk Tarihi’nin en büyük parçalarından biri olan Osmanlı’nın, şehit Sultanı I. Murad’ı minnetle anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum.
KAYNAK
Halil İnalcık, I. Murad, https://islamansiklopedisi.org.tr/murad-i.
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, C.1 .
- Murad, https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Murad
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.