Uluslararası Hukuk – İç Hukuk İlişkisi

1973

Günümüz dünyasında hukukun önemi ve üstünlüğü her toplum tarafından kabul edilmekte ve bilinmektedir. Küreselleşen ve teknolojinin durmaksızın geliştiği dünyamızda ulaşımın ve ticaretin eskiye nazaran çok daha hızlı olduğu, bilgi paylaşımının saniyeler içinde yapılabildiği bir gerçekliktir. Uluslararası hukuk devletlerarasındaki ilişkilerle ve sorunlarla ilgilenirken; iç hukuk ülke içinde bireyler arası ve bireylerle idari birimler arasındaki ilişkilere odaklanır. Günümüzde bu durum değişmiştir. Devletlerin, şirketlerin, toplulukların hatta tekil olarak bireylerin davranışlarının tüm dünyayı etkileyebildiği günümüzde, uluslararası hukuk ve iç hukuk giderek birbiri içine nüfuz etmiştir. Bu gelişmeler uluslararası hukuk ve iç hukuk kavramlarının yetkileri ve kapsamları bakımından tartışma konusu haline gelmesine sebep olmuştur. Uluslararası hukuk ve iç hukuk arasındaki temel fark toplumsal farkların temelinde gelişerek farklı yapılara sahip olmalarıdır. İç hukukta kanunlar, karar merci devletin ilgili birimleri tarafından düzenlenip yürürlüğe konulurken, uluslararası hukukta kanunlar devletler ve kısmi olarak uluslararası örgütlerce konulmaktadır.

Bununla birlikte iç hukuk kuralları zorlayıcı bir güç olarak devlet tarafından uygulanırken, uluslararası hukuk kurallarını uygulayacak zorlayıcı bir uluslararası mekanizma bulunmamaktadır. Uluslararası hukukun dayanağı olarak farklı görüşler bulunmaktadır. Doğal hukuk görüşü, evrenin yaratılıştan veyahut varoluşsal bir düzeninin bulunduğunu ve bir takım kuralların kaçınılmaz olarak var olduğunu savunur. İradeci görüş, uluslararası hukukun yalnızca devletler tarafından oluşturabileceğini ve bağlayıcılık bakımından kabulünün yine devletler tarafından benimsenebileceğini ortaya koyar. Objektivist görüş ise uluslararası hukukun dayanağının hiçbir kuvvet tarafından oluşturulamayacağını belirtir. Belirtilen bu görüşler günümüzde uluslararası hukukun dayanağını açıklamak için yeterli görülmemektedir. Uluslararası hukuk ve iç hukuk arasındaki ilişkileri inceleyen ve yorumlayan görüşler de bulunmaktadır. Genel kanı olarak iki farklı görüş belirginleşmektedir. Birincisi iki hukuk sisteminin birbirlerinden bağımsız olduklarını, ikincisi birtakım farklılıklar olsa da bir bütünü oluşturduklarını dile getirir. Alman hukukçu Triepel ve İtalyan hukukçu Anzilotti tarafından savunulan düalizme göre iç hukuk ve uluslararası hukuk birbirinden tamamen bağımsız iki hukuk sistemidir ve birbirlerine bir etkileri bulunmamaktadır. İç hukuk, mutlak otorite sahibi devlet tarafından ortaya çıkarılan tek taraflı bir sistemken; uluslararası hukuk birden çok devletin anlaşması sonucu ortaya çıkan çok taraflı bir sistemdir. İki sistemin de düzenlenme amaçlarının farklı oluşu ve uygulanabilirlikleri arasındaki bariz farklar adı geçen hukukçuları düalizmi savunmaya itmiştir. Monizme göre dünyadaki mevcut hukuk düzeni tek bir düzendir ve uluslararası hukuk ile iç hukuk bu düzenin birer parçasıdır. Bu sistemde asıl soru hangisinin diğerinden daha üstün olduğudur. Uluslararası hukukun üstünlüğünü savunan görüş kendi içinde gerçekçi ve normcu olmak üzere ikiye ayrılır. G. Scelle tarafından geliştirilen gerçekçi görüşe göre hiyerarşi içinde uluslararası hukuk, iç hukukun üstündedir. Uluslararası hukuk ile iç hukukun sürekli çatışma içerisinde olması mümkün değildir, olması halinde toplumsal dayanışmanın sağladığı ortak yaşam olası değildir. H. Kelsen’in savunduğu normu görüş, birbirleriyle eşit kabul edilen iç hukuk düzenlerinin birbirleriyle çatışmalarını engellemek ve aralarındaki sorunları çözebilmek için bir üst hukuk düzeninin hiyerarşide ağır basması gerektiğini savunur.

Genel bakış açısında uluslararası hukuk kuralları, iç hukuk kuralları gerekçe gösterilerek ihlal edilemez. Eğer edilebilecek olsaydı kısmi iç hukuk düzenlemeleriyle uluslararası hukukun işlevselliği etki dışı bırakılabilirdi. Bu yüzdendir ki 1969 yılında imzalanan Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 27. maddesinde, antlaşmalar incelendiğinde, herhangi bir tarafın veya devletin bir uluslararası anlaşmayı uygulamamak için meşru kaynak olarak kendi iç hukukunun gereklerini öne süremeyeceği kuralı konulmuştur. Uluslararası Adalet Divanı geçmişte görülen çeşitli davalarda, uluslararası hukukun iç hukukun üzerinde olması, uluslararası hukukun temel ilkesidir prensibini vurgulayarak zaman içinde defalarca iç hukukun bahane edilemeyeceğini bildirmiştir. Uluslararası hukukun iç hukukun üzerinde olduğuna dair uluslararası mahkemelerde verilen bildiriler, iç hukukun önemsiz olduğu anlamına gelmez. İşleyişin sistematik bir şekilde devam edebilmesi için iç hukuk önem arz eder. Uluslararası mahkemelerde ihtiyaç duyulması halinde davayla ilgili olarak iç hukuk kuralları incelenebilir. Devletler mutlaktır ki uluslararası hukuk çerçevesinde hareket etmek zorundadırlar. Uluslararası hukuk kurallarının ihlali devletler açısından sorumluluklar doğuracaktır. Uluslararası antlaşmalar, imzalayan devletler üzerinde iç hukukta mevzuat değişimleri talep edebilir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde alınan kararlar da aynı şekilde devletlerin kendi alanlarında belirli eylemlerde bulunmalarını zorunlu kılabilir. Bununla birlikte uluslararası hukuk kurallarının iç hukuk sitemlerine giderek artan bir eğilimle dâhil edilmesi söz konusudur. Ulusal mahkemelerin belirli alanlarda uluslararası hukuk normları çerçevesinde kararlar aldığı gözlemlenmektedir. Ulusal mahkemelerde alınan bir karar uluslararası hukukta bağlayıcı nitelik taşımaz. Aynı şekilde uluslararası hukuk kurallarının iç hukukta nasıl uygulanacağı konusunda devletlerin kendi anayasaları önemli rol üstlenir. Kimi ulusal yargı organları uluslararası hukuku iç hukuklarından üstün tutarak bunun ışığında kararlar almaktadır. Kimi ulusal yargı organları ise tam tersini uygulamaktadır. Örnek olarak İngiliz hukuk sistemine göre, imzalanmış uluslararası bir antlaşma mevcut iç hukuka aykırı ise iç hukuk kuralı benimsenir ve uygulanır. Uluslararası hukuk kurallarının devletlerce uygulanmaması gerçekte kendi çıkar ve güçlerine bağlıdır. Uluslararası örgütler kurallara uymayan bir devlete yaptırım uygulayabilir. Ancak bu tür bir durumda akıllarda, hangi örgüt tüm dünyaca süper güç kabul edilen Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptırımda bulunmaya cesaret edebilir, sorusu beliriyor.

Devletler ve toplumlar arasındaki sorunların barışçıl ve adil bir yöntemle çözülmesi için geçmişten günümüze geliştirilerek oluşturulan uluslararası hukuk kuralları, kâğıt üstünde zorunlu veyahut dışlayıcı gücü bulunan bir mekanizma olarak gözükse de gerçek hayatta bu ne yazık ki mümkün değildir. Olması gereken, evrensel kuralların uluslararası bir sistemde tüm insanlığın huzuru ve güvenliği için tüm devletlerce ve devlet dışı faktörlerce benimsenmesi ve uygulanmasıdır. Bunun için üst düzey bir vicdan ve ahlak gerektiği aşikârdır. Adil ve barışçıl bir dünya sistemi için devletlerin ve toplumların şahsi menfaatlerini bir kenara bırakması gerekmektedir. Hızla gelişen iletişim teknolojileri, giderek artan toplumlar arasındaki etkileşimler ve yükselen eğitim düzeyi bunu yakın gelecekte mümkün kılabilir. İnsanın ve evrenin varoluşsal gerçeklerinin benimsenerek, her devletin ve toplumun sadece kâğıt üzerinde değil gerçekte de eşit sayıldığı bir sistemde kurulacak uluslararası bir örgüt aracılığıyla, daha yaşanılabilir bir dünya düzeni hayata geçirilebilir. İnancım da bu yöndedir.

[irp posts=”23982″ name=”Uluslararası Hukuk Bağlamında 2017’deki Hollanda-Türkiye Diplomatik Krizi”]

KAYNAK

1) PAZARCI, H. (2015). Uluslararası Hukuk (14. bs.). Ankara: Turhan Kitabevi Yayınları.
2) SHAW, M. (2018). Uluslararası Hukuk (8. bs.). (Çev: Y, ACER., İ. KAYA., M. DEMİRTEPE., G. ŞİMŞEK.). Ankara: Türkiye Bilimler Akademisi.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz