Post-Sovyet Yönetsel Dönüşüme Giden Süreçte Gorbaçov’un Glasnost ve Perestroyka Politikası
1. Mihail Gorbaçov Öncesi Dönem
Sovyet sistemlerinde iktidar, toplum ve kültür kavramlarının şekillendirdiği alanların her biri kendi dinamikleri doğrultusunda ve senkronize olamayan bir biçimde gelişmiştir. 1917-1985 yılları arasında ülke sekiz lider tarafından yönetilmiştir. 1917’den 1985’e kadar liderlerin iktidar, toplum ve kültür bileşenleri üzerinden oluşturdukları politikalar senkronize bir yapı oluşturamamıştır. Tüm bu bileşenlerin 1985’e kadar liderlere karşı meydan okumaması, kendi dinamiklerinde koruma kalkanı oluşturulmasından kaynaklanmıştır. İktidara meydan okunamamasının sebepleri; komünist partinin her türlü çoğulculuğa karşı gelerek öncü rol üstlenmesi, toplumsal mülkiyet üzerinde sıkı bir parti denetiminin olması, bütün yetkilerin hatta eğitim, enformasyon tekellerinin ve sansürün parti merkezinde toplandığı katı politikaların uygulanması gibi etkenler olmuştur (Akış ve Okyay, 1995 :54).
Stalin’in ölümünün ardından 1964 yılına gelindiğinde 1982 yılına kadar görev yapmak üzere Leonid Brejnev liderliğe getirilmiştir. Brejnev’in siyasal istikrarı sağlama, askeri öncelikleri gerçekleştirme söylevleri, neo-stalinizm olarak adlandırılan (özellikle eğitim ve bilim alanında) politikaları geliştirme üzere heveslenmesine yol açmıştır. Buna rağmen, parti içinde bir türlü uzlaşmaya varamayan yaşlı parti üyelerinin eski sıkıntıları yeniden gün yüzüne çıkarması, Sovyetler Birliği’ndeki yenilenme ve yapılanma süreçlerinin ileriki dönemlere ertelenmesine sebebiyet vermiştir. Brejnev’in ölümünün ardından 1984 yılına kadar liderliği Yuri Andropov üstlenmiştir. Andropov’un liderliği döneminde parti içinde kendisini belli eden Gorbaçov, Andropov yönetiminde liderlik özelliklerini geliştirme fırsatı bulmuştur.
1984 yılında Andropov’un ölümünün ardından 1985 yılındaki seçimlere kadar geçici olarak Konstantin Çernenko liderliğe getirilmiştir. 1985’te yapılan oylamada muhafazakâr kanadı çok az bir farkla geride bırakan Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği’nin genç, dinamik ve reformist yeni lideri olmuştur (Daniels, 2003 :252-253).
2. Mihail Gorbaçov Dönemi
1985 yılına gelindiğinde Sovyetler Birliği, reformist lider Gorbaçov önderliğinde iç ve dış politikalarda eski yönetim anlayışı, politikaları terk edilerek yeni ve köklü değişikliklerin yaşandığı dönemin kapılarını aralamıştır. İç politikalara yönelik reform çalışmaları genel olarak Glasnost (açıklık) ve Perestroyka (yeniden yapılanma) Politikaları üzerinden şekillenmiştir. Ayrıca iç politikanın şekillenmesinde Sovyetlerin diğer milletler karşısındaki ekonomik, siyasal, yönetsel konumu göz önünde bulundurulmuştur (Sander, 1994 :425).
Sovyetler Birliği iç politikalarındaki reform çalışmaları ile ordunun kalite ve rekabet anlamında dünya standartlarından geride kalması üzerine teknolojik ve enformasyon ağırlıklı olarak revizyonist faaliyetler gerçekleştirilmek istenmiştir. Silah teknolojileri alanında geri kalınması, Sovyetler Birliği’nin ve özellikle de Gorbaçov’un silahsızlanma yanlısı politikalar geliştirmesine sebebiyet vermiştir (Dağı, 2002 :92).
Teknolojik geri kalmışlık, temel tüketim maddelerinin kalitesini, genel olarak üretim alanında gerçekleştirilen etkinlikleri ve kaliteyi düşürmüştür. Ayrıca yönetsel alandaki yeniden yapılanma hareketlerinin ekonomik temelde desteklenmesi gerektiğini göstermiştir (Akış ve Okyay, 1995 :73). Sovyetlerdeki reformist hareketler ilk adımlarını, Gorbaçov’a Andropov’dan miras kalan toplumsal ve mikro düzeydeki yolsuzluk ve alkolizmle mücadele politikaları çerçevesinde atmıştır (Sander, 1994 :425). Toplumsal değişim hareketlerinin ilk adımlarının atılması, ileriki süreçte yönetsel alanda parti katılığının kırılmasına ve âdem-i merkeziyetçi örgütlenmelerin gelişimine zemin hazırlamıştır.
Gorbaçov liderliğinde değerlendirilen ve zamanla yayılım gösteren reform çalışmaları, iç politikada değişim meydana getirirken dış politikada da değişimi mecbur kılmıştır. Sovyetlerin “Barış İçinde Bir Arada Yaşama” politikası Gorbaçov önderliğinde geliştirilen reform hareketleri ile etnik, dini ve dilsel ayrılıkların belirginleştiği, milliyetçilik fikirlerinin yayıldığı, bağımsızlık ve özerklik düşüncelerin ortaya çıktığı, parti çatısı altındaki katı yönetim ve hiyerarşinin yerini farklılık ve sınıf siyasetine bıraktığı gibi gerekçeler dış politikada değişim için zorunluluk oluşturan etkenlerden olmuştur (Sander, 1994 :406).
2.1. Glasnost (Açıklık) Politikası
1987 yılına gelindiğinde 27. Komünist Parti Kongresi’nde Gorbaçov, gerçekleştireceği reformların temel noktalarını teşkil etmek adına Glasnost Politikası’nı açıklamıştır. Kongrede köklü değişiklikleri gerçekleştirebilmek adına değişimin temel çerçevesi belirlenmiştir. Ayrıca silahsızlanma politikasının temellendirilmesi ile savunma harcamalarından kısılan maliyetlerin reform çalışmalarına aktarılması planlanmıştır (Sander, 1994 :425).
1986’daki Çernobil faciası sonrası baskılar karşısında Sovyetlerin gerçekleri açıklama noktasında kendini sorumlu hissetmesi, Glasnost Politikası üzerine gerçekleştirilen reformların hızını artırmıştır. Gorbaçov parti içi muhalefete karşı çıkarak Sovyet gizlilik alışkanlığına tezat oluşturan Glasnost Politikası ile sansürü gevşetirken, tarih ve ideoloji tartışmaya açılmış ve halk soluk almaya başlamıştır (Daniels, 2003 :258).
Ancak medyanın sıkı denetimi ve sansürün gevşetilmesi diğer alanlardaki reformlara göre sınırlı kalmıştır. Medya üzerinden yayımlanan ve tartışmaya açılan eleştirilerin çoğu geçmişe veya gündelik yaşama ilişkin olmuştur. Yani Glasnost Politikası’nın medya ayağına dış politika üzerinde tartışma yaratmayacak düzeyde sınırlılıklar getirilmiştir (Akış ve Okyay, 1995 :69). Gorbaçov dış politika üzerinde eleştirileri sınırlayarak, Sovyetler Birliği’ndeki hakimiyetini koruyup hem reform çalışmalarını kontrol altında tutacağını hem de birliğin dağılmasının önüne geçebileceğini düşünmüştür.
2.2. Gorbaçov’un Silahsızlanma Politikası
1983’te Reagan’ın atom bombalı savaş başlıklarının önünü daha yeryüzüne inmeden uzayda kesebilecekleri üzerine geliştirdiği silahlanma programına konseyi ikna etmesi ile yıldız savaşları başlamıştır. ABD’nin yıldız savaşları araştırmalarında başarılarının sınırlı kalışı ve Sovyetlerin ABD ile yarışamayacağını anlaması, silahsızlanma politikasını geliştirmesine yol açmıştır (McNeill, 2008 :744). 2-3 Aralık 1989’da Bush ve Gorbaçov, Malta açıklarında görüşme gerçekleştirmiştir. Malta Doruğu sonucunda Avrupa’da kalıcı barış ve iş birliği gerçekleştirilmiştir. Avrupa’nın ortasındaki demir perde alçaltılmış ve daha esnek, silahsız ve iş birliğine dayalı dünyanın temeli atılmıştır (Sander, 1994 :425-426).
2.3.Perestroyka (Yeniden Yapılanma)
Sovyetler Birliği Komünist Partisinin halk temsilcilerinden oluşan kısmı, 1988 yılında 40 yıllık bir aradan sonra ilk konferansını gerçekleştirmiştir. Konferans Glasnost Politikası’nın da etkisi ile eleştiriye açık bir ortamda, saydam gerçeklikler üzerinden yapılmıştır (Armaoğlu, 1992 :113). Konferansta alınan kararlarla parlamentoda Komünist Parti içindeki muhalefeti baskılamak için demokratik ilkeleri de esas alarak yeni bir güç oluşturulmak istenmiştir. Demokratik ilkelerin etrafında oluşturulan yapılar üzerindeki denetim, güçler ayrılığı sistemine dayandırılarak gerçekleştirilmeye çalışılmıştır (Sander, 1994 :425).
Perestroyka üzerine yapılan planlar arasından gerçekleştirilen ilk faaliyet, “Sosyalist Teşebbüs Kanunu’nu” çıkartmak olmuştur. Kanun çerçevesinde teşebbüslere ve yöneticilere, rasyonel ve verimli bir işletme sağlamak ve kaliteli üretimi gerçekleştirerek, dünya pazarında yer edinilebilecek seviyeye ulaşma adına geniş yetki ve ayrıcalıklar tanınmıştır (Uçarol, 2015 :1107).
Yeniden Yapılanma Politikası ile Sovyetlerdeki yönetsel dönüşüm hareketleri Yüksek Sovyet’te de etkisini göstermiştir. Yeniden yapılanma adına Gorbaçov, tek adaylı seçim sisteminden çok adaylı seçim sistemine geçiş yaparak seçim sistemini değiştirmiştir. Gorbaçov gerçekleştirdiği yapılanma programları ile iktidarını parti egemenliğinden sağlamak yerine, halka dayandırma arzusunu ispatlamıştır.
Yüksek Sovyet içinde yer alan danışma organı niteliğindeki Halk Kongresi, yetkilerinin genişlemeye başlaması sonucunda Anayasa değişikliği niteliğinde kararlar almaya başlamıştır. Halk Kongresi’nin de desteği ile yetkileri genişleyen Gorbaçov, 1988’de iktidarı halka dayalı bir devlet başkanı olmuştur. Halk Kongresi’nin almış olduğu Anayasa niteliğindeki kararlara uygun olarak Yüksek Sovyet de bin beş yüzü halk tarafından seçilen temsilciler aracılığı ile yedi yüz ellisi kamu kuruluşları tarafından seçilen toplam iki bin iki yüz elli kişilik Halk Temsilcileri Kongresi kurulmasını kabul etmiştir. Kongre ilk toplantısını 1989 yılının Mayıs ve Haziran aylarında gerçekleştirmiştir. Yüksek Sovyet’te doğrudan halkı temsil eden bir kongre meydana getirilmiştir (Armaoğlu, 1992 :114).
Sonuç
Sovyetlerin son dönemlerinde dünya hakimiyetini yitirmesi ve kendi içinde de sistemin çarklarının durma noktasına gelmesi, Sovyetleri de dönüşüm furyasına dahil olmak zorunda bırakmıştır. Dünyada gerçekleşen dönüşüme ayak uydurabilmek ve son dönemdeki ekonomik, toplumsal, siyasal olumsuzluklardan kurtulabilmek adına Sovyetler Birliği Komünist katılığını kırarak dönüşüm politikaları geliştirmeye başlamıştır. Özellikle 1985’te Gorbaçov’un iktidara gelişi ile yönetsel anlamdaki dönüşüm faaliyetleri hız kazanmıştır. Gorbaçov uygulamaya ve geliştirmeye çalıştığı Glasnost ve Perestroyka Politikaları ile Sovyetler Birliği’ni kötü gidişattan kurtarıp dünyanın gelişmiş medeniyetleri seviyesine çıkarabileceğini düşünmüştür.
Katı komünist gelenekten beslenen Sovyetler Birliği’ndeki dönüşüm, dünyanın geri kalanında olduğu gibi ve Gorbaçov’un planladığı doğrultuda gitmemiştir. Komünist Parti içindeki muhafazakâr kanat, dünya genelindeki muhafazakâr kanatta meydana gelen dönüşümlerden etkilenmemek için direnmiştir. Nitekim dünyada muhafazakâr kanat yumuşak dönüşüm hamleleri ile yeni sisteme evrilirken, Sovyetler Birliği yeni politikalar karşısındaki muhalefeti ortadan kaldırabilmek adına muhafazakâr kanadın devrimsel nitelikte bir yok oluşa sahne olmasını istemektedir. Sonuç olarak, Gorbaçov’un çabaları ile tüm bu yönetsel dönüşümlere rağmen Sovyetler Birliği dağılmaktan kurtulamamıştır.
Stratejik Ortak Misafir Yazarı
Burak Yıldırım
SSCB'de Gorbaçov İktidarı ve Politikaları
https://stratejikortak.com/2016/06/sscbde-gorbacov-iktidari.html
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
KAYNAK
KAYNAKÇA
Akış, C. Okyay, S. (1995); Gorbaçov’un Rusyası, Yapı Kredi Yay., İstanbul.
Armaoğlu, F. (1992). 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1990 Cilt II: 1980-1990, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., Ankara.
Dağı, Z. (2002); Rusya’nın Dönüşümü; Kimlik, Milliyetçilik ve Dış Politika, Boyut Yay., İstanbul.
Daniels, R.V. (2003); “SovyetlerBirliği VE Doğu Avrupa’da Anti Komunist Devrimler: 1989-1991”, Batı’da Devrimci Gelenek: 1560-1991 (çev. K. İnal), Dost Kitapevi Yay., Ankara.
McNeill, W. H. (2008); Dünya Tarihi (çev. A.Şeril), 13. Baskı, İmge Kitapevi Yay., Ankara.
Sander, O. (1994); Siyasi tarih (1918-1994), 4. Baskı, İmge Kitapevi Yay., Ankara.
Uçarol, R. (2015); Siyasi Tarih (1789-2014), 10.Baskı, Der Yay., İstanbul.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.