George Floyd Eylemleri ‘False Flag’ mı?

851

George Floyd, 25 Mayıs’ta ABD’nin Minneapolis bölgesinde polis memuru Derek Chauvin tarafından öldürüldü.

George Floyd’un feci bir şekilde öldürülmesinin ardından başta Birleşik Devletler olmak üzere, Fransa, İrlanda, Yeni Zelanda, İrlanda, Hollanda gibi ülkelerde ırkçılık karşıtı eylemler düzenlenmeye başladı. Eylemler halen sürerken, Birleşik Devletler’de durum diğer ülkelerden farklı olarak polis karşıtlığı ve vandalizme dönüştü.

Söz gelimi Victoria Secret mağazası yağmalamanın ya da polisleri şiddet dolayısıyla eleştirip, polislere şiddet uygulamanın “makul kabul edildiği” bir süreç yaşanıyor. Makul kabul edildi diyorum çünkü Trump karşıtlarının bu konuda pek bir endişesi yok gibi görünüyor. Oysa ki George’un kardeşi de vandalizme karşı olduklarını söylemişti.

Dünya tarihinde bugüne kadar iktidarlar devamlı olarak silahlı üstünlük sağladıktan sonra halk gözünde yasaları uygulama meşruluğu kazanmışlardır. Bunu belirli coğrafyalarda tutunamayan devletler ve milletlerin geride pek hatırı sayılır eserler bırakamamasından anlamak mümkündür. Demokrasinin beşiği olarak kabul edilen ABD’de sokağa çıkma yasakları da bunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Trump göstericileri, göstericiler ve muhalefet Trump yönetimini suçluyor. Oysa ki durumu en ağır şekilde eleştiren eski başkan Obama döneminde de benzer vakalar yaşanmıştı. Eric Garner ve Michael Brown olayları akla gelen ilk örneklerdir. ABD’nin tarihi boyunca siyahilere davranış konusunda ciddi problemlerin varlığı aşikardır. Bu durum son yıllarda İslam coğrafyasında Birleşik Devletler yararına yapılan askeri operasyonlarda da sivil kayıplarına pek  hassasiyet gösterilmemesi ya da Ebu Gureyb vakası gibi tatsız hadiselerle de farklı bir boyut kazanmıştır. Esasında ABD’nin zihniyet olarak değişmesi gereklidir.

Eric Garner da polis tarafından boğazı sıkılarak öldürülmüştü. (2014)

Trump’ın kameralar önünde İncil göstererek orduyu devreye sokabileceğini söylemesi ilk etapta bir gözdağı olarak değerlendirildi. Esasında amaç, Avrupa’ya nazaran daha muhafazakar bir seçmen kitlesinin oyunu kazanmak olabilir. Öte yandan yağmacıların varlığı protestolara sempatik bakışı da baltalıyor. Bu yönüyle protesto dalgasının günden güne azalacağını öngörmek mümkün.

Diğer tarafta ise demokratlar bir siyasi kazanım elde etmek için ırkçılık karşıtı söylemlerle Trump’ı hedef alıyor. Obama, Biden, Alexandra Ocasio Cortez… Durum, siyahilere olan ön yargı ve kötü muamelenin aniden Trump döneminde ortaya çıkmış gibi lanse edilmesiyle ilginç bir hal alıyor.

COVID19 ise adeta muhalif medya tarafından unutulmuş gibi. Aylardır evde kalmaları istenen insanların iç içe protestolar gerçekleştirmesi basın açısından pek bir problemmiş gibi görülmüyor. Genelde protestolara vurgu yapılırken, sağlık konusu pek önemsenmiyor.

Derek Chauvin

Pentagon 1600 askeri Washington’a konuşlandırdıktan sonra yağmalamaların azaldığına dair bilgiler de mevcut. Ancak gösteriler şu an için sona ermiş durumda değil. Katil Derek Chauvin’e gelince, bölge başsavcısı Mike Freeman, üçüncü dereceden cinayet ve taksirle adam öldürmekten yargılama olacağını açıkladı.

Olaya karışan dört polis açığa alındı, Trump’ın da Federal Soruşturma Bürosu ve Adalet Bakanlığı’na soruşturmanın hızlandırılması talimatı verdiği rapor ediliyor. Tüm bunlar yaşanırken, milyonlarca kişinin işsiz kalması da unutulmuş gibi görünüyor. Bu yönüyle bir “false flag” teorisi de geliştirmek mümkün.

Yazının son bölümünde Antifa meselesine değineyim. Trump’ın radikal bir açıklama ile terör örgütü olarak ilan etmeyi planladığı Antifa, 1930’larda faşizm karşıtı bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Örgütün lideri yoktur ya da bilinmemektedir. Kökeni Almanya Komünist Partisi’ne dayanır. İtalya ve İspanya’da da Antifa hareketlerinin mevcudiyeti olmuştur. Antifa son yıllarda ise IŞİD’e karşı YPG saflarında savaşmıştır.

Sözün özü, ABD’nin zihniyet açısından bir reforma ihtiyacı vardır ve bu sorunun çözümü için ciddi çaba gereklidir.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz