‘Avrupa Birliği’ne Alternatif’ Olarak Avrasya Ekonomik Birliği

1745
Yazarlık Başvurusu

Avrupa Birliği’nin Türkiye Cumhuriyeti açısından birincil öneme haiz olduğunu bilmekteyiz. Avrupa Birliği’nin gerek coğrafi konumu gerekse Türkiye ile yarım asırdır geliştirmiş olduğu ilişkileri iki tarafı da birbirinden ayıramayacak şekilde bağlamıştır. Fakat bu bağlantıya rağmen Avrupa Birliği çeşitli politik saikler öne sürerek Türkiye’ye adaylık kapısını tam anlamıyla açmamaktadır. Bu politik saikler esasında Türkiye bağlamındaki terör faktörü, Kıbrıs faktörü ve Doğu Akdeniz faktörüdür. Bu en önemli faktörleri izleyen diğer bazı hukuki ve ekonomik faktörler de bulunmaktadır fakat Avrupa Birliği’nin Türkiye ile kesin surette bir araya gelmelerini engelleyen en önemli faktörler işte yukarıda zikrettiğimiz üç faktör çerçevesinde gelişmektedir. Türkiye’nin tabiri caiz ise yarım asırdan fazla Avrupa Birliği’nin kapısının önünde bekletilmesi, Türkiye tarafından ve açısından ‘AB’ye alternatifler’ adlı yeni sayfa ve pencerelerin açmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, henüz başbakan olduğu dönemde AB ile ilgili sarf ettiği sözleri nakletmemiz isabetli olacaktır

“AB bizi unutmak istiyor ama çekiniyor unutamıyor. Hâlbuki bir açıklasa biz rahatlayacağız. Oyalayacağına bizi, açıklasın biz de işimize bakalım. Geçenlerde Sayın Putin’e ‘Bizi Şangay Beşlisi içine alın’ dedim. Biz de AB’ye ‘allahaısmarladık’ diyelim, ayrılalım oradan. Bu kadar oyalamanın ne anlamı var?’’ (Hürriyet, 2013)

Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın 2012-2013 tarihlerinde dile getirdiği bu ‘AB’ye alternatif’ konulu konuşması esasında, tıkanıklık gösteren AB-Türkiye ilişkilerinde, Türkiye açısından alternatiflerin değerlendirilebileceği durumunun ortaya çıkabildiğini göstermektedir. Bu çalışmamızda, Türkiye açısından Avrupa Birliği’ne alternatif olabilen Avrasya Ekonomik Birliği’nin tanıtımını bir rapor halinde değerlendirerek, Avrasya Ekonomik Birliği’nin kuruluşunu, misyon ve vizyonunu, ekonomik durumunu, AB ile olan en belirgin farklarını ve son olarak Türkiye açısından bir değerlendirmesini yaparak, Türkiye açısından ‘AB’ye alternatifler’ başlıklı çalışmalara bir katkıda bulunmaya çalışacağız.

Avrasya Ekonomik Birliği’nin Tarihçesi

Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’in 29 Mart 1994 yılında Rusya Federasyonu’na yönelik ilk resmi ziyareti esnasında, ilk defa Avrasya Devletleri Birliği fikrini dile getirmesiyle birlikte Avrasya Ekonomik Birliği ilk defa zihinsel altyapısını kazanmış bulunmaktadır. SSCB’nin yıkılmasından sonra Rusya Federasyonu öncülüğünde kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu, Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev öncülüğünde yavaş yavaş Avrasya Ekonomik Birliği olarak değişime hazırdı. 1994 yılının Haziran ayında, Bağımsız Devletler Topluluğu’nun Devlet Başkanlarına ayrıntılı bir entegrasyon modelinin plan ve projesi sunulmuştur. Bu tarihten sonra ilk defa, bu müstakbel entegrasyon ittifakına resmi bir belgede “Avrasya Birliği” adı verilmiştir.

1995 yılında Belarus Cumhuriyeti, Kazakistan Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu, kendi aralarında serbest ekonomiye yönelik iş birliği önündeki engelleri ortadan kaldırmak, serbest ticaret ve adil rekabeti tesis etmek ve en sonunda üye ülkelerin sürdürülebilir iktisadi ilerlemelerini tesis etmek adına Gümrük Birliği’ni kurmuşlardır. Bu gümrük birliği 1999 yılında hayata geçmiştir. Ekonomik entegrasyonun tekâmül etmesi ile birlikte Kazakistan Cumhuriyeti, Tacikistan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Kırgızistan Cumhuriyeti ve Belarus Cumhuriyeti 1999 yılında Moskova’da Gümrük Birliği ve Tek Ekonomik Alan Antlaşması’nı imzalamışlardır.

Bağımsız Devletler Topluluğu üye ülkeleri tarafından 2000 yılında Kazakistan’da evvelden teklif edilen Gümrük Birliği ve Tek Ekonomik Alanın teşekkülünü müzaheret etmek için Avrasya Ekonomik Topluluğu kurulmuştur. Bu anlaşmayı Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan imzalamıştır. Günümüzde, Ermenistan, Moldova, Ukrayna ve Özbekistan bu anlaşmada gözlemci statüsündedir. Öte yandan 1994 yılında Orta Asya Ekonomik Topluluğu’nu ya da diğer adıyla Orta Asya Birliği’ni oluşturan Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan, 1998 yılında aralarına Tacikistan’ı da alarak kendi aralarında ekonomik entegrasyonu sağlamaya çalışmışlardır. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan’dan oluşan Orta Asya Birliği, 2005 yılında Avrasya Ekonomik Topluluğu ile birleşmiştir. Böylece Belarus Cumhuriyeti, Kazakistan Cumhuriyeti, Kırgızistan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Tacikistan Cumhuriyeti ve Özbekistan Cumhuriyeti tarafından Avrasya Ekonomi Topluluğu oluşturulmuştur. 2015 yılında ise bu topluluk, Avrasya Ekonomik Birliği olarak anılmaya başlanılmıştır. Ermenistan, Avrasya Ekonomik Birliği’ne katıldığı gibi Mart 2020 yılında da Özbekistan, Avrasya Ekonomik Birliği’ne katılmak istediğini ve bu doğrultuda gözlemci devlet statüsüne erişmek istediğini deklare etmişti. Tacikistan ise Kazakistan ile olan sınır sorunları yüzünden birliğe girememiştir.

Avrasya Ekonomik Birliği’nin Ekonomik Durumu

Rusya, Kazakistan, Belarus, Ermenistan ve Kırgızistan’dan oluşan Avrasya Ekonomik Birliği’nin ekonomik durumu özellikle Rusya’nın yüksek etkileşim gücü ile şekillenmektedir. Avrasya Ekonomik Birliği’ndeki en fazla GSYH oranına sahip olan ülke Rusya’dır.

Avrasya Ekonomik Birliği haritası

Rusya’yı GSYH bakımından izleyen ülkeler ise Kazakistan, Belarus, Ermenistan ve Kırgızistan şeklindedir.

  • Rusya’nın GSYH’si 2018 yılında 1,6 trilyon dolar ve 2019 yılında 1,7 trilyon dolar şeklindedir. Rusya’nın GSYH’si 2020 yılında 1,7 trilyon dolar, 2021 yılında 1,7 trilyon dolar, 2022 yılında 1,8 trilyon dolar, 2023 yılında 1,9 trilyon dolar ve 2023 yılında 2 trilyon dolar şeklinde tahmin edilmektedir.
  • Kazakistan’ın GSYH’si 2018 yılında 172,9 milyar dolar ve 2019 yılında 170,3 milyar dolar şeklindendir. Kazakistan’ın GSYH’si 2020 yılında 182,6 milyar dolar, 2021 yılında 196,9 milyar dolar, 2022 yılında 213,4 milyar dolar, 2023 yılında 236,6 milyar dolar ve 2024 yılında 258,4 milyar dolar şeklinde tahmin edilmektedir.
  • Ermenistan’ın GSYH’si 2018 yılında 12,4 milyar dolar ve 2019 yılında 13,4 milyar dolar şeklindedir. Ermenistan’ın GSYH’si 2020 yılında 14,1 milyar dolar, 2021 yılında 15,5 milyar dolar, 2022 yılında 15,9 milyar dolar, 2023 yılında 16,9 milyar dolar ve 2024 yılında 17,9 milyar dolar şeklinde tahmin edilmektedir.
  • Belarus’un GSYH’si 2018 yılında 59,6 milyar dolar ve 2019 yılında 62.57 milyar dolar şeklindedir. Belarus’un GSYH’si 2020 yılında 63.58 milyon dolar, 2021 yılında 64,1 milyar dolar, 2022 yılında 65,2 milyar dolar, 2023 yılında 66.48 milyar dolar ve 2024 yılında 67,4 milyar dolar şeklinde tahmin edilmektedir.
  • Son olarak ise, Kırgızistan’ın GSYH’si 2019 yılında 8,1 milyar dolar ve 2019 yılında 8,3 milyar dolar şeklindedir. Kırgızistan’ın GSYH’si 2020 yılında 8,7 milyar dolar, 2021 yılında 9,2 milyon dolar, 2022 yılında 9,8 milyon dolar, 2023 yılında 10,3 milyon dolar ve 10,9 milyon dolar şeklinde tahmin edilmektedir. (İMF, 2019)

Beş ülkenin toplam gayrisafi yurt içi hasılası 2018 yılında yaklaşık 1,9 trilyon dolar iken 2024 yılında 2,3 trilyon dolara yükselmesi beklenmektedir. Ülkeler arasında en fazla milli gelir artışın yıllık %6,9 bileşik büyüme oranı ile Kazakistan’da olması beklenirken onu %6,3 büyüme oranı ile Ermenistan izlemektedir. En büyük ekonomiye sahip Rusya’nın ise yıllık %2,7 büyümesi beklenmektedir. Beş ülkenin toplamda ise milli gelirlerinin yıllık ortalama %3,1 büyümesi beklenmektedir.

Bunun dışında Avrasya Ekonomik Birliği ülkelerin 2018’te en yüksek kişi başına düşen milli gelire 11.289 dolar ile Rusya sahip olurken onu 9.401 dolar ile Kazakistan, 6.283 dolar ile Belarus, 4.187 dolar ile Ermenistan ve 1.293 dolar ile Kırgızistan izlemektedir. Beş üye ortalamada ise 2018 yılında 10.398 dolarlık kişi başına düşen milli gelire sahip olmuştur. 2018-2024 döneminde en fazla kişi başına düşen milli gelir artışının %44,3 ile Ermenistan’da gerçekleşmesi beklenirken onu %38,2’lik gelir artışı ile Kazakistan, %19’luk artış ile Kırgızistan, %17,9’luk artış ile Rusya ve %16’lık artış ile Belarus izlemektedir. Birliğin ortalama kişi başına düşen milli gelirinin 2019 yılında azalış göstermesi beklenirken 2020 yılından itibaren ise ortalamanın artması beklenmektedir. (Ekonomik Araştırmalar Şubesi, 2019)

Avrasya Ekonomik Birliği üyeleri 2018’te genelde tüm dünyaya yönelik 548 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, bu rakamın 59 milyar dolarını kendi aralarında (AEB üye ülkeleri arasında), 23 milyar dolarını ise Türkiye’ye yönelik gerçekleştirmişlerdir.

Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkelerinin kendi aralarında gerçekleştirdikleri ihracatın toplam ihracatlarına oranı %10,7 olurken, Türkiye’ye yönelik gerçekleştirdikleri ihracatın toplam ihracatları içindeki payı ise %4,2 şeklinde gerçekleşmiştir. Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleri toplam ihracatlarının %85,1’ini ise birlik üyesi ve Türkiye dışındaki diğer devletlere yönelik icra etmişlerdir. Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olan beş ülke arasında Türkiye’ye en çok ihracatı gerçekleştiren Rusya Federasyonu olmuştur. Rusya’nın Türkiye’ye yönelik 21,3 milyar dolarlık ihracatını izleyen Kazakistan, Türkiye’ye yönelik 1,2 milyar dolarlık ihracatta bulunmaktadır. Kazakistan’ı ise 182,4 milyon dolarlık ihracat ile Belarus, 104,3 milyon dolarlık ihracat ile Kırgızistan ve 2,4 milyon dolarlık ihracat ile Ermenistan izlemektedir. Türkiye’ye yaptıkları ihracatın toplam ihracatları içindeki payları incelendiğinde en yüksek paya %5,7 ile Kırgızistan sahip olurken, onu sırası ile %4,8 ile Rusya, %2 ile Kazakistan, %0,5 ile Belarus ve %0,1 ile Ermenistan izlemektedir. (International Trade Centre, 2019)

Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleri 2018’te tüm dünyadan 319,2 milyar dolarlık ithalat yaparken bu rakamın 57,61 milyar dolarını kendi aralarından (AEB üye ülkeleri arasında), 6,2 milyar dolarını ise Türkiye’den icra etmişlerdir. Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkelerinin kendi aralarında gerçekleştirdikleri ithalatın toplam ithalatlarına oranı %18 şeklinde iken, Türkiye’den gerçekleştirdikleri ithalatın toplam ithalatları içindeki payı ise %1,9 şeklinde gerçekleşmiştir. Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleri toplam ithalatların %80’nini ise birlik üyesi ve Türkiye dışındaki diğer ülkelerden yapmışlardır. Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olan beş ülke arasında Türkiye’den en çok ithalatı gerçekleştiren ülke yine Rusya Federasyonu olmuştur. Rusya’nın Türkiye’den 4,2 milyar dolarlık ithalatı bulunmaktadır. Rusya’yı izleyen Belarus, Türkiye’den 799,3 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir. Bunun dışında Belarus’u 655 milyon dolarlık ithalat ile Kazakistan, 290 milyon dolarlık ithalat ile Kırgızistan ve 250,7 milyon dolarlık ithalat ile Ermenistan izlemektedir. Türkiye’ye yaptıkları ihracatın toplam ihracatları içindeki payları incelendiğinde en yüksek paya %5,7 ile Kırgızistan sahip olurken, onu sırası ile %4,8 ile Rusya, %2 ile Kazakistan, %0,5 ile Belarus ve %0,1 ile Ermenistan izlemektedir. (International Trade Centre, 2019)

Avrupa Birliği – Avrasya Ekonomik Birliği Kısa Karşılaştırılması

Avrasya Ekonomik Birliği yukarıda da izah ettiğimiz üzere ilk defa 1994 yılında dönemin Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in “ortak pazar” fikri ile ortaya çıkmıştır. 2000 yılında Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan’ın katılımıyla Avrasya Ekonomik Topluluğu kurulmuş ve 2010 yılında bu topluluk Rusya önderliğinde birtakım yeni reformlarla Avrasya Gümrük Birliği’ne dönüşmüştür. 2014 yılında ise yeni reformlarla ve antlaşmalarla bu birlik, Avrasya Ekonomik Birliği olarak evrim geçirerek 2015 yılında bugünkü son halini almıştır. Avrasya Birliği esasında Çin’in yayılmacı ekonomik yatırımlarına karşı bir refleks olarak kurulmuştur.

Avrupa Birliği ise Rusya’nın yayılmacı politikasına karşı, ABD’nin de ekonomik destekleri ile kurulmuştur. Avrupa Birliği’nin kurulması da tıpkı Avrasya Ekonomik Birliği’nin kurulması gibi aşamalar halinde olmuştur. Özellikle SSCB’nin yıkılması ile birlikte oluşan boşlukları doldurma niyetinde olan Çin, bu nokta itibariyle genelde Asya bölgesinde, özelde ise SSCB’nin eski hakimiyet alanında kendine bir açık pazar oluşturmak istemiştir. Özellikle SSCB’nin ardılı olan Rusya Federasyonu ve SSCB’den bağımsızlığını kazanmış söz konusu bölgedeki diğer devletler de Çin’in bu yayılmacı ekonomik politikalarının önüne geçmek istemişlerdir. Bu bağlamda Avrasya Ekonomik Birliği sadece ekonomik kalkınmayı hedef alan, Çin’in ve ABD’nin ekonomik yatırımlarını önlemek için kurulmuştur. Fakat Birlik, ekonomik entegrasyonunu ilerlettikçe, misyon ve vizyonu da genişlemiş bulunmaktadır.

Gümrük Birliği, yerel para birimlerinde ticaret ve ortak pazar gibi fikirlerin oluşturmuş olduğu temellerle kurulmuş olan Avrasya Ekonomik Birliği, özellikle ekonomik anlamda Avrupa Birliği’nin ilk ekonomik entegrasyon modelleri ve gelişmelerine benzer gelişmelere imza atmıştır. Avrupa Birliği ise gümrük birliği ve ortak pazarla başlamış, ardından ekonomik, sosyal ve kültürel entegrasyonunu büyük ölçüde sağlamış, son olarak ise siyasi entegrasyonu sağlamak için kollarını sıvamış vaziyettedir. Avrupa Birliği’nin en önemli ve güçlü aktörlerinden biri Almanya olurken, Avrasya Birliği’nin en önemli ve güçlü aktörün Rusya olduğunu gözlemleyebiliriz. Avrupa Birliği’nin diğer güçlü ve önemli ülkesi olan Fransa; Almanya ile kömür ve çelik sektörünü birleştirerek bir entegrasyon modeli altında kalkınmışlardır. Zira İkinci Dünya Savaşı sonrası kömür ve çelik Avrupa’daki en önemli hammaddelerdendi ve mesela AKÇT’’nin kurulmasıyla birlikte AKÇT üyeleri inanılmaz bir ekonomik kalkınma göstermişlerdir. Avrasya Ekonomik Birliği’nde Rusya’nın yanı sıra Kazakistan’da önemli bir enerji ülkesidir. 60’larda kömür ve çelik Avrupa ve dünya için hangi anlam taşıdıysa, bugün petrol ve doğalgaz da gerek dünya gerekse Avrasya bölgesi için aynı önemi taşımaktadır.

Avrupa Birliği ve Avrasya Ekonomik Birliği’nin yapılarına bakacak olursak eğer; Avrupa Birliği’nin kurulumunu tamamlamış olduğu, Avrasya Birliği’nin ise kurulum aşamasında olduğunu gözlemleyebiliriz.

Avrupa Birliği 1993 yılındaki Maastricht Anlaşması ile birlikte kendine üç yönlü bir gidiş haritası çizmiş ve gelişimini, örgütlenmesini buna uygun olarak düzenlemiştir. Bu doğrultuda ihtiyacına göre ekonomik entegrasyon, sosyal entegrasyon ve siyasi entegrasyonu tesis etmek için nice kurumlar kurmuş ve bu kurumlar da aktif bir şekilde, eş güdümlü olarak hizmet etmektedir. Avrasya Ekonomik Birliği ise henüz kurulum aşamasında olduğu için parasal ve ekonomik birlik açısından bir örgütlenme ve bunu izleyen herhangi bir “ekonomik ve politik mekanizmalardan oluşan bir sistem” görülmemektedir. Gerek Avrasya Ekonomik Birliği, gerekse Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler kendi aralarında birer Gümrük Birliği Anlaşması imzalamışlardır. İki birlik için de gümrük birliğinin avantajı bulunmaktadır. Gümrük birliğine üye olan ülkeler böylelikle kendi aralarında gümrüksüz ticaret yapılabilecek ve vergiden muaf olacaklar, ithal maddeleri daha ucuza alacaklar, mal ve sermayenin serbest dolaşımı sonucu üye ülkeler arası yatırım artacak ve vizesiz geçiş hakkı sonucu diğer ülkelerde çalışma olanakları artacaktır. Avrupa Birliği bu uygulamaları 1968 yılında hayata geçirirken Avrasya Ekonomik Birliği ancak 2010 yılında faaliyete geçmiştir. Bu bakımdan Avrasya Ekonomik Birliği’nin Avrupa Birliği’ne nazaran ekonomik anlamda ne kadar toy ve tecrübesiz olduğunu analiz edebiliriz. Avrasya Ekonomik Birliği henüz daha yeni başlattığı ekonomik entegrasyonunu aşamaz iken, Avrupa Birliği ekonomik entegrasyonunu sağlamış ve siyasal entegrasyonu sağlamak üzere ulus-üstü, hatta federal bir biçimde idari bir kolektif teşkilatlanma hedefini öngörmektedir.

Avrasya Ekonomik Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti Denklemi

SSCB’nin yıkılmasından sonra Avrasya bölgesini ekonomik anlamda bir arada tutmak ve bölge ülkeleri arasında ekonomik işbirliğini ve bunu izleyen ekonomik entegrasyonunu teşvik etmek gerçekten mühim bir amaç ve vizyon olarak kabul edilmektedir. Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleri arasındaki mal, hizmet, sermaye ve işgücü dolaşımının serbest hale gelmesi ve ayrıca gerek bölgedeki serbest piyasanın oluşumu gerekse gümrük birliğinin mevcudiyeti de Avrasya bölgesi için çok önemli arz etmektedir. Avrasya Ekonomik Birliği ve Türkiye serbest ticaret konusunda alan yaratmak hususunda hazır olduklarını deklare etmişlerdir. Bunun dışında gerek Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği nazarındaki coğrafi konumu gerekse Avrasya Ekonomik İşbirliği üye ülkelerinin Türkiye açısındaki coğrafi konumları, değerlendirilmesi gereken fırsatlar olarak kabul görmeye değerdir. Avrasya Ekonomik Birliği’nin 182,7 milyonluk bir nüfusa ve büyük bir ekonomik hacme sahip olduğu bilinmektedir. Bunun dışında Avrasya Ekonomik Birliği’nin özellikle Rusya ve Kazakistan gibi devletlerin sahip oldukları petrol ve doğalgaz rezervleri sayesinde dünyada önemli bir stratejik konumu da bulunmaktadır. Avrasya Ekonomik Birliği hususiyetle ekonomik entegrasyon üzerine kurulmuş bir birlik modeli olduğu için, Birliği’nin Türkiye ile olan spesifik hale getirilmiş ithalat ve ihracat ilişkisine de değinmek önemli olacaktır. Avrasya Ekonomik Birliği, toplam ihracatının %4,9’u Türkiye’ye yapmaktadır. Avrasya Ekonomik Birliği’nin toplam ithalatının %1,9’u da Türkiye’den Birliğe yönelik yapılmaktadır. Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği ile olan ekonomik ilişkilerini geliştirmesi iki taraf için de olumlu bir gelişme olarak görülmelidir.

Avrasya Ekonomik Birliği’nin Türkiye için mühim bir coğrafya üzerinde yayılmış bulunması ve mesela Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği’nin bir üyesi olan Ermenistan ile sınır komşusu olması da önemli bir faktördür. Türkiye’nin Ermenistan ile olan sınır kapısı açık olmadığı için, haliyle bu iki ülke arasındaki ekonomik ve politik ilişkiler de bulunmamaktadır. Türkiye ve Ermenistan, Avrasya Ekonomik Birliği sayesinde ikili ilişkilerini tekrardan gözden geçirebilirler ve Birliğin inisiyatifi doğrultusunda bu iki ülke en başta ekonomik ilişkiler olmak üzere diğer alanlar üzerinde de ilişkilerini geliştirme fırsatını yakalayabilirler. Türkiye’nin Ermenistan ile olan pozitif ekonomik ilişkileri elbette Türkiye’nin ekonomisine de olumlu yönden sirayet edeceği gibi, karşılıklı kazan prensibine göre bölgedeki ticari gelişmelerde de pozitif bir artış bulunabilecektir.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev 24 Ekim 2013 tarihinde Misk’te gerçekleşen Yüksek Ekonomik Konsey toplantısında Türkiye’nin Avrasya Birliği’ne katılması yönünde tavsiyede bulunmuştur. Kazakistan için bir müttefik olarak görülen Türkiye, her açıdan, coğrafi bir perspektif ile Avrasya Ekonomik Birliği sayesinde kendi bölge ekonomisi ile ilgili olumlu etkileşim sahalarına erişecek durumda olacaktır.  Avrupa pazarında yaşanan daralma ve Avrupa Birliği ile ilişkilerde gelinen nokra değerlendirildiğinde, Türkiye’nin AB ile olan Gümrük Birliğine alternatif olarak değerlendirebilecek Avrasya Gümrük Birliği de analiz edebileceği bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkelerinden bazılarının Türkiye ile olan tarihi yakınlığı da göz ardı edilemeyecek bir olgudur. Kırgızistan ve Kazakistan gibi Türki cumhuriyetler ile birlikte ekonomik entegrasyon sağlamak Türkiye’nin gerek ekonomisi gerekse bu ülkelerle olan kültürel paylaşım safhaları açısından önemlidir.

Aynı zamanda kur dalgalarından etkilenmeden milli paralarla ticaretin hedeflendiği de önemli bir ekonomi politik başlığıdır. Ülkeler arası ikili ticarette ulusal para kullanımının, dış faktörlerin olumsuz etkisini en aza indirgeyeceği malumdur. Türkiye-Rusya ticaretinin çok büyük ağırlığını oluşturan doğalgaz ve petrol ticaretindeki ödeme sisteminin iki ülkenin de ulusal paralar üzerine inşa edildiği bir ortamda, iki ülkenin gerek dolar endeksli kur dalgalanmaları gerekse dışarıdan gelen yapay ekonomik müdahaleler karşısında etkilenme oranının en aza indirgetilmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu yolla birlikte ayrıca Türkiye’nin de-dolarizasyon kapsamında dolara olan bağımlılığı da azalacaktır. Böylece ABD’nin her Türkiye ile olan ilişkileri olumsuzlaştığında yaptığı üzere, Türkiye’nin genelde Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleriyle, özelde ise Rusya ile ulusal para birimleri üzerinden yapacağı ticaret kapsamında, ulusal para birimleri üzerinden ödemelerde ABD tarafından bloke edilemeyecektir.

Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleri ile ekonomik ilişkilerini ilerletmesi her iki taraf için de karşılıklı avantajlar doğurmaktadır. Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkelerinin Türkiye ile ekonomik ilişkileri sınırlanmış bir düzeydedir. Fakat ülkelerin ürün temelli dış ticaret rakamlarına bakıldığında ve Türkiye’nin jeopolitik konumu dikkate alındığında, Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleri için hem önemli bir ticaret ortağı hem de önemli bir ticaret yolu olma potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Türkiye, Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkelerinin güneye erişmeleri ve Akdeniz’e açılan tek kapılarını etkinleştirmede önemli rol oynamaktadır. Avrasya Ekonomik Birliği üye ülkeleri ise Türkiye’nin dış ticaret pazarını çeşitlendirme ve stratejik iş birliklerini geliştirme noktasında kritik öneme sahiptir. Pazarın büyümesi ile bazı ürünlerin düşük fiyattan tüketiciye ulaştırılabilmesi ve rekabet gücünün artması imkânı bulunmaktadır (Blockmans vd. 2012).

Rusya ve Kazakistan dünyanın en büyük enerji tüketicisi olan Çin’in önemli enerji sağlayıcılarıdırlar. Bu durum birliğin Çin “in stratejik ortağı haline gelmesine neden olabilir (Draitser, 2014). Bu bağlamda, Türkiye’nin AEB üyesi ülkeler ile geliştireceği ilişkiler, gerek enerji kaynaklarına erişim gerekse Çin ile dolaylı olarak ilişkilerin gelişmesi konularına katkı sağlayacaktır.

Son olarak, Avrasya Ekonomik Birliği henüz çok taze ve yeni kurulmuş bir birlik olduğu için, Türkiye’nin buraya üye olmasıyla birlikte sahip olduğu demografik, ekonomik, politik, askeri, kültürel ve teknolojik güç kapasiteleriyle birlikte Birliği doğrudan etkileme pozisyonuna erişebilecek, Rusya ile birlikte Avrasya Ekonomik Birliği’nin lokomotif ülkeleri haline gelebilecek ve bu durum Türkiye’nin ekonomisine, bölgedeki gücüne ve uluslararası ilişkilerdeki ağırlığına da olumlu yönden bir etki silsilesi yaratabilecektir.

KAYNAK

BLOCKMANS, S. , KOSTANYAN, H. ve VOROBIOV, I. (2012), “Towards A Eurasian Economic Union: The Challenge Of Integration And Unity”

DRAITSER, E. (2014). “The Geopolitics Of The Eurasian Economic Union”

Hürriyet (2013), ‘Şangay Beşlisi’ne alın AB’yi unutalım’, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/sangay-beslisine-alin-abyi-unutalim-22448548

International Trade Centre (ITC), Trademap. (2019). Trade Map: ITC. Kasım 7, 2019 tarihinde ITC Web sitesi: https://www.trademap.org/ adresinden alındı

ÖZTÜRK, Y. (2013), Avrasya Birliği Projesi ve Türk DıĢ Politikasına Yansımaları, Çankırı Karatekin Üniversitesi: Uluslararası Avrasya Strateji Dergisi,C:2, S:2, s. 223-244.

Uluslararası Para Fonu (IMF). (2019, Ekim 18). World Economic Outlook Database, October 2019: IMF. Uluslararası Para Fonu (IMF) Web sitesi: https://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2019/02/weodata/WEOOct2019all.xls adresinden alındı

YILMAZ, S. (2017). Asya’da Bir Ekonomik Gelişim Modeli: Avrasya Ekonomik Birliği, Elektronik Siyaset Bilimi Araştırmaları Dergisi,C:VIII, S:1, s. 63-74.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz