Enerji Kaynaklarının Parlayan Yıldızı: Yenilenebilir Enerji

317
Yazarlık Başvurusu

Yenilenebilir Enerji; doğada kaybolmayan, sürekliliği olan ve doğal süreçlerle oluşan enerji akışından elde edilmektedir. Yenilenebilir olan kaynaklar, süreklilik gösterdiği için zamanla tükenmezler, tekrardan kullanılabilirler ve yenilenemeyen enerjilerin alternatifleridirler (Yaman,2007:236). Yenilenebilir enerji, ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerjiyi yerli kaynaklarla sağlamaları ve dışa bağımlılıklarının azalması anlamlarına da gelir. Çok daha önemlisi, enerji tüketimi sonucunda çevrede oluşan zarar, böylece en aza indirilmiş olur. Buna karşın günümüzde, dünya genelinde, tüketilen enerjinin çok azı yenilenebilir kaynaklardan elde edilmektedir. Ancak fosil yakıtların bu yaygın kullanımı halen sürse de gittikçe artan bir oranda yenilenebilir enerjinin kullanımı da artmaktadır (Karagöl ve Kavaz, 2017: 7). Tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının ortak özellikleri; çevreye çok daha az zarar vermeleri, süreklilik taşımaları, tekraren kullanılabilmeleri ve yerli kaynaklardan elde edilebilir olmalarıdır. Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de hızla artan enerji ihtiyacının karşılanmasında yenilenebilir enerjiye bir yönelme olduğu görülmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla yerli enerji üretimi sağlanmakta ve çevre tahribatı çok daha az olmaktadır. Ayrıca artan tüketim talebi ile birlikte petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların fiyatları artmakta bu kaynaklara sahip olmayan ülkeler ile sahip olan ülkeler arasında ciddi bir dengesizlik yaşanmaktadır. Aynı şekilde gelecek yıllarda yenilenemeyen enerji kaynaklarının ihtiyaçlara cevap vermeyeceği anlaşılmakta bu da yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini daha da arttırmaktadır (Erdoğan ve Seçgin, 2008: 2). Türkiye, bulunduğu coğrafi konum ve jeopolitik yapısı itibariyle tüm yenilenebilir enerji kaynaklarından yeterli düzeyde faydalanma imkânına sahiptir (Karagöl ve Kavaz, 2017: 18). Avrupa Birliği ülkeleri ile karşılaştırıldığında özellikle yenilenebilir enerji kaynakları ve potansiyelleri bakımından, Türkiye’nin daha elverişli bir konuma sahip olduğu görülmekte ve hızla artan şekilde yenilenebilir enerji yatırımları yapılmaktadır.

Kısaca yenilenebilir enerji kaynaklarına bakılacak olursa:

Güneş Enerjisi:

 Dünyada bulunan fosil yakıt kaynakları rezervlerinin tamamıyla kıyaslandığında, dünyaya bir yılda düşen güneş enerjisi bu rezervlerden elde edilecek olan tüm enerjiyi karşılayabilmektedir (Gürsoy, 2004: 122). Bu nedenle güneş, enerji kaynakların en güçlüsü olarak ifade edilmektedir. Türkiye’ye düşen güneş enerjisi tüm 6 Avrupa ülkelerine düşen miktarın toplamına eşittir. Yani Türkiye güneş enerji bakımından fazlasıyla zengin bir ülke konumundadır (Erdoğan ve Seçgin, 2008: 4). Güneş enerjisinden yararlanmak için, güneş ısısı toplayıcıları kullanılmaktadır. Bu toplayıcılar aracılığıyla güneş enerjisinin farklı ısıtma işlerinde kullanılması sağlanmaktadır (Avcı,2009: 62). Oldukça geniş kullanım alanına sahip olan güneş enerjisi özellikle elektik enerjisi üretiminde, ısıtma ve aydınlatma konusunda hem evlerde hem de işyerlerinde verimli bir biçimde kullanılabilmektedir. Ayrıca güneş enerjisinin çevreye karşı bilinen herhangi bir zararının olmaması, sürekliliği olan bir kaynak olması, ilk kurulum maliyeti düşünülmezse oldukça ucuz olması açısından günümüzde oldukça avantajlı bir kaynaktır (Adıyaman, 2012:9). Fakat güneş enerjisinden elektrik elde edilmesinin maliyetli olması, kış aylarında bazı bölgelerde güneşlenme sürelerinin yeterli olmaması nedeniyle kullanılamaması, elde edilen enerjinin depolanmasında yaşanan sıkıntılar ve güneş enerjisi panellerinin hem maliyetli hem de geniş alanlara kurulabilmesi gibi nedenlerden dolayı da güneş enerjisinin bazı dezavantajları da vardır.

Rüzgâr Enerjisi:

 Rüzgârların fazla olduğu yerlerin belirlendiği bölgelere kurulan, havada oluşan belirli bir enerji döngüsü sonucunda elektrik enerjisi oluşmasını sağlayan rüzgâr tribünleri ile elde edilmektedir. Rüzgârdan elde edilen enerji, rüzgârın hızına ve estiği süreye göre değişiklik göstermektedir. Rüzgâr enerjisinin verimli olması için göz önüne alınması gereken en önemli husus rüzgârın hızıdır. Çünkü rüzgâr gücüyle elde edilebilecek olan enerji, rüzgârın hızının yüksek olmasıyla ilgilidir. Hız arttıkça, basınç da artmakta bu durumda elektrik enerjisi elde edilecek olan rüzgâr tribününün dönmesini sağlanarak enerji elde edilebilmektedir (Avcı,2009: 61). Rüzgâr enerjisi, önümüzdeki yıllarda enerji üretimini sağlamak için en fazla kullanılacak teknolojilerden birisi olarak görülmektedir (Apaydın ve diğerleri, 2009:103). Rüzgâr enerjisi doğaya karşı daha az zararlı olan ve tükenmeyen bir enerji kaynağıdır. Elde edilebilmesin de bölgesel olarak değişiklik göstermesi, dünya piyasasından bağımsız olması, çevreyi kirletmemesi ve diğer ülkelere karşı bağımlılık yaratmaması durumlarından dolayı avantajlı olarak görülmektedir. Görüntü kirliliğine neden olması, yatırım maliyetinin yüksek olması, televizyon yayınlarının ve iletişimde 7 kullanılan cihazların dalgalarını etkilemesi nedeniyle dezavantajlı olarak da görülebilmektedir (Erdoğan ve Seçgin, 2008: 16).

 

Hidroelektrik Enerji:

Hidroelektrik Enerji

Hidroelektrik enerjisi, hareket halindeki su sonucunda elde edilebilen enerjidir (Avcı,2009,56). Bu da genellikle barajların önüne kurulan elektrik santralleri yoluyla elde edilir. Hidroelektrik santralleri akarsuların akış özellikleri nedeniyle, belirli bölgelere kurulabilmektedir. Bu santraller,gelişmiş ülkelerde diğer ülkelere göre daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Hidroelektrik enerjisi bazı ekonomik avantajları nedeniyle kullanılabilir olarak görülmektedir. Bu ekonomik avantajlarının en önemlileri; santrallerin kurulumu için harcamanın bir kez yapılması, üretimin sürekli olması, doğal bir kaynak olması ve dışa bağımlılığının olmamasıdır. Ayrıca kullanılması halinde çevre kirliliği oluşturmamaktadır. Fakat bu santrallerin kurulmasının uzun sürmesi, maliyetinin yüksek olması ve yağışlara bağlı olarak enerji üretebilmesi açılarından dezavantajlı olarak görülmektedir.

Jeotermal Enerji:

Jeotermal Enerji

Yeraltında bulunan ısının, yeraltı sularını etkilemesi ve ısınan suyun da yeryüzüne çıkması sonucunda ortaya çıkan bir enerji türü olarak tanımlanmaktadır (Avcı,2009: 57). Kullanıldıkça tükenmemesinden dolayı yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde yer almaktadır (Aydın,2014:203). Yer altındaki sıcak sular ve sıcak buhar yeryüzüne çıktıktan sonra kurulan elektrik santraliyle elektrik enerjisine dönüştürülür. Dönüştürülen enerji elektrik dışında merkezi ısıtma ya da soğutma sistemi olarak evlerde, seralarda ve fizik tedavi merkezlerinde kullanılmaktadır (Kurtman, 1978: 126). Yenilenebilir enerji kaynaklarından birisi olan jeotermal enerji çevreye zarar vermemektedir (Aydın,2014: 204). Jeotermal enerji, sürekliliği olan, ucuz, güvenilir ve yerli bir enerji türü olarak görülmektedir (Uluşahin, 2009: 156). Isınma için düşük ücretli ve kullanıma hazır bir enerji kaynağı olması nedeniyle de avantajlıdır. Fakat yüzeye çıkan bu kaynakların zararlı gaz salımı yapması, tesisatı çabuk çürütmesi, fazla kireç oluşumuna ve paslanmaya sebep olması gibi nedenler de dezavantajlı taraflara da sahiptir.

Hidrojen Enerjisi:

Hidrojen Enerjisi

Hidrojen dünyada en çok bulunan elementtir. Dünyanın temel enerji kaynağı olarak bilinen hidrojen, diğer elementler ile bileşik halde bulunur (Yaman,2007:253). Bileşik halde bulunan bu elementlerden uygun teknolojiler kullanılarak hidrojen elde edilebilmektedir. Hidrojen tüm yakıtlar içerisindeki en yüksek enerji içeriğine sahip enerji olması nedeniyle geleceğin yakıtı olarak görülmektedir. Hidrojenin günümüzde kullanılması gereken bir yakıt olarak düşünülmesi sonucu üretimi, taşınması, depolanması ve kullanılmasına yönelik teknolojilerin geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır. Hidrojen enerjisinin avantajlarına bakılacak olursa dünyanın asıl enerji kaynağı olarak görülür ve zararlı gaz çıkışı yaparak da çevreyi kirletmez. Tüm enerji kaynakları içinde en fazla verim sağlayan yenilenebilir enerji kaynağıdır. Fakat bileşik halde bulunması nedeniyle, içinde hidrojen bulunan maddeden ayrı bir enerji kaynağı ile elde edilmesi gerekmektedir. Bu da çok büyük yatırımlara ihtiyaç duyulmasına, maliyetin artmasına sebep olacağı için dezavantajı olarak görülür.

Biyo-Kütle Enerjisi:

Biyo-Kütle Enerjisi

ağaçlar, bitkiler, hayvan atıkları, orman ürünleri gibi doğada bulunan kaynaklardan elde edilen enerji kaynağıdır (Yaman,2007:261). Enerjinin çevreye zarar vermeden sürekli olarak sağlanması için kullanılacak enerji kaynaklarının başında biokütle enerjisi yer almaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kullanımı en yaygın olarak bilinen enerji kaynaklarının başında gelmektedir. Ayrıca ülkemizde de biokütle kaynakları arasında olan odun, hayvan ve bitki artıkları uzun yıllardan beri bulunulan yeri ısıtma ve yemek pişirme amaçlı olarak kullanılmaktadır (Erdoğan ve Seçgin, 2008: 7). Ayrıca biyokütle, her yerde yetiştirilebilmesi, çevrenin korunmasına katkısı, elektrik üretimi, kimyasal madde ve özellikle taşıtlar için yakıt olabilmesi nedeni ile önemli bir enerji kaynağı olarak görülmektedir.

[irp posts=”30296″ name=”Yenilenemez ve Yenilenebilir Enerji Çıkmazı: Tamam Mı Devam Mı ?”]

KAYNAK

Adıyaman, Çetin (2012), Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Politikaları, Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi.

Avcı, Özge (2009), Türkiye-Avrupa Birliği Enerji Üretim ve Tüketiminin Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi.

Aydın, Levent (2014), Enerji Ekonomisi ve Politikaları, Ankara: seçkin yayıncılık.

Erdoğan, Duygu, Burcu Seçgin (2008), Yenilenebilir Enerjiler, Yıldız Teknik Üniversitesi Fizik Öğretmenliği Bölümü, Alan Eğitiminde Araştırma Projesi, İstanbul. Kaynak: http://www.yildiz.edu.tr/~oscg/AlanegitimindeBitirmeProjeleri/YenilenebilirEne rjiler.pdf

Gürsoy, Umur (2004), Enerjide Toplumsal Maliyet ve Temiz ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Ankara: Türk Tabipleri Birliği Yayınları.

Karagöl, Tanas Erdal, İsmail Kavaz (2017), Dünyada ve Türkiye’de Yenilenebilir Enerji, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, S. 197, Ankara.

Kurtman, Fikret (1978), Jeotermal Enerji ve Türkiye’nin Jeotermal Enerji Olanakları, Türkiye 3. Genel Enerji Kongresi, Ankara.

Uluşahin, Adem (2009), Enerji Gereksiniminde Bazı Gerçekler, Jeotermal Enerji ve Yasal Durum, V. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu, Diyarbakır.

Yaman, Yusuf (2007), Enerji Tasarrufu ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları, İstanbul: Birsen yayınevi.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz