1928 yılında öğretmen Hasan El-Benna tarafından kurulan Müslüman Kardeşler, Mısır’ın İsmailiye şehrinde faaliyetlerine başladı. Başlarda yalnızca Kur’an ve Sünnet merkezli geleneksel dini eğitim modeli benimseyen Müslüman Kardeşler Cemaati, modern Mısır tarihinin girift bir döneminde siyasi bir hareket olarak kendini gösterdi. Yirminci yüzyılın başında el-Benna liderliğinde küçük bir çevrede İslam’ı öğretmek amacıyla faaliyetlerine başlayan Müslüman Kardeşler, zaman içerisinde “Din’i” siyasi mücadelenin temel aracı olarak gören bir program çerçevesinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Müslüman Kardeşler’in amacı ve ideolojisi, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Mısır’daki siyasi, sosyal ve ekonomik koşullar bağlamında şekillendi. İngiliz sömürgesinin başladığı (1882) yılına kadar uzanan kriz ortamında Avrupa’nın siyasi ve ekonomik dinamiklerinin Mısır’a yansıması, İslam tarihinin entelektüel geleneklerindeki yapısal değişim ve bunun en etkili yansıması olan halifeliğin kaldırılması, Müslüman Kardeşler’in kuruluşunda ve ideolojik rotasında belirleyici rol oynadı.
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Mısır’daki siyasi atmosfer, Müslüman Kardeşler hareketinin ortaya çıkmasında ve ideolojik temellerinin atılmasında bir dönüm noktasıydı. İngiliz işgalinin Mısır’ın siyasi, ekonomik ve sosyal hayatı üzerindeki etkisi, ülkedeki toplumsal huzursuzluğu körükleyen en temel unsurdu. İngiliz yönetimine karşı demokratik yahut anti-demokratik muhalif hareketler uzun süre yasaklanmış ve muhalif olduğu düşünülenlerin çoğu sömürge idaresince sürgüne gönderilmişti. Bu sebeple yirminci yüzyılın başlarında Mısır’da herhangi bir örgütlü ulusal hareket yoktu. Artan baskılar toplumda iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladığı sıralarda kurtuluş reçetesini bağımsızlıkta bulan Mısır Halkı Cihan Harbi akabinde ayaklanmaya başladı. Bu harekette El- Vefd Partisi lideri Saad Zağlul isimli milliyetçi devlet adamı ön plana çıktı. Britanya’ya yazdığı mektupta temsil hakkı isteklerini dile getirdi [1]. Ancak Britanya’nın bunu kabul etmesi kolay olmadı. Bağımsızlık talebiyle başlayan kitlesel gösteriler, hızla Mısır tarihinin en önemli halk ayaklanmalarından birine dönüştü. İngiliz yönetimi, Mısır’ın bağımsızlığını 1919’da başlayan ve 1919 devrimi (ثورة 19199) olarak tarihe geçen olayların akabinde üç yıl boyunca kamu düzeninin bozulmasını engelleyemediği için tanımak zorunda kaldı. Ancak aynı bildirgede Birtanya’nın siyasi ve askeri varlığını koruyacak şartlara da yer verildi. Böylelikle Mısır, 1922’de İngiliz egemenliğinde yarı bağımsız bir ülke oldu. 1923’te anayasanın ilan edilmesiyle birlikte –bugünkü Sudan’ı da içine alan- Mısır Krallığı (1922-1953); Kavalalı Mehmet Ali Paşa (1769-1849) soyundan (Ahmet Fuad Paşa) Kral 1. Fuad önderliğinde güçlü bir monarşi sistemine ek olarak halk tarafından seçilmiş bir parlamentoyu da kabul ederek resmen kuruldu.
1924’te yapılan seçimlerle ilk başbakan da el-Vefd Partisi lideri Saad Zağlul seçildi [2]. Ancak yeni kurulan bu yarı-egemen düzende Avrupa’nın baskısı altında siyasi ve bürokratik reformlarla birlikte –eğitim sisteminden yargı sistemine- kaçınılmaz modernleşme süreci başladı. Fakat bu süreç devletin görece özerkliğinin artmasına ve bürokratik otoriter sistemin kuvvetlenmesine yol açtı [3]. Reformlar ise bir yandan merkezi otoriteyi güçlendirmeyi ve Avrupa’ya karşı gerilemeyi önlemeyi amaçlarken diğer yandan da kurulan düzende aradığını bulamayan halkın çoğunluğunu oluşturduğu geleneksel dini anlayışın etkisini kırmayı amaçlıyordu. Avrupa’dan devşirilen yasaların, politikaların ve eğitim sistemlerinin benimsenmesi, ulus-devlet inşası esnasında ekonominin modernleşmesine, devlet ve sınıf yapılarındaki köklü değişikliklere, yeni bir entelektüel sınıfın ortaya çıkmasına ve modern ideolojilerin -özellikle de laik milliyetçi ideolojilerin-benimsenmesine yol açtı. İşte bütün bu gelişmeler Mısır’ın fikri dünyasında uzun süreli tartışmaların başlamasına neden oldu. İslami söylem de bu tartışmanın bir parçası olarak Mısır entelektüel hayatında yerini aldı. Modernleşme hareketleri ile ulemalar (İslam alimleri) siyasi alandaki rollerini yitirdiler ve (sivil-asker) bürokrasiyi tamamıyla terk ettiler, terk etmek zorunda kaldılar.
Dolayısıyla “Heterodoks İslam” olarak bilinen Popüler İslam güçlendi. 3 Mart 1924’te Türkiye’de halifeliğin kaldırılması bu bağlamda bir dönüm noktasıydı. Bu değişim Mısır’da büyük bir kurumsal ve sosyal sarsıntıya neden olmuş, böylece başta Müslüman Kardeşler olmak üzere birçok kesime hitap eden çeşitli dini organizasyonların siyasi arenada boy göstermesine yol açmıştır. Binaenaleyh Müslüman Kardeşler de savaş sonrası dönemde İngiliz işgaline karşı savaşmak için kendine bu şekilde alan buldu. Mısır siyasi hayatında saray – İngiltere – siyasi partiler üçgeni arasındaki çatışmanın yoğunlaşması, idari başarısızlık ve Müslüman çoğunluğun yeni düzende aradığını bulamayışı, 1928 yılında sahneye çıkan Müslüman Kardeşler’in dini enstrümanları kullanan en etkili siyasi aktör olmasında önemli rol oynadı [4]. Netice itibariyle bir kriz dönemi olarak 19.yy, savunmacı ve müdahaleci bir İslam anlayışı yarattı.
Müslümanların geri kalmışlığı, asırlardır elde tutulan kontrolün kaybedilmesi ve geleneksel İslami anlayışa meydan okuyan Batılı fikirlerin bölgeye müdahil oluşuyla Siyasal İslam söylemi filizlenmeye başladı. Bu söylem, Batı’nın ilmi ve fenni açıdan yakalanması ile ona İslami esaslarla üstünlük kurulması sentezine dayanan “Yeniden İslam” temelinde oturmaktaydı. O döneme kadar -kısa dönemler hariç- Hilafetsiz düzen tecrübesi olmayan İslam, ilk kez bu gerçekle yüzleşmek zorunda kalmıştı. 1924 yılında Hilafetin ilgasıyla birlikte başlayan Ümmetçilik anlayışı ile Hilafet arayışı Müslüman toplumları siyasi alana iterek Afrika’dan Asya’ya var olan cemaat yahut tarikatların siyasete katılımını mecbur kıldı. Müslüman Kardeşler Cemaati de bu mecburiyete binaen Mısır’da mezkur amaca binaen doğmuştur.
[irp posts=”24161″ name=”Müslüman Kardeşler’in Kuruluşu ve Değişen Cihat Anlayışı”]
Muhammed Ali Acar
Stratejik Ortak Misafir Yazarlar
KAYNAK
[1] https://ancientegyptnhd.weebly.com/egyptian-revolution-of-1919.html
[2] Jankowski, James (2000). Egypt: A Short History. Oxford: Oneworld Publications.
[3] Leonard Binder, Liberal İslam, çev. Yusuf Kaplan, Kayseri, Rey Yayıncılık, 1996, s. 21
[4] Selma Botman, “The Liberal Age, 1923-1952”, Egypt: Modern Egypt From 1517 to the End of the Twentieth Century, M. W. Daly (Ed.), Cambridge, Cambridge University Press, 2008, p. 287
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.