Mısır’da Baas İdeolojisi

591
Yazarlık Başvurusu

Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık ve Ridaniye savaşları neticesinde fethettiği Mısır, bu tarihten sonra uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kaldı. II. Mahmud döneminde Kavalalı Mehmed Ali paşanın isyanı sonucu özerk bir yapıya kavuştu. Yönetiminin babadan oğula geçeceği kabul edildi. 1882 yılında İngiliz işgaline uğrayan ülkede hidivlik makamı yerinde bırakıldı ancak İngiltere’nin fiili hâkimiyeti oldukça baskın bir şekilde hissediliyordu. Bu tarihten 1922 yılına kadar İngiliz idaresinde kaldı. Bu tarihte ise kral Fuad Mısır’ın bağımsızlığını ilan etti. Babasının yerine gelen Kral Faruk 1948 yılındaki Arap – İsrail savaşındaki başarısızlığın getirdiği gerginliğin sonucu olarak hür subaylar komitesi tarafından 23 Temmuz 1952’de yapılan darbeyle görevinden uzaklaştırıldı. Ardından İtalya’ya gitmesine izin verildi. Bu komitenin başında ismen General Necip yer alsa da asıl yönetim rütbesi Albay olan Cemal Abdülnasır’daydı.

Cemal Abdülnasır

18 Haziran 1953’de Cumhuriyetin ilanıyla beraber General Necip iki yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı yaptı. 1954 yılında ise iktidar gerçek sahibine yani Cemal Abdülnasır’a geçti. Nasır ilk göreve geldikten sonra iktidarını sağlamlaştırmak için kendisine muhalif unsurları sindirmeye başladı. Komite ve yönetim içindeki Nasır muhalifleri, ilk etapta ona destek veren ihvanı müslimin grubu ve komünistler onun sindirme çalışmalarından payıma düşeni aldı ( Kurşun, 2020,s.264).

Mısırın firavun döneminden kalma etnik unsuru kıptîler de bu politikadan nasibini aldı. Nasır Mısır içinde muhalif bırakmamaya ve tek adam olmaya kararlıydı. Bu amaçla 1956 yılında yapılan referandumla beraber konumunu resmileştirmiş oldu. İçerde kendi otoritesini sağlamlaştırdıktan sonra dış meselelerle ilgilenmeye başlayan Nasır ilk olarak ülkedeki İngiliz üslerinden kurtuldu. Bu Baas ideolojisine uygun bir adımdı. Ayrıca bu adımı atmasıyla beraber bir nevi tarafını seçmiş de oldu. Bu adımla beraber denge politikasını terk edip var olan iki kutuplu dünyada doğu blokunun yanında yer almaya başladı. Esasen Batıyı karşısına aldığı için Sovyetlerin yanında yer almak bir tercih değil zorunluluktu. Yine de dönüm noktasının İngiltere ve ABD’nin asvan barajının finanse edilmesinden vazgeçmeleri olduğu ve asıl seçimin bu noktada meydana geldiği ifade edilir. Nasırın diğer bir adımı bağlantısızlar hareketinin liderliğini yapmak oldu. Böylece Mısır uluslararası bir örgütün kurulmasına öncülük etmiş, Mısırın bağımsız hareket ettiğinin somut bir adımı olmuştur.

Ruhani’nin Bağlantısızlar Hareketi Liderler Zirvesindeki Konuşması (IRNA)

Nasırın ikinci büyük hamlesi Süveyş kanalını millileştirmek oldu. Bu hamle üzerine İngiltere, İsrail ve Fransa Mısırı işgal etme girişiminde bulunsa da Sovyetlerin nükleer silah tehdidi ile karşılaşınca geri adım atmak durumunda kaldılar. Biz Sovyetler ve Mısır ittifakının salt Mısırın büyük bir devlet himayesine girme ihtiyacından değil, aynı zamanda Sovyetlerin de Akdeniz’de bir müttefik ve her an askeri ve sivil iş birliği yapabileceği bir win-win stratejisinin ürünü olarak görüyoruz. Aynı zamanda Rusların asırlık hedeflerinden biri olan sıcak denizlere inme isteğinin de bu ittifaka ön ayak olduğu yabana atılamayacak bir görüştür. Süveyş kanalının millileşmesi ve akabinde Batıdan gelen tehdide karşı dik durulması Nasırı kendi ülkesinde ve Arap dünyasında etrafında toplanılacak potansiyel lider konumuna getirmişti. Bu gelişmelerden sonra Nasırın Arap milliyetçisi yönü ön plana çıkmaya başladı. Din, milliyetçilik ve sosyalizm gibi olguları bir potada sentezleyen Baas ideolojisinin etkisinde ilerleyen Nasır, bu ideolojinin getirdiği ekonomik sistemin aksine özel sektörü teşvik aldı ancak yerli burjuvaziden yeterli desteği alamayınca bir mecburiyet olarak sosyalist ekonomi modelinden yararlanmaya geçti. Yukarıda söz ettiğimiz ittifak, aynı zamanda Sovyetlerin Arap dünyası nazarında artan itibarı Nasırı bu ekonomik modelden yararlanmaya iten sebepler arasında gösterilebilir. Bunun ardından Nasır Arap milliyetçiliği fikrine uygun olarak 1958 yılında Suriye ile birleşerek “Birleşik Arap Cumhuriyeti” ni kurmuş oldu ( Kurşun,2020,s.266). Ancak Nasırın bunu fırsat bilip Suriye’nin iç işlerine karışması bu cumhuriyetin sonunu hazırladı ve 1961 yılında Suriye’de meydana gelen darbeyle birlik bozulmuş oldu. Sovyetlerle yapılan ittifak bu 1955- 1960 yılları arasında gözle görülebilir bir hale geldi. Bu ittifak daha çok askerî alandaydı. Mısır yanı başındaki İsrail tehdidine karşı ordusunu güçlendirmenin yolunu arıyordu ve Sovyetler bunun için biçilmiş kaftandı.

Bu amaçla hacmi yaklaşık 200 milyon doları bulan askeri anlaşmalar yapıldı. Başta da belirttiğimiz gibi Sovyetlerde bu ittifaktan Ortadoğu’da ABD’nin karşısına çıkma ve Akdeniz’de üs elde ederek asırlık hedefini gerçekleştirme gibi hiç de azımsanmayacak bir pay almıştı. Bu dönemde ekonomide de toprak reformları ve kamulaştırma politikaları önemli rol oynadı. Rejimin halkla özdeşleşebilmesi için parlamentoda %50’lik bir kesimin işçi ve köylülerden oluşması kararlaştırılmışsa da rejim, Nasırın şahsında ve otoriterliğinde kendini gösterdi ve halka mal olamadı ( Kurşun,2020,s.269).

Keza parlamento da Nasırın yasalarını onaylayan bir merciden öteye gidememişti. Siyasiler arasında da askerlerin oranı artmıştı. Nasırın üzerindeki liderlik rolü de onun sonunu getiren diğer sebepler arasında gösterilebilir. 1967 yılındaki Arap-İsrail Savaşı’ndaki yenilgi ise Nasırın tüm itibarını yerle bir etti ve kesin olarak sonunu getirdi. Cemal Abdülnasır’ın 1970 yılında vefat etmesiyle beraber Mısır’daki Arap sosyalizmi de tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş oldu.

[irp posts=”32653″ name=”Arap Sosyalizmini Temsil Eden Baas İdeolojisi”]

KAYNAK

  1. Kurşun, Zekeriya, Ortadoğu’yu kuran ideolojiler, İstanbul, vadi yayınları, 2019
  2. https://www.mfa.gov.tr/misir-siyasi-tr.mfa#:~:text=1517%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20Osmanl%C4%B1%20%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu%20idaresine,bu%20%C3%BClkeni n%20fili%20himayesine%20girmi%C5%9Ftir
  1. https://islamansiklopedisi.org.tr/misir

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz