Hicaz Hizbullahı’nın Tarihi ve Günümüzdeki Durumu

923
Yazarlık Başvurusu

Suudi Arabistan genelde katı Vahhabî – Selefî kimliğiyle ve otoriter monarşisiyle bildiğimiz bir devlet.  Şiiler bugün Suudi Arabistan nüfusunun %10-15 civarını oluşturmaktadır. Çoğu, petrol kaynaklarının gayet bol olduğu Doğu bölgelerinde yaşamakta ve buralarda yaşayan Şiilerin kahir ekseriyetini On İki İmamcılar teşkil etmektedir. Suudi Arabistanlı Şiiler, Şiileri tekfir eden (kâfir olarak gören) Vahhabî mezhebini benimsemiş Suud Hanedanının kontrolü altına girdiklerinden beri ciddi baskılara, politik dışlanmışlığa ve fakirliğe maruz bırakılmıştır. Bu azınlığa devletin hiçbir kademesinde yöneticilik görevi verilmemiş, bugüne kadar Suudi Arabistan devletinde hiçbirisi bakanlık, elçilik veya üniversite dekanlığı gibi görevlere getirilmemiştir (1).

Örgütün Kökleri: Hicaz Alimleri Cemaati

1970’li yıllarda Suudi Arabistanlı bir grup Şii genç dini eğitim almak için Irak’ın (Şiiler için bir ilim merkezi sayılan) Necef kentine gitmiştir. Burada o zamanın en büyük Şii alimlerinden ve taklid merciilerinden biri olarak addedilen Muhammed Bakır es-Sadr’dan eğitim görmüşler, daha buradayken Ruhullah Humeyni’nin görüşlerinden etkilenmişlerdir. 1979’daki İran İslam Devrimi sonrasında İran’ın Şii ilim merkezi olarak görülen Kum şehrine gitmiş, 1980’lerin ortalarında burada Tecemmu’ Ulemâ’il-Hicaz (Hicaz Alimleri Cemaati)’ı kurmuşlardır. Cemaatin adında kullanılan Hicaz adıyla sadece bildiğimiz Hicaz bölgesi kastedilmemiştir, bu adın kullanılma sebebi Ruhullah Humeyni’nin, Suudi Arabistan’ın meşruiyetini küçümsemek amacıyla bütün Suudi Arabistan topraklarına Hicaz demesidir. Yoksa Hicaz bölgesinde Şii nüfusu çok azdır ve grubun kurucularının çoğu da Şii nüfusun yoğun olduğu Doğu bölgelerindendir. Hicaz Alimleri Cemaati, Suudi Arabistan’da faaliyet göstermeye başladıktan ve İran İslam Devrimi gerçekleştikten sonra Kasım 1979’da, ülkede Şii nüfusun yoğun olduğu Doğu bölgesinde, Suud rejiminin Kerbela Matemlerini yasaklamasını protesto eden Şiiler bu protestoları büyük bir isyana dönüştürecekti.

1979’daki isyandan bir görünüm

Iraklı taklid mercii ve İslami Eylem Örgütü’nün lideri Muhammed eş-Şirazî’nin Suudi Arabistanlı Şii takipçilerinden bir grubun 1975’de kurduğu Öncü Davetçiler Hareketi, isyan çıkınca Arap Yarımadası İslam Devrimi Örgütü adında silahlı kolunu kuracaktı ve isyana iştirak edecekti fakat Hicaz Alimler Cemaati ise bu isyana iştirak etmeyerek dinî faaliyetler üzerine yoğunlaştı ve Humeyni’nin merciiyetinin (merciiliğinin) propagandasını yapmaya devam etti. 1980’de ise isyan kanlı şekilde bastırılacaktı. 1980’lerin ikinci yarısından sonra İran, 1979’dan beri benimsediği devrim ihracı yani ülkesinde gerçekleşen devrimi diğer ülkelere yayma politikasını yeniden gözden geçirmeye başladı ve Öncü Davetçiler Hareketi ile İran’ın ilişkileri zayıflamaya başladı. Oxford Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev yapan Toby Matthiesen’e göre Ali Hamaney ve Ekber Haşimî Rafsancanî gibi dönemin İran siyasetinde etkin olan bazı isimleri bu örgütü kullanışsız bulmaya başlamıştı. Bunun sonucunda Arap Yarımadası İslam Devrimi Örgütü (AYİDÖ), 1987 yılında Suudi Arabistan ile ilişkilerini yumuşatmaya karar verdi ve böylece hapisteki üyeleri de Kral Fehd’in çıkardığı genel aftan yararlandı (2).

Silaha Sarılma Zamanı: Hicaz Hizbullah’ı Nasıl Kuruldu ?

31 Temmuz 1987’de Hac sırasında çoğu İranlı 400’ten fazla hacının Mescid-i Haram’ın yakınlarında Suudi Arabistan polisiyle çatışırken ölmesi İran-Suudi Arabistan ilişkilerini yeniden gerdi ve İran 3 yıl boyunca Haccı boykot etti. AYİDÖ ile ilişkileri artık zayıf olduğundan dolayı İran, Suudi Arabistan üzerine baskı aracı olarak daha kolay kullanabileceği yeni bir örgüte ihtiyaç duydu. Bu nedenle İran desteğiyle Mayıs 1987’de Hicaz Alimleri Cemaati yöneticileri Haşim eş-Şahs, Abdulkerim el-Hubeyl ve Abdulcelil el-Ma’ tarafından kurulmuş Hicaz Hizbullah’ı, bu olaydan bir hafta sonra Suud rejimine karşı halkı ayaklanmaya çağırdı. Hicaz Hizbullah’ı örgütünün başına ise, daha önceden Lübnan’da Lübnan Hizbullah’ı safında İsrail’e karşı savaşmış ve Öncü Davetçiler Hareketi’nde faaliyet göstermiş Ahmed el-Muğassil geçti. Örgütün amacı silahlı mücadeleyle rejimi devirmek ve İran tipi bir rejim kurmaktı. İran tipi bir rejim kurmak istediği için doğal olarak molla sınıfının yönetimi elde tutmasını ve Amerikan emperyalizmi ile Siyonizme karşı mücadeleyi gerekli gören Velâyet-i Fakih prensibini de benimsemişti ve Amerikan emperyalizmi ile Siyonizme karşı Şia ve Ehl-i Sünnet’in birlik olması gerektiğini savunuyordu. Suudi Arabistanlı araştırmacı-yazarlar Bedr el-İbrahim ve Muhammed es-Sadık’a göre Hicaz Alimleri Cemaati ile Hicaz Hizbullahı arasındaki tek bağ ideolojikti, aralarında örgütsel bir bağ yoktu. Dubai merkezli ve sahipleri Suudi Arabistanlı olan el-‘Arabiyye haber sitesinde yayınlanan 7 Mart 2014 tarihli bir dosyada Hicaz Hizbullahı’nın AYİDÖ’nün silahlı kolu olduğu iddia edilmiştir. Bu bilgi, diğer kaynaklardaki bilgilerle açık şekilde çelişmekte (3).

İlk Silahlı Eylemler 

Ağustos 1987’de Cu’ayme Petrol tesisinde meydana gelen patlamanın önce kaza olduğu açıklandı fakat daha sonradan bu patlamanın Hicaz Hizbullahı tarafından gerçekleştirilen bir saldırı olduğu öne sürüldü. Mart 1988’de Cubeyl’deki Sadef Petrokimya tesisinin bombalanması olayı ise örgütün üstlendiği ilk eylem olacaktı. Bu eylemden sonra Suud polisi geniş çaplı tutuklamalara başladı ve eylemi yapan 4 örgüt üyesini de tutuklamayı başardıktan sonra halka açık şekilde idam etti. AYİDÖ bu eylemin, Suudi Arabistan’ın Irak-İran Savaşı’nda Irak’a yardım etmesi nedeniyle İran’dan bir misilleme olarak yaptırıldığını iddia etti. Hatta örgüt ile ilişkili olduğu düşünülen Hicaz Kutsal Savaş Örgütü isimli bir grup, idam edilen 4 Hicaz Hizbullahı mensubunun intikamını almak amacıyla Ekim 1988’de Ankara’da Suudi bir diplomata suikast düzenledi.

1988’de Ankara’da suikastle öldürülen Suudi diplomat Abdulğani Bedyevî (solda) ve Suudi Ukaz gazetesinde suikast haberinin manşeti. Manşette “Mekke’de şehid Bedyevî’nin naaşını uğurlama, Türk yetkilileri katilleri aramayı sürdürüyor” yazmakta.

Yine Ocak 1989’da Ankara’da görev yapan başka bir Suudi diplomat Abdurrahman eş-Şeryevi arabasındayken bombalı saldırıya uğradı, saldırıdan yaralı kurtulmayı başardı. Bunun haricinde yurtdışındaki bazı Suudi Arabistanlı diplomatlara da muhtelif suikast teşebbüslerinde bulunuldu. El-‘Arabiyye haber sitesinin 7 Mart 2014 tarihli dosyasına göre bu tür eylemleri gerçekleştiren Hicaz Kutsal Savaş Örgütü gibi örgütler, Hicaz Hizbullahı’nın uluslararası ithamlara maruz kalmaması amacıyla paravan olarak kullandığı hayalî örgütlerdi. AYİDÖ ve solcu grupların bazı üyeleriyle birlikte Hicaz Hizbullahı’nın Abdulkerim el-Hubeyl ve Ca’fer el-Mubarak gibi yöneticileri de tutuklandı. Örgütün 4 üyesi 1990’da Kral Fehd’in çıkardığı bir af ile serbest bırakıldı, en az 4 komutan 1993’e kadar hapiste kaldı. Yine Mart 1988’de Hicaz Hizbullahı’nın, Ra’s Tennura Petrokimya tesisini bombalaması eylemi de meşhurdur. Gerçekleştirilemeden Suudi Arabistan Polisi tarafından engellenen eylem girişimleri de olmuştur, mesela 1988’de örgüte bağlı bir kişi Aramco Ra’s Tennura Rafinerisine bomba yerleştirmeye çalışırken şirkette çalışan Şii bir görevli tarafından yakalanmış ve bu görevlinin ihbarı sonucunda bu kişi polisler tarafından tutuklanmıştır (4). Ağustos 1988’den sonra örgüt, silahlı eylemlerden ziyade tekrar siyasî ve dinî propagandaya ağırlık vermeye başlayacaktı. Hicaz Hizbullahı örgütü 1989’da Beyrut’ta bu amaçla Risaletu’l-Harameyn (Harameyn’in Mesajı) dergisini çıkarmaya başlayacaktı ve bu dergide Lübnan Hizbullahı üyesi ve Iraklı Şii yazarlar da çeşitli yazılar yayınlayacaktı. Bu dergide daha çok örgütün ve Hicaz Alimleri Cemaati’nin açıklamaları yayınlanıyordu ve diğer yazıları kaleme alanlar molla olmayan aktivistlerdi. Dergide birçok defa, Hicaz Alimleri Cemaati’nden delegelerle Lübnan Hizbullahı yöneticileri ve Ali Hamaney’in yaptığı toplantılar yayınlanmıştı. Bu da örgütün Hizbullah ve İran ile sıkı bir bağının olduğunu gösteren kanıtlardan biri. 1990’dan sonra örgüt Anti-Amerikancı söylemini arttırmış ve ABD’nin Suudi Arabistan’a asker yerleştirmesinin bu iki devlete karşı cihadı, Müslümanlar üzerine bir görev kıldığını açıklamıştır. Ayrıca dergi 1991’de Londra’da da bir ofis açmıştır (5). Ancak dergi 1995’te yayınlarına son vermiştir. Fakat bu yıllarda Hicaz Hizbullahı’nın silahlı eğitimleri ihmal etmediğini, üniversitelerde okuyan Şii gençleri propagandalarla örgüte kazandırıp Lübnan ve İran’daki kamplarda silahlı eğitim gördüğünü de biliyoruz (6).

1993 Anlaşması Ve Geçici Ferahlama Dönemi 

1993’te Suudi Arabistan ile Islah Hareketi (AYİDÖ 1990 yılında Islah Hareketi’ne dönüştü) arasında bir anlaşmaya varıldı. Bu anlaşmaya göre Suudi Arabistan genel bir af ilan edecek ve ülkedeki Şiilerin sosyopolitik koşullarını iyileştirmeyi temin edecek, bunun karşılığında da Suudi Arabistan Şiilerinin çoğunun desteklediği Islah Hareketi de politik faaliyetlerini sonlandıracaktı. Toby Matthiesen’e göre Suud rejiminin bu anlaşmaya yanaşmasının nedeni, rejime karşı Sünni ve Şii hareketlerin ittifak yapabileceğini öne süren raporlardı. Ancak görüşmelere Hicaz Hizbullahı ve solcu grupları temsilen sadece Islah Hareketi katılmıştı. Hicaz Hizbullahı’nın yaptığı bir açıklamaya göre, kendileri görüşmelere ancak mezhepçi ayrımcılığa son verilmesinin ve Suudi Arabistan Şia’sına gerçek kazanımlar getirilmesinin görüşülmesi halinde katılabilirdi.

Örgüt, rejime karşı tavrını ancak Şia’nın hükümet tarafından resmen tanınması halinde değiştireceğini açıkladı. Üyelerini, “cihad ve devrim yoluna devam etmeye” çağırdı. Anlaşmanın uygulamaya konmasıyla birlikte Suud rejimi bütün Şii siyasi tutukluları serbest bıraktı, bunların birçoğu da pek tabii ki Hicaz Hizbullahı üyeleri ve komutanlarıydı. Bu sayede örgütün yurtdışında olan üyelerinin çoğu da ülkeye geri döndü ve örgüt tekrardan dinî ve sosyal faaliyetlere odaklandı. Şiiler bu anlaşma sayesinde ilk kez Suudi Arabistan’da cami inşa etme ve dini kitap neşretme hakkını elde edecekti. Örgüte bağlı bazı mollalar Muberraz ve Katif şehirlerindeki Şii medreselerinde ders vermeye başladılar, birçoğu da camilerde imam olarak görev almaya başladı. Örgütün liderlerinden Ca’fer el-Mubarak, Safva şehrinde bir camide imam oldu, diğer bir komutan Haşim eş-Şahs ise köyünün camisinde imamlık yapmaya başladı. Bunlar, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in resmen yerel temsilcileri olarak çalıştılar, hatta Şia’nın Caferi mezhebine göre yarısı müctehid taklid merciilere verilen humus (7) gelirlerini de Ali Hamaney adına onlar alıyordu. Örgütün dini-siyasi kanadı Hicaz Alimleri Cemaati ise Katif kırsalında cemaatin etkisi altına giren köylerde “emrun bi’l-ma’ruf ve nehyun ani’l-munker (iyiliği emretme ve kötülükten alıkoyma)” faaliyetleri yapıyordu. Yani İslam’a aykırı gördükleri fiilleri toplum içinde yapanları “Emrun Bi’l-Ma’ruf Heyetleri” tespit ediyor, bu kişiler bu heyetlerin merkez binasına getiriliyor ve burada kendilerine “had cezası (İslam’da uygulanmasının emredildiği cezalar)” uygulanıyordu.

1996 Huber Kuleleri Saldırısı ve 2. Baskı Dönemi

25 Haziran 1996’da tonlarca TNT yüklü bir tanker, Zahran kentindeki Amerikan askerlerinin kullandığı Huber Kuleleri’ne yakın bir meskene bombalı bir saldırı düzenleyecekti. 19 Amerikan askeri ölecek, yüzlercesi yaralanacaktı. Kısa süre sonra Suud rejimi saldırıdan Hicaz Hizbullahı’nı sorumlu tutmaya başlayacak, Sünni ve Şii hareketlere üye yüzlerce kişiyi tutuklayacaktı. Hicaz Hizbullahı ile de bağlantısı bulunan neredeyse herkes tutuklanacaktı. Birçoğu işkenceler görecek, yıllarca hapiste yatacaktı. Kaçabilenler İran’a, Suriye’ye, Lübnan’a veya Batı ülkelerine kaçacaktı.

Örgütün sempatizanları da tutuklamalardan nasibini alacaktı, hatta evinde Humeyni veya Lübnanlı Ayetullah Muhammed Hüseyin Fadlallah’ın kitapları bulunanlar ve Hicaz Hizbullahı’na üye olan mollaların vaaz verdiği camilerde namaz kılanlar bile tutuklanacaktı (8). Haziran 2002’de Suudi Arabistanlı bir yetkili açıklama yaparak 9 Suudi Arabistanlı Şii’nin, saldırıyı hazırlamakta ve tatbik etmekte yer aldığının tespit edildiğini ve bunların hapis cezası aldığını açıkladı. Bunun üzerine Hicaz Hizbullahı, Huber Kuleleri Saldırısı ile ilgili uzun bir açıklama yaparak örgütün saldırıda parmağının olmadığını söyledi. Ancak açıklamada Amerikan askerlerinin işgalci olarak nitelendirilmesi, örgütün Suudi Arabistan’daki Amerikan askerlerini meşru hedef olarak gördüğünü de aslında işaret etmekte. Örgüt, 1996’da da bir açıklama yayınlayarak saldırıyı üstlenmediğini ilan etmiş fakat ABD’ye “büyük şeytan” demekten de geri durmamıştı. Araştırmacı-gazeteci Ahmed Mecidyar, bu saldırının Hicaz Hizbullahı tarafından yapıldığını kesin şekilde belirtmekte.

Zayıflama Sonucu 2. Ferahlama Dönemi

Huber Kuleleri saldırısından sonraki tutuklamalar ve 2001’de Suudi Arabistan ile İran arasında imzalanan, Suudi Arabistan’ın, toprakları üzerinden ABD’nin İran’a saldırmasına izin vermemesine mukabil İran’ın da Suudi Arabistanlı Şii muhalifleri desteklemeyi durdurmasını öngören anlaşma yüzünden Hicaz Hizbullahı epey zayıfladı. Bu anlaşmadan sonra Suud rejimi, İran yanlısı Şii mollaların dini faaliyetlerine nispeten daha fazla tolerans göstermeye başladı. Örgütün hapiste olmayan üyeleri ise düğün, Hac, Kerbela Matemlerinin düzenlendiği Muharrem Meclisleri gibi dinî ve sosyal aktiviteler tertip etmekle meşgul olmaya başladı. Bundan sonra hapisten çıkan Abdulkerim el-Hubeyl, Huseyn er-Razi gibi bazı eski komutanlar, rejim ile bir barış süreci başlattı. Hatta örgütün komutanlarından Hasan en-Nimr örgüt destekçilerini, 2005’te yapılacak olan belediye seçimlerine katılmaya teşvik ediyordu. Fakat o adaylardan başarılı olabilen çıkmadı. Aynı senede Şii mahkemeleri yeniden organize edilirken Hicaz Hizbullahı’nın eski destekçilerinden Galib el-Hammad, Katif şehrinin Şii kadısı olarak atandı. Örgüt uzun yıllardır silahlı bir eylem yapmıyor ancak bazı üyelerin Lübnan, Suriye, İran ve Irak’ta silahlı eğitim aldığına inanılıyor ve Körfez’deki monarşi ülkeleri, Hicaz Hizbullahı’nın silahlı eylemlere her an tekrardan başlayabileceğinden de endişe duyuyor (9).

Atakan Can 

Stratejik Ortak Misafir Yazar

[irp posts=”1030″ name=”İran ve Hizbullah Şimdi de Yemen’de”]

KAYNAK

1- MAJIDYAR, AHMAD K., Michael Rubin, and Ahmad K. Majidyar. The Shi’ites of the Middle East: An Iranian Fifth Column Report. American Enterprise Institute, 2014, 58-60
2- Matthiesen, Toby. “Hizbullah Al-Hijaz: A History of The Most Radical Saudi Shi’a Opposition Group.” Middle East Journal, 2010, 180-184; MAJIDYAR, AHMAD K., Michael Rubin, and Ahmad K. Majidyar. The Shi’ites of the Middle East: An Iranian Fifth Column Report. American Enterprise Institute, 2014, 61
3- Nevaf el-Kassâmî, el-‘Arabiyye, Cidde, 7 Mars 2014, https://www.alarabiya.net/ar/saudi-today/2014/03/07/%D8%AD%D8%B2%D8%A8-%D8%A7%D9%84%D9%84%D9%87-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D8%B9%D9%88%D8%AF%D9%8A-%D8%A3%D9%88%D9%84-%D9%85%D9%86-%D8%A7%D8%B3%D8%AA%D8%AE%D8%AF%D9%85-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D9%8A%D8%A7%D8%B1%D8%A7%D8%AA-%D8%A7%D9%84%D9%85%D9%81%D8%AE%D8%AE%D8%A9# (siteye Türkiye sınırları içerisinde girilememektedir), Departmental Papers (ASC). University of Pennsylvania. 22 September 2010. Retrieved 1 June 2011, https://repository.upenn.edu/asc_papers/187/
4- Bedr el-İbrahim, Muhammed es-Sadik, el-Hiraku’ş-Şi’î fi’s-Su’udiyye: Tesyîsu’l-Mezheb ve Mezhebetu’s-Siyâse, eş-Şebeketu’l-Arabiyyeti li’l-Ebhas ve’n-Neşr, Beyrut, 2013, 159; Nevaf el-Kassâmî, el-‘Arabiyye, Cidde, 7 Mars 2014, https://www.alarabiya.net/ar/saudi-today/2014/03/07/%D8%AD%D8%B2%D8%A8-%D8%A7%D9%84%D9%84%D9%87-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D8%B9%D9%88%D8%AF%D9%8A-%D8%A3%D9%88%D9%84-%D9%85%D9%86-%D8%A7%D8%B3%D8%AA%D8%AE%D8%AF%D9%85-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D9%8A%D8%A7%D8%B1%D8%A7%D8%AA-%D8%A7%D9%84%D9%85%D9%81%D8%AE%D8%AE%D8%A9# (siteye Türkiye sınırları içerisinde girilememektedir)
5- MAJIDYAR, AHMAD K., Michael Rubin, and Ahmad K. Majidyar. The Shi’ites of the Middle East: An Iranian Fifth Column Report. American Enterprise Institute, 2014, 62; Matthiesen, Toby. “Hizbullah Al-Hijaz: A History of The Most Radical Saudi Shi’a Opposition Group.” Middle East Journal, 2010, 184-189
6- Bedr el-İbrahim, Muhammed es-Sadik, el-Hiraku’ş-Şi’î fi’s-Su’udiyye: Tesyîsu’l-Mezheb ve Mezhebetu’s-Siyâse, eş-Şebeketu’l-Arabiyyeti li’l-Ebhas ve’n-Neşr, Beyrut, 2013, 144-163; Matthiesen, Toby. “Hizbullah Al-Hijaz: A History of The Most Radical Saudi Shi’a Opposition Group.” Middle East Journal, 2010, 191; MAJIDYAR, AHMAD K., Michael Rubin, and Ahmad K. Majidyar. The Shi’ites of the Middle East: An Iranian Fifth Column Report. American Enterprise Institute, 2014, 63
7- Ayetullah Ali es-Sistanî, Tam İlmihâl, https://www.sistani.org/turkish/book/59/3208/
8- HEGGHAMMER, THOMAS. “Jihad, Yes, But Not Revolution: Explaining the Extraversion of Islamist Violence in Saudi Arabia.” British Journal of Middle Eastern Studies 36, no. 3 (2009): 398; Matthiesen, Toby. “Hizbullah Al-Hijaz: A History of The Most Radical Saudi Shi’a Opposition Group.” Middle East Journal, 2010, 190-192; MAJIDYAR, AHMAD K., Michael Rubin, and Ahmad K. Majidyar. The Shi’ites of the Middle East: An Iranian Fifth Column Report. American Enterprise Institute, 2014, 60, 64-65; Bedr el-İbrahim, Muhammed es-Sadik, el-Hiraku’ş-Şi’î fi’s-Su’udiyye: Tesyîsu’l-Mezheb ve Mezhebetu’s-Siyâse, eş-Şebeketu’l-Arabiyyeti li’l-Ebhas ve’n-Neşr, Beyrut, 2013, 155-156
9- Matthiesen, Toby. “Hizbullah Al-Hijaz: A History of The Most Radical Saudi Shi’a Opposition Group.” Middle East Journal, 2010, 192-196; MAJIDYAR, AHMAD K., Michael Rubin, and Ahmad K. Majidyar. The Shi’ites of the Middle East: An Iranian Fifth Column Report. American Enterprise Institute, 2014, 64, 68
– Matthiesen, Toby. “Hizbullah Al-Hijaz: A History of The Most Radical Saudi Shi’a Opposition Group.” Middle East Journal, 2010
– HEGGHAMMER, THOMAS. “Jihad, Yes, But Not Revolution: Explaining the Extraversion of Islamist Violence in Saudi Arabia.” British Journal of Middle Eastern Studies 36, no. 3 (2009)
– MAJIDYAR, AHMAD K., Michael Rubin, and Ahmad K. Majidyar. The Shi’ites of the Middle East: An Iranian Fifth Column Report. American Enterprise Institute, 2014
– Bedr el-İbrahim, Muhammed es-Sadik, el-Hiraku’ş-Şi’î fi’s-Su’udiyye: Tesyîsu’l-Mezheb ve Mezhebetu’s-Siyâse, eş-Şebeketu’l-Arabiyyeti li’l-Ebhas ve’n-Neşr, Beyrut, 2013
– Nevaf el-Kassâmî, el-‘Arabiyye, Cidde, 7 Mars 2014, https://www.alarabiya.net/ar/saudi-today/2014/03/07/%D8%AD%D8%B2%D8%A8-%D8%A7%D9%84%D9%84%D9%87-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D8%B9%D9%88%D8%AF%D9%8A-%D8%A3%D9%88%D9%84-%D9%85%D9%86-%D8%A7%D8%B3%D8%AA%D8%AE%D8%AF%D9%85-%D8%A7%D9%84%D8%B3%D9%8A%D8%A7%D8%B1%D8%A7%D8%AA-%D8%A7%D9%84%D9%85%D9%81%D8%AE%D8%AE%D8%A9#

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz