Adını son günlerde Sedat Peker’in bir süre himaye edilmesi konusunda duyduğumuz Karadağ’ın Cumhurbaşkanı Milo Djukanoviç, son günlerde gündeme bomba gibi düşen bir açıklamaya imza attı.
Sırbistan’ı savaş çıkarmaya çalışmakla suçlayarak, gerekirse Sırbistan’a karşı savaşmaktan çekinmeyeceklerini, müdahalelerin sürmesi durumunda Sırbistan ile savaşın kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Bu açıklama neticesinde Balkanlarda yeni bir krizin doğduğunu söyleyebiliriz. Çünkü 30 Ağustos 2020 tarihinde Djukanovic liderliğindeki Karadağ Sosyalistleri Demokratik Partisi’nin (DPS) otuz yıllık iktidarına son vererek iktidara gelen Başbakan Zdravko Krivokapiç liderliğindeki Karadağ hükümeti, göreve geldikten 6 ay sonra düşme tehdidi ile karşı karşıya kaldı.
Her ne kadar Demokrat Cephe liderlerinden Anrija Mandic ve başbakan Krivokapiç’in Sırp Ortodoks Kilisesi meselesi yüzünden bozulan işbirliği gibi gözükse de 3 Haziran 2006 yılında Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan eden Karadağ’ın siyasi ekseninin NATO ve Avrupa Birliği tarafına doğru kayması itibariyle başlıyor.
Djukanoviç Sırbistan’a yönelik açıklamalarına Bosnak Hersek Devlet Konseyi üyeleri Zeljko Komsiç ve Şefik Caferoviç ile gerçekleştiği görüşmede de devam etti. Cumhurbaşkanına göre Sırbistan’ın Balkan ülkelerine karşı sergilediği tavrı 90’lı yıllardakine benzetti. Kendisi zaman zaman yaptığı açıklamalarda Karadağ’da NATO ve AB birlikteliğinin azalması durumunda Çin, Rusya ve Hindistan gibi bölgesel ve küresel hedefleri doğrultusunda hareket eden aktörün ülkede etkili olmaya çalıştığının altını çiziyor.
Öncelikle bilmemiz gereken şu ki; 2021 yılı itibariyle çatışma noktasına gelmesi muhtemel iki ülke arasındaki kriz sadece bir referandum ve bağımsızlıktan doğan bir ayrılığın etkisi değildir. Çünkü Karadağ ayrıldıktan kısa bir süre sonra Sırbistan bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden olmuştur. Ayrılık itibariyle geçen zaman içinde yaşananlar, krizin nedenleri olarak gösterilebilir.
2006 yılı itibariyle iki ülke arasında yaşananlar 2021’in Haziran ayına gelindiğinde bir krizin alt başlıkları haline dönüşüverdi. Oysa 2006 yılından önce bir çatı altında olan iki ülkede yaşananlar da bu krizin temellerini oluşturdu diyebiliriz. Özellikle dönemin Sırbistan Başbakanı Zoran Dindiç ve Yugoslavya Savaşı’nın baronlarından olan Arkan lakaplı Zeliko Rasnatoviç’in öldürülmesi iki ülkenin ayrılık sürecindeki en önemli olaylardan birkaçıydı. Ayrılıktan sonra Karadağlı iş adamı Branislav Şaranoviç ile Boşko Raiçeviç suikastları ile başlayan karşılıklı suçlamalar, Karadağlı uyuşturucu baronu Darko Şariç’in 10 milyon Euro karşılığında Sırp Cumhurbaşkanı Boris Tadiç ve İviça Daçiç’i öldürtmeye çalıştığına yönelik iddialar krizi derinleştirmeye başladı.
Uzun yıllar boyunca birbirine bağlı şekilde yaşamış haliyle iç içe geçmiş iki ülkenin yaşadığı bu iç meseleler, ayrılık sonrasında yeni dış meseleler ile boyut değiştirmeye başladı.
Örneğin Karadağ Cumhuriyeti’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanıması Sırp – Karadağ ilişkileri açısından önemli bir darbe olarak nitelendirilmektedir. Karadağ’ın AB ile uyum konusunda attığı adımlar Sırbistan ile ayrışmayı hızlandırmaktadır. Günümüzde ise Sırbistan ve Karadağ arasındaki krize 3 sorun daha eklenmiştir.
Birinci sorun, Karadağ’da 8 Ocak tarihinde yürürlüğe giren Din veya İnanç Özgürlüğü ve Dini Toplulukların Hukuki Statüsü hakkındaki kanundur.
Sorun nazarında öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Balkan ülkelerinin 100 yıldır Ortodoks toplumunun yaşadığı Kilise ayrılığı sorunu, iki ülkenin kiliselerinin ayrılması konusunda da yaşanmaktadır. Sırbistan tarafı bu kanun yüzünden Sırp kiliselerinin mülklerine el konulacağını iddia ederken, Karadağlılar ise bunu reddetti ve kanunun 1918 tarihinden evvelki kiliseleri kapsadığını belirtti. Sırplar ise iddialarını Karadağ Cumhurbaşkanı Djukanoviç’in açıklamalarına dayandırdı. Djukanoviç, açık bir dille Sırp Kiliselerinin ülkede yaşayan Sırpları yönlendirmek maksadıyla çalışması halinde ayrı bir Karadağ Kilisesi kurulmasının gerektiğini belirtti. Koronavirüs önlemleri kapsamında toplu ibadetlerin yasaklanmasına itiraz eden Sırplar protestolara başlarken, Karadağ Polisi de Budimlje ve Niksiç Piskoposu Joanikije ile Sırp Ortodoks Kilisesi’nden sekiz rahibin tutukladı. Gerekçe olarak da psikopos ve sekiz rahibin bir dini törene liderlik ettiklerini iddia etti. Ancak bu açıklama Sırbistan ve Karadağ Sırpları tarafından hoş karşılanmadı. Tutuklamaların sürdüğü 72 saat boyunca Karadağ’daki Sırp Ortodoks Kilisesi Metropoliti Amfilohije yetkililerin Karadağ’ı halkın birliğini ve uyumunu düşünüyorlarsa serbest bırakmalarını istedi. Burada asıl suçlu benim, eğer birinin yargılanması ve cezalandırılması gerekiyorsa, benden başka kimse yok” dedi. Karadağ’da yaşayan Sırpların yanı sıra rahipler ve Sırp Ortodoks Kilisesi’nin malları için endişelenen Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, 20 Mayıs’ta Patrik Irinej ile acil bir görüşme yaptı. Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında hem Vuciç hem de Patrik Irinej, Djukanoviç ve hükümetini sert bir şekilde eleştirdi. Vuciç, bağımsız bir Ortodoks Kilisesi’nin olası oluşumuyla tehdit edilen Karadağ’daki Sırpların korunması gerektiğini özellikle vurguladı.
Bu noktada eklemek gerekir ki; Belgrad merkezli Sırp Ortodoks Kilisesi’nin hala Karadağ’daki ana dini yapı konumunda. Karadağ, yaklaşık 90 yıldır Sırbistan ile tek bir ülkeydi ve bugün Karadağ halkının %30’undan fazlası Sırp olarak tanımlanıyor.
İktidara geldiğinde Sırp yanlısı olduğu belirtilen Krivokapiç hükumeti yüzünden, Sırbistan ile Karadağ arasında ortadan ikiye bölünmüş Sancak Bosna adlı bölgedeki Müslümanlar, yeni bir etnik şiddetten dolayı korkmakta idi. Oysa alınan bu karar ve yaşanan koalisyon ayrışması ile şimdilik bu tehdit ortadan kalkmış sayılabilir.
İkinci sorun COVİD-19 nedeniyle iki ülke arasındaki ulaşım ve iletişimin ülke yöneticileri tarafından kesilmek istenmesidir.
Bilindiği gibi Karadağ’ın en önemli gelirlerinden bir tanesi de turizmdir. Kotor, Budva, Podgoritsa, Tviat ve Sveti Stefan gibi önemli merkezleri bulunurken, 6 ay gibi uzun bir süre devam eden plaj mevsimi yaşanıyor. Haliyle ülke bağımsız olduğundan beri en çok turist çeken ülkelerden biri ünvanını kazandı. Salgının ilk dönemlerinde vaka sayılarının az olması nedeniyle tedbirleri sıkı tutmak isteyen Karadağlı yetkililer, turizmin zarar görmemesi maksatlı önlemler kapsamında Sırbistan sınırını ulaşıma kapattı. İlk vakanın kaydedildiği Karadağ’da 68 gün sonra herhangi bir vakanın kalmaması bir başarı olarak nitelendirilirdi. Bu süre zarfında ülke toplam 324 vaka ve dokuz ölüm kaydetti.
İlk gevşeme döneminde 131 ülkeye sınırlarını açarken, Sırbistan sınırını kapalı tutmaya devam etti. Bu tutum Sırp yetkililerin eleştirisine neden oldu. Sırbistan Dış İşleri Bakanı İvica Daciç, Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarını Sırplara açarken, Karadağ’ın bu tutumunun gülünç ve kabul edilemez olduğunu belirtti. Başbakan Ana Brnabiç de Sırplara hoş karşılanmayacakları yerlere gitmeme çağrısında bulundu. Sırbistan Savunma Bakanı Aleksandar Vulin, Karadağ’a giriş yasağının Sırp karşıtı hissiyatı daha da artıracağını söyledi. Ona göre, Karadağ’daki hükümet virüse karşı değil, artık Sırplara karşı savaşıyor.
Oysa Brnabiç’in 17 Şubat’ta Rus Sputnik V COVID aşılarının bir sevkiyatını Podgorica’ya bağışlamasından yaklaşık bir ay sonra Sırbistan’ı ziyareti iki ülkenin Koronavirüs ile mücadele kapsamında ikili ilişkilerini normalleştireceğinin işareti olarak yorumlanmıştı.
Üçüncü sorun Karadağ’ın Covid- 19 nedeniyle aldığı kararlara misilleme olarak Sırbistan’ın Karadağ’a getirdiği uçuş yasağıdır.
Gevşeme döneminde Karadağlı idarecilerin Sırplara karşı tutumlarına rağmen, mütekabiliyet olmayacağını belirten Sırp idareciler kısa bir süre sonra Karadağ Ulusal Hava Yollarını yasaklama kararı aldı. Montenegro Airlines uçaklarının 27 Mayıs 2020 itibariyle Belgrad Nikola Tesla Havalimanı’na inemeyeceği kararı verildi.
Uçuş yasağını yorumlayan Sırbistan cumhurbaşkanı, bunun Karadağ seyahat eylemine en yasal ve kibar yanıt olduğunu söyleyerek, Sırbistan’ın orada yaşayan Sırplara zarar vereceği için sınırlarını Karadağ vatandaşlarına kapatmayacağını da sözlerine ekledi.
Türkiye Açısından Bu Krizi Nasıl Değerlendirilebilir?
Türkiye Karadağ’ı 12 Haziran 2006 tarihinde 7. Ülke olarak tanımış 3 Temmuz 2006 tarihinde ise diplomatik ilişki kurulmuştur. Türkiye ile Karadağ arasındaki ilişkilerin diğer bir önemli unsuru da, Karadağ nüfusunun yüzde 17’sini oluşturan Boşnaklar, Karadağlı Müslümanlar ve Arnavutların varlığıdır.
Tarihte ilk olarak 1878 Berlin Anlaşması ile bağımsızlığını elde eden Karadağ’ın bağımsızlığını ilk tanıyan devletlerden biri Osmanlı Devleti olmuştur. 2. Abdülhamit ile Karadağ Kralı Nikola’nın kurduğu yakın ilişkiler o dönemde Batı Balkanlarda ilerlemek isteyen Batılı devletlere karşı bir nevi önlem almak maksadını taşımaktaydı.
Kiliseler özelinde başlayan iki ülke arasındaki gerilimin, tıpkı 90’lı yıllardaki gibi kanlı bir savaşa dönmemesi ve bölgede yaşayan Müslümanların bundan etkilenmemesi için bu süreci yakından takip etmelidir. Diğer yandan da Karadağ ve Türkiye ilişkilerinin 93 harbine kadar uzanan geçmişi iyi incelenmelidir.
Örneğin o dönemde sık sık Sultan Abdülhamit’i ziyaret eden Kral Nikola, kendisine bir yat ve Emirgan’da bir köşk hediye eden Abdülhamit’e “Sizin ülkeniz, siyasi açıdan bize dürüst davranan tek ülkedir” demiştir. Nitekim düne kadar birlikte oldukları Sırbistan ile yaşadıkları bu analizin konusu olan kriz, o dönemde sarf edilen bu sözün iki ülke arasındaki ilişkiinin gerekliliğini göstermektedir.
Bu güne kadar TİKA araçlığı ile bölgede yatırım yapan Türkiye’nin Karadağ siyaseti sadece ekonomik ve bayındırlık alanında değil, jeopolitik ve jeostratejik açıdan yeni bir kazanmalıdır. Bu bağlamda 2018 yılında Karadağ ile yapılan savunma alanındaki işbirliği artarak devam etmelidir. Çünkü nüfusu 600 bin civarında olan ülkenin Sırbistan ile ayrışmasından sonra savunma sanayii Tara ve Poliex gibi Yugoslavya döneminden kalma birkaç küçük çaplı firmadan ibaret kalmıştır.
Ordu envanteri de ağırlıklı olarak Yugoslavya’dan kalan silah ve ekipmanlardan oluşmakta, hibe desteği ile alınan birbirinden farklı araçlar yüzünden parça ve tedarik sıkıntısı yaşanmaktadır. Eski Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı ülkelerinin temel sorunu olan karmaşık envanter sorununa, yeni savunma sanayii ürünleri ile öne çıkan Türkiye’nin Karadağ Ordusu için üreteceği çözümler iki ülke arasındaki iş birliğini daha da arttırabilir.
Son olarak tarihin yeniden Türkiye’yi Balkan Siyasetinde başrole çıkaracağını, bir ‘’samimi güç’’ niteliğinde her sorunun çözüm ortağı ve açmazların alternatifi olacağını ve uzun yıllar bu pozisyonunu koruyacağını eklemek istiyorum.
Ozan Akarsu
Stratejik Ortak Misafir Yazarı
KAYNAK
https://web.archive.org/web/20180326084956/http://www.balkaninsight.com/en/article/turkey-montenegro-to-enhance-defence-industry-ties-03-23-2018
https://www.euronews.com/2020/09/21/serbia-s-muslims-fear-new-ethnic-violence-after-montenegro-post-election-attacks
https://www.aa.com.tr/en/europe/serbia-says-montenegro-s-actions-lead-to-conflict/1855188
https://www.dirilispostasi.com/haber/7261903/sirbistan-savas-cikarma-pesinde
https://www.balkannews.com.tr/karadag/karadag-hukumeti-dusuyor-mu-h325.html
https://www.konhaber.com/haber-karadag_ve_sirbistan_arasinda_kilise_krizi-1011141.html
https://www.euronews.com/2020/08/28/in-montenegro-a-divided-nation-chooses-between-east-and-west
Montenegro’s Relations With Serbia Remain Uneven Despite Political Changes
Serbia external relations briefing: Serbia and Montenegro relations: rising tensions
https://en.wikipedia.org/wiki/Montenegro%E2%80%93Serbia_relations
https://peacemaker.un.org/sites/peacemaker.un.org/files/ME%20RS_020314_The%20Agreement%20on%20Principles%20of%20relations%20between%20Serbia%20and%20Montenegro.pdf
https://www.esaanz.org.au/wp-content/uploads/2019/02/Petrovic_Wilson.pdf
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.