Avrasya’nın Kalbinde Entegrasyon Süreci ve Bu Bağlamda Türk Konseyi

231

1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin dağılmasının ardından ortaya çıkan Orta Asya devletleri için entegrasyon süreci zorlu geçmiştir. Bu süreci farklı uluslararası birlikleri örnek alarak aşmaya çalışan Orta Asya devletleri bu yapıları kendi kültür ve siyasi yapılarına uyarlayarak farklı bir entegrasyon süreci yaşamışlardır. Özellikle bağımsızlıklarının ilk yıllarında Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)’na katılarak entegrasyon sürecini hızlandırmışlardır.

Orta Asya devletlerinin entegrasyon süreci büyük güçlerin de etkisi altında gerçekleşmiştir. Orta Asya bölgesinin jeopolitik ve jeoekonomik açıdan önemi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Rusya ve Çin gibi büyük güçlerin ilgisini çekmiş ve bu devletlerin yeni oyun sahasına dönüşmüştür. Orta Asya bölgesinin, İran, Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerle sınırı olması, işgücünün ucuz ve doğal ve enerji kaynaklarının bol olması gibi sebepler de büyük güçlerin odak noktasını bu yöne çekmiştir.

Bağımsız Devletler Topluluğu

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi-Türk Konseyi) ile de Türk dili ortak çatısı altında birleşen üye ülkelerin yanı sıra Türk dünyasının ve bölge ülkelerinin ekonomiden politikaya, turizmden eğitim ve spora kadar pek çok alanda iş birliğini ve etkinliğini artırmaya yönelik çalışmaların yapılacağı bir çatı altında buluşması Orta Asya devletlerinin hep kültürel hem tarihsel hem de siyasi anlamda bağlarını kuvvetlendirmesine ve entegrasyon sürecinin hızlanmasına sebep olmuştur.

Bu çalışmada öncelikle Orta Asya devletlerinin entegrasyon süreçlerine dair bir değerlendirmenin yapılmasının ardından Türk Konseyi’nin bu sürece etkisi tartışılmaya çalışılacaktır.

Orta Asya Devletlerinin Entegrasyon Süreci 

Orta Asya, Avrasya bölgesinin kalbi olarak sadece jeostratejik konumu ile değil, jeopolitik ve jeoekonomik konumuyla da tüm dünya devletlerinin ilgi odağında olan bir bölgedir. 1991 yılında SSCB’den ayrılan devletler bağımsızlıklarının ardından ekonomik, siyasi ve kültürel bir entegrasyon süreci içerisine girmişlerdir.

SSCB ‘nin dağılması ile başlayan süreç, iki kutuplu dönemi ortadan kaldırmakla kalmamış, yeni risk ve tehditleri de beraberinde getirmiştir. SSCB’nin yıkılması, her şeyden önce Orta Asya ve Kafkasya bölgelerindeki dondurulmuş olan mikro milliyetçiliği ve ulusal akımları tetiklemiştir. Sovyetlerin yıkılmasından sonra oluşan boşluğu kimin dolduracağı, ilişkilerin geleceğini belirleyecek en temel sorun olarak karşımıza çıkmıştır.[1] Ortaya çıkan bu boşluğu doldurmak amacıyla Orta Asya devletleri uluslararası arenada söz hakkına sahip olmak ve değişen konjonktürde yer almak amacıyla uluslararası örgütlere dahil olmak istemişlerdir. Orta Asya ülkelerinin otomatik olarak üyeleri haline geldikleri BDT ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)’ını inceledikten sonra bizzat Orta Asya odağında olan bir örgütün daha doğru olacağına kanaat getirmişlerdir.[2]

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı üye ülkeleri

Orta Asya devletlerinin entegrasyon sürecini üç aşamada değerlendirmek mümkündür:

  1. Birinci aşama, Temmuz 1990’dan Mayıs 1993’e kadar olan dönemi kapsamaktadır. 1990 yılının Haziran ayında 5 Orta Asya lideri Almatı’da ilk toplantılarını yaparak, siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda birlikte hareket etme kararını almıştır. Sık sık yapılmaya başlanan toplantılar Ocak 1993’te yeni “Merkez Asya” siyasi terimini ortaya atmış ve beraberinde somut gelişmeler kaydedilmiştir. 5 Orta Asya ülkesi arasında Avrupa Topluluğu modeli çerçevesinde ortak pazarın oluşturulması fikri tartışmaya açılmış ve bölgesel ekonomik işbirliği, uyuşturucu ve çevre sorunlarının çözümünde ortak hareket etme konularında karara varmışlardır.[3]
  2. İkinci aşama, Temmuz 1993’ten itibaren başlatılabilmektedir. 10 Ocak 1994 tarihinde Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’in Özbekistan’a ziyareti sırasında Ortak Ekonomik Alanının oluşturulması Anlaşması imzalanmıştır. 1 Şubat’ta Kırgızistan’ın da katıldığı bu anlaşma, üç Orta Asya ülkesi arasında serbest ticaret yapılması için bütçe, kredi, vergi ve gümrük politikaların koordinasyonu sağlanmıştır. 8 Temmuz 1994’te Almatı toplantısında Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan liderleri bir siyasi organ olan Devletlerarası Kurul’u oluşturma kararı alınmıştır. 5 Ağustos 1994 Bişkek zirvesinde ise, Orta Asya İşbirliği ve Kalkınma Bankası kurulmuş ve böylece üç Orta Asya devletinin ekonomik entegrasyonu siyasi anlam kazanmıştır. [4]
  3. Üçüncü aşama, 15 Aralık 1995 yılında Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın çok önemli kararlar aldığı Jambul’da bir araya gelmesi ile başlamıştır.
Kazakistan – Özbekistan görüşmesi

Orta Asya devletleri için devlet merkezli entegrasyon süreci 1999 yılında sona ermiştir. Bu yıla kadar olan süreçte her devletin işbirliğine yanaşmaması ve oluşturulan örgütlerin zaman içinde işlevselliğini yitirmesi entegrasyon sürecinin sağlıklı işlemesine engel olmuştur. Ayrıca bu dönem içerisinde Orta Asya devletlerinin kendi arasında yaşadığı etnik- sınır sorunları, komşu devletlerinde yaşanan terörizm faaliyetleri, uyuşturucu ile mücadele ve su sorunları entegrasyonun sekteye uğramasına yol açan diğer sebepler olmuştur.[5]

Günümüzde bağımsızlıklarının 30. yılında Orta Asya devletleri aslında halinde sürekli değişim gösteren ve bir birlik olma yolunda entegrasyon süreci yaşamaktadırlar. Özellikle dış devletlerin etkisi, Rusya ve Çin’e komşu olmaları ve ABD’nin bölge üzerinde hakimiyet kurma çabası Orta Asya devletlerinin bu dış etkenlere karşı bir birlik olmalarının zorunluluğunu ortaya koymaktadır.

Türk Konseyi Bağlamında Orta Asya’da Bütünleşme

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin kurucu ve mevcut üyeleri olduğu Türk Konseyi, 1992 yılında Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları zirvesi adı altında Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ev sahipliğinde, Azerbaycan Devlet Başkanı Ebulfez Elçibey, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgız Cumhuriyeti Devlet Başkanı Askar Akayev, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov ve Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov’un katılımlarıyla Ankara’da ilk buluşma gerçekleşmesi ile  başlayan ve 17 yıl süren bir örgüt öncesi dönemin sonucunda ortaya çıkmıştır. On kez gerçekleştirilen Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları Zirveleri bu dönemin temel taşlarını oluşturan Zirve Bildirileriyle sonuçlanmış, 3 Ekim 2009’da imzalanan ve 17 Kasım 2010’da yürürlüğe giren Nahçıvan Anlaşması’yla Türk Konseyi kurulmuş, Türk Konseyi Sekretaryasının 2010’da oluşturulmasıyla Zirveler süreci sona ermiştir. 2011 yılı başlangıç olmak üzere, artık her yıl toplanan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Zirveleri, Türk Konseyi (Türk Keneşi) Zirveleri olarak adlandırılmaya başlanmıştır. 2011 yılından itibaren ayrı başlıkta ele alınan zirveler, kurumsallaşmanın işbirliği sürecinden ayrılması amacını sergilemektedir. Türk Konseyi, bir uluslararası örgüt olarak yapılanmıştır ve dolayısıyla uluslararası hukuk kişisi olarak varlığını sürdürmektedir.[6]

Türk Konseyi 7. Zirvesi

Ekonomik, siyasi ve kültürel işbirliğine dayanan Türk Konseyi, Orta Asya devletlerinin entegrasyon sürecinde kilit noktayı oluşturmaktadır. Çünkü 1991’den Orta Asya devlet kültürünü merkez alan bir birlik kurma motivasyonuna sahip olan Orta Asya devletleri için ‘Türk’ kimliğini ve dilini merkez alan Türk Konseyi, siyasi bir örgüt kurma yolunda büyük önem taşımaktadır. Hala bir dönüşüm içerisinde olan Türk Konseyi, gelecek yıllarda yapılacak işbirlikleri ile güçlenerek Türk devletleri için bir ulus-üstü yapı olabilme yolunda ilerlemektedir.

Sonuç 

SSCB’nin 1991 yılında dağılmasıyla bir entegrasyon sürecine girmiş olan Orta Asya devletleri, yıllar içerisinde çeşitli girişimlerde bulunmuş fakat gerek dış devletlerin etkisi gerekse bölge devletleri içinde yaşanan sorunlar sebebiyle işlevsel bir yapı oluşturamamıştır. Etnik-sınır sorunları, bölge içinde ve komşu ülkelerde yaşanan terör faaliyetleri, demokratik yapının tam anlamıyla oturmuş olmaması Orta Asya devletlerinin ortak hareket etmesine engel olmuştur.

Soğuk Savaş sonrası değişen uluslararası konjonktür Orta Asya devletlerini uluslararası arenada söz sahibi olmak adına uluslararası işbirlikleri kurmaya ve uluslararası örgütlere katılmaya itse de ‘Orta Asya kültürünü’ yansıtan bir birlik olmaması onları bu istekten uzaklaştırmıştır.

İlk adımı 1992 yılında atılan Türkçe Konuşan Devletler Devlet Başkanları zirvesi hem Orta Asya devletleri hem de Türk devletleri açısından yıllarca aranan Türk birliği hayalini gerçekleştirmek için önemli bir adım olmuştur. Şu anda Türk Konseyi gelişim ve değişim göstermektedir. Gelecek yıllarda yapılacak yeni işbirlikleri ile Türk Konseyi’nin daha da güçlenmesi ve Konseyin faaliyetlerinin yaygınlaşması ile ekonomik, siyasi ve kültürel işbirliğinin daha da güçlenerek artması beklenmektedir.

[irp posts=”29509″ name=”Türk’ün Ortak Çatısı: Türk Konseyi / Türk Keneşi”]

KAYNAK

Kaynaklar 

“21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü”, Bağımsızlıklarının 30. Yılına Doğru Orta Asya Cumhuriyetlerinin Temel İşbirliği, 11 Mart 2020, https://www.21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-asya-arastirmalari-merkezi/bagimsizliklarinin-30-yilina-dogru-orta-asya-cumhuriyetlerinin-temel-isbirligi, (Erişim Tarihi:13.10.2021).

“Anadolu Ajansı”. Türk Dünyasının Stratejik Çatı Kuruluşu: Türk Keneşi. 30 Temmuz 2017. https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/turk-dunyasinin-stratejik-cati-kurulusu-turk-kenesi/1544776, (Erişim Tarihi: 13.06.2021).

“ANKASAM”. Türk Keneşi Güçleniyor. 13 Eylül 2019. https://www.ankasam.org/turk-kenesi-gucleniyor/, (Erişim Tarihi: 13.06.2021).

“Avrasya İncelemeleri Merkezi”. Avrasya’nın Merkezinde Türk İşbirliği: Türk Keneşi. 1 Şubat 2021. https://avim.org.tr/tr/Analiz/AVRASYA-NIN-MERKEZINDE-TURK-ISBIRLIGI-TURK-KENESI, (Erişim Tarihi: 13.06.2021).

“TASAM”. Türk Cumhuriyetleri Arasında Entegrasyon Sürecine İlişkin Bazı Hususlar. 4 Aralık 2013. https://tasam.org/tr-TR/Icerik/25718/turk_cumhuriyetleri_arasinda_entegrasyon_surecine_iliskin_bazi_hususlar, (Erişim Tarihi:13.06.2021).

“Türk Keneşi”, Zirveler, T.y., https://www.turkkon.org/tr/zirveler, (Erişim Tarihi:13.10.2021).

Abdykadyrova, Ediliia. “Orta Asya Entegrasyon Süreçlerine “Büyük Güçlerin” Etkisi”, International Conference on Eurasian Economies Dergisi, 2016.

Erol, Mehmet Seyfettin ve Kadir Ertaç Çelik. “Türk Dünyası’nda İşbirliği Denemesi: Türk Keneşi ve Kazakistan”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 17 (2), 2017.

Erol, Mehmet Seyfettin ve Mehmet Şahin. “Bağımsızlıklarının 20. Yılında Orta Asya ve Kafkasya’daki Türk Cumhuriyetlerinin Entegrasyon Süreci (1991-2011), Karadeniz Araştırmaları Dergisi, 37, 2013.

Tursunaliyev, Bahadır. “Orta Asya’da Entegrasyon Hareketleri ve Kırgızistan”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, 2010.

Dipnotlar 

[1] Bahadır Tursunaliyev, “Orta Asya’da Entegrasyon Hareketleri ve Kırgızistan”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, 2010, s.25.

[2]Ediliia Abdykadyrova, “Orta Asya Entegrasyon Süreçlerine “Büyük Güçlerin” Etkisi”, International Conference on Eurasian Economies Dergisi, 2016, s.67.

[3] Bahadır Tursunaliyev, 2010, s.23.

[4] “Türk Keneşi, Zirveler, T.y., https://www.turkkon.org/tr/zirveler, (Erişim Tarihi:13.10.2021).

[5] “21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü”, Bağımsızlıklarının 30. Yılına Doğru Orta Asya Cumhuriyetlerinin Temel İşbirliği, 11 Mart 2020, https://www.21yyte.org/tr/merkezler/bolgesel-arastirma-merkezleri/orta-asya-arastirmalari-merkezi/bagimsizliklarinin-30-yilina-dogru-orta-asya-cumhuriyetlerinin-temel-isbirligi, (Erişim Tarihi:13.10.2021).

[6] Mehmet Seyfettin Erol ve Kadir Ertaç Çelik, “Türk Dünyası’nda İşbirliği Denemesi: Türk Keneşi ve Kazakistan”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 17 (2), 2017, s.21.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz