Nijerya ve Çevresinde Büyüyen IŞİD: Batı Afrika Vilayeti

2555
Yazarlık Başvurusu

Nijerya’da IŞİD’in ortaya çıkışından günümüze yaşanan süreci kaleme almaya çalıştım.

Nijerya’da, IŞİD‘e biat etmeden önce “Boko Haram” adlı Selefi bir örgüt 2002 yılında Muhammed Yusuf tarafından kuruldu. Adı Boko Haram, yani “Batı Eğitimi Haram” anlamına gelen bu örgüt, Nijerya hükümetine ve hükümete bağlı okullara saldırılar düzenleyerek adını duyurdu. Örgütün amacı, Nijerya’yı ‘kendi şeriat anlayışına’ göre yönetmek olarak açıklandı. Boko Haram örgütü, 2014 yılında yaptığı okul baskınları ile dünya medyasında yer buldu. Örgüt, okullardan kaçırdığı yüzlerce Hristiyan kız çocuğunu Müslüman ettirerek örgüt üyeleri ve kendi bölgesinde bulunan halktan bazı kişilerle evlendirdi. 7 Mart 2015 yılında örgüt, dünyanın çeşitli yerlerindeki Selefi örgütler gibi IŞİD’e biat etti. Örgüt lideri Şekau, bizzat kendisinin bulunduğu videoda IŞİD lideri Ebu Bekir El – Bağdadi’ye biatını açıkladı ve IŞİD ‘in “Batı Afrika Vilayeti” emiri oldu. Boko Haram, IŞİD’e biatından sonra faaliyetlerine kaldığı yerden devam etti. Örgüt, okulları yakıp öğrencileri kaçırmaya devam ederken, eski faaliyetlerinde pek bir değişiklik olmadı (2016 sonuna kadar).

7 Mart 2015 ‘te Boko Haram lideri Ebu Bekir Şekau ‘nun IŞİD lideri Ebu Bekir El Bağdadi’ye biat ettiği görüntü.

Boko Haram Lideri Ebubekir Şekau’nun Görevinden Alınması ve Sonrasında Yaşananlar

Boko Haram örgütü silahlı faaliyetlerine 2009 yılında liderleri Muhammed Yusuf’un tutukluyken öldürülmesi ile başlamıştı. Muhammed Yusuf’tan sonra liderliğe Ebu Bekir Şekau geçmiş ve örgütün faaliyetlerine yön vermişti. Şekau, önceden olduğu gibi IŞİD’e biatından sonra da kendi başına hareket etmiş, merkezden gelen uyarıları pek dikkate almamıştı. Öyle ki, sert bir yapısı olan Şekau’nun yaptığı bazı saldırılar, okul konusunda sivil insanlara aşırı sert müdahele etmesi ve hatta okulları yakması IŞİD lideri Bağdadi tarafından ‘emirlere uymadığı’ gerekçesiyle görevden alınmasına sebep oldu.

Şekau‘nun yerine “Ebu Musab El-Barnawi” emir olarak atandı.

Barnawi döneminde Batı Afrika Vilayeti okullara yapılan saldırıları ve kız çocuklarını kaçırmayı büyük oranda durdurdu, daha çok “halka hizmet” amacıyla devlet gibi hareket etmeye başladı. Şekau, Ağustos 2016 ‘da emirlik hayatının bitmesinden sonra kendisiyle gelen örgüt üyeleri ile birlikte ülke kuzeyine çekildi ve “özerk” olarak faaliyetlerine devam ediyor. Şekau’nun görevden alınmasından sonra ortaya birçok iddia atılsa da genel olarak Şekau’nun hala IŞİD’e bağlı olduğu, sadece emirlikten alındığı için kendi başına ayrı faaliyet yürüttüğü görülüyor.

2016’da görevinden alınan ve birkaç bin kişilik grubu ile ayrı faaliyet yürüten Ebu Bekir Şekau.

Şekau ve ekibi hala birkaç bin örgüt üyesi ile bölgede faaliyetlerini yürütürken, direkt IŞİD’e bağlı Batı Afrika Vilayeti’ne göre gücünü git gide kaybediyor. Taraflar arasında sıcak çatışmalar yaşanmıyor, sadece Batı Afrika Vilayeti ‘nin çok güçlü hale gelmesi Şekau’nun önemini kaybedip sadık adamlarının Batı Afrika Vilayeti’ne katılmasına yol açıyor.

(Bu başlıktan sonraki yazılarda direkt IŞİD’e bağlı olan Batı Afrika Vilayeti’nden bahsedeceğiz.)

Örgüte Bağlı Batı Afrika Vilayeti’nin Kontrol ve Faaliyet Alanları

Eski adıyla Boko Haram’ın, şimdiki ismiyle Batı Afrika Vilayeti’nin kontrol alanlarını ve faaliyet gösterdiği bölgeleri inceleyeceğiz.

Örgüt kurulduğu yıllardan beri, Nijerya’nın kuzeydoğusunda bulunan “Sambisa” ormanlarında faaliyet gösteriyor. Nijerya ordusunun 2016-2018 yılları arasında ormanlarda yaptığı yoğun operasyonlar sonucunda ve örgütün 2018’den bu yana birçok yerleşim yerini ele geçirmesinin de ardından ‘örgütün kalesi olarak nitelendirilen Sambisa ormanları eskiye oranla arka planda kalmış durumda.

Batı Afrika Vilayeti, 2017 – 2018 yılları arasında ağır kayıplar verip Borno eyaletindeki yoğun ormanlık alanlara çekilse de günümüzde Çad Gölü’nün çevresini büyük oranda kontrol ediyor. Çad Gölü, örgütün günümüzdeki kalesi olarak biliniyor ve örgüt buradan Çad, Nijer, Kamerun ve de Nijerya’daki faaliyetlerini yönetiyor. Çad Gölü’nün çevresinde bulunan yağmur ormanları örgüte büyük bir avantaj sağlarken, Nijerya ordusu için ise büyük bir dezavantaj. Ayrıca gölün çevresindeki büyük kasabalar ve onlarca köy örgüt kontrolünde buluyor. Son yapılan açıklamalarda örgütün Çad Gölü çevresindeki hakimiyetinin Kıbrıs adasının tamamından daha büyük olduğu söylendi. Bu aynı zamanda binlerce kişinin örgüt denetiminde yaşadığını, balıkçılık ve birçok faaliyetin örgüte büyük maddi kazanç sağladığını gösteriyor.

Örgüt, Ocak 2019’dan bu yana Borno eyaletinde bulunan Monguno, Kukawa, Gudumbali, Sabon Gari, Baga, Malam Fatori, Magumeri, Bula Bul (Çad Gölü’ne yakın olduğu için stratejik olarak önemli.), Gajigana, Geidam, Kongorwa, Damasak, Dikva gibi kasabalara sürekli büyük çaplı baskınlar düzenleyip Nijerya ordusuna ağır kayıplar verdiriyor, çok sayıda askeri aracın yanında büyük miktarda cephane de ele geçiriyor.

25 Nisan 2019’da örgütün Baga kasabasına yaptığı saldırı sonucu kasaba örgüt tarafından ele geçirildi ve Tank, ZPT, ZMA, BMP , BM – 21 Grad, Otokar Cobra da dahil çok sayıda zırhlı araç örgütün eline geçti. Daha sonra Nijerya ordusu ve Afrika Koalisyonu kasabayı şiddetli çatışmalardan sonra örgütten geri aldı.

Haritamızı küçültüp eyaletlerin durumuna bakarsak; Batı Afrika Vilayeti, Nijerya’nın kuzeyinde bulunan Borno eyaletinin büyük kısmında etkin. Borno eyaletine komşu olan Yobe eyaletinde ise saldırılar ve örgüt faaliyetleri çok daha az. Örgütün öncelikli hedefi Borno eyaletinde Nijerya ordusu hatlarını çökertmek, daha sonrasında ise şehirlere ve diğer eyaletlere doğru yayılmak. Bu amaç doğrultusunda örgüt, Borno eyaletinin en büyük şehri olan Maiduguri şehrinin birkaç kilometre yakınında bulunan Nijerya ordusu mevkilerine saldırılar düzenliyor, şehrin havaalanını ve şehri koruyan askeri birlikleri Grad füzeleri ile hedef alıyor.

Ayrıca Batı Afrika Vilayeti, Nijerya’nın müttefiki olan ve sahada da görülen Çad ve Nijer (Afrika Koalisyonu) ile de savaş halinde. Bu ülkelerin birbiri ile bağlantısını kesmek için Nijer – Nijerya sınırında bulunan Diffa şehri (Nijer toprakları içinde) ve çevresinde hem Nijer hem de Nijerya ordusuna sık sık saldırılar düzenliyor. Örgüt, çok sık olmasa da yine sınıra yakın olan Mallam Fatori kasabası ve Diffa şehri çevresindeki askeri pozisyonlara Grad ve havan atışları düzenliyor.

Çad Gölü Havzası

Çad Gölü etrafında son durum:

  • Siyah bölge IŞİD ‘in kontrol ettiği alan.
  • Siyah noktalar IŞİD’in sık saldırı düzenlediği yerler.
  • Kırmızı ve mavi noktalar ise örgütün yeni saldırı noktaları ve örgüte yapılan operasyonlar.

IŞİD’in yoğun olarak faaliyet gösterdiği ve örgütün kalesi konumundaki Borno Eyaleti.

IŞİD’in Batı Afrika Vilayeti Askeri Gelişim ve Envanter Durumu

Örgüt, 2009 ‘dan 2018 yılına kadar makineli silah yüklü pikapları sık sık kullanıyordu. AK-47, RPG-7 gibi hafif ve orta sınıf silahlar ise örgütün saldırılarının temelini oluşturuyordu. Askeri kamuflajlar örgütün her üyesinde olmuyor, bazı örgüt militanları kot pantolon ile çatışmalara gidiyordu. Günümüzde ise makineli silah yüklü pikapları Irak ve Suriye ‘de olduğu gibi kalın bir zırhla donattılar. Bu zırhlar kısa süreli çatışmalarda büyük bir fayda sağlıyordu. Sadece pikapları değil, SVBİED’leri (canlı bombalı araç) de zırhla donatıp Nijerya ordusuna karşı kullanıyorlar. Günümüzde eskiye oranla ellerinde daha çok silahlı/silahsız pikap var ve yaptıkları baskınlarda genellikle 5 – 15 arası pikap kullanıyorlar. Örgüt, 2018 ‘in son aylarında ve 2019’un ilk 5 ayında yaptığı baskınlarda ve ele geçirdiği askeri noktalarda çok sayıda zırhlı araç da ele geçirdi, bu araçlar ilk başlarda sık ağaçlı ormanlara saklansa da Suriye ve Irak’tan gelen teknisyen ve komutanların talimatları doğrultusunda artık çatışmalarda yerini almaya başladı. Özellikle 25 Nisan 2019‘da Baga kasabasını ele geçiren örgüt AML-60, REVA APC, ZMA ‘nın yanında Otokar Cobra ve bir adet de BM-21 Grad ele geçirdi. Nijerya hava kuvvetleri, aynı gün içinde bazı zırhlı araçları imha etse de bu yeterli olmadı.

Örgüt, yaptığı saldırılar sonucu çok sayıda araç ve büyük miktarda askeri malzemeyi ele geçirip hem envanterini büyütüyor hem de çeşitlendiriyor. Öyle ki örgüt, RPG-7’nin yanında RTB – 7MA, RHEAT – 7MA2, PG – 7V, OGİ – 7A, PG – 7V gibi roket mermilerini ve AK – 47’nin yanında HK-21, Tar-21, Daewoo K2, AKM, Type 56, AR-10, FN- MAG, AK-74, AGR-47 gibi silahları da sıklıkla kullanıyor.

Öte yandan Batı Afrika Vilayeti, 122mm.’lik Grad ve çeşitli kalibreli havan toplarına da sahip. Örgütün az da olsa Tankı, ÇNRA’sı ve 130 mm’lik topları var. Bunları kullanmaya yeni yeni başladılar, ilerde ele geçirdikleri ağır silahlar ile topçu birlikleri kurup etkin olarak savaşa girmeleri muhtemel gözüküyor.

IŞİD’in Nijerya ordusundan ele geçirdiği zırhlı araçlar: 1)AML-60, 2)REVA APC, 3)Otokar Cobra

IŞİD’in Batı Afrika Vilayeti Askeri Stratejisi

İlk olarak Nijerya ordusunun askeri noktalarından bahsedeceğiz. Nijerya ordusuna ait çoğu üs ve askeri nokta ülke sömürge altındayken yapılmış, yani zayıf ve yetersiz. Askeri noktaların tamamına yakınında sağlam bariyer ve engeller yok; toprak siperler, kum torbasından yapılmış mevziler ve derme çatma hatlar var. Daha büyük üslerin durumu ise biraz daha iyi, çevrelerindeki savunma hatları yetersiz olsa da askeri noktalar gibi açık hedef değiller.

1’nci karede Nijerya ordusunun Kareto’daki üssünü, 2’nci karede ise üsse saldıran ve zayıf savunma hatlarını aşıp içeri giren IŞİD militanlarını görüyoruz.

Genel olarak örgütün düzenlediği saldırılar, 5 – 15 arası pikapla askeri noktaları ve üsleri basmaya dayanıyor. Pikapların tamamına yakını makineli silahlar ile donatılmış olup ortalama 10 örgüt üyesi taşıyor. Makineli pikaplar hedefi birkaç yönden çevreledikten sonra hedefe yoğun atışlar yapıyor. Pikaplardan inen militanlar zayıf savunma hatlarını aşıp içeri giriyor. Saldırıların çoğu başarılı oluyor ve Nijerya ordusu onlara, yüzlere varan kayıplar veriyor.

(Nijerya ordusuna ait askeri noktalara saldıran IŞİD militanları. Pikapların çatışmalardaki rolünü 2’nci kareye bakarak görebiliriz.)

Örgütün baskınlardan sonra en çok uyguladığı taktik ise pusu. Operasyon için gelen Nijerya ordusuna ait konvoyları, takviye birlikleri ve operasyon esnasındaki askeri birlikleri hedef alan pusular her defasında IŞİD lehine bitiyor. Örgüt, hem onlarca askeri öldürüp çok sayıda askeri aracı imha ediyor hem de araç ve büyük miktarda askeri malzeme ele geçiriyor. Zaten zayıf hava gücüne sahip ordu, askeri konvoylara havadan destek veremiyor. Bu durumda konvoylar örgütün haberi olduğu müddetçe açık hedef haline geliyor.

Birkaç gün önce Sabon Gari kasabasında IŞİD’in attığı pusu sonucu ele geçirdiği araçlar ve askeri malzeme. (Pusu sonucu yaklaşık 15 Nijerya askeri öldü.)

IŞİD’in bir diğer taktiği ise askeri hedeflere havan ve grad atışları yapıp düşmanı baskı altında tutmak ve askeri / mali kayıplar verdirmek. Örgüt, aralıklarla Nijer – Nijerya sınırında bulunan Diffa şehrine ve Borno eyaletinin en büyük şehri olan Maiduguri çevresindeki askeri birliklere grad atışları yapıyor. Şehir çevresindeki üsleri ve bu iki şehrin havaalanını vurarak hem askeri /maddi kayıplar verdiriyorlar hem de askerleri olumsuz etkiliyorlar. Grad roketinin menzilinin uzun olması da örgütün uzaktaki hedefleri vurarak güç gösterisi yapmasını sağlıyor. Örgüt, daha kısa mesafelerde bulunan askeri hedefleri ise havan topları ile hedef alıyor. Çeşitli kalibrede havan topuna sahip örgüt, üyelerine verdiği eğitim sonucu askeri hedeflere isabetli atışlar yapıyor.

IŞİD’in Diffa Havaalanı’na yaptığı grad atışı..

IŞİD’in Nijerya’da Uyguladığı Nadir İngimaşi (intihar komandosu) Saldırıları

Örgüt elindeki bölgelerde Selefi ideolojiyi yaydıkça fedailer ve bombacılar yetiştirmeye hız verdi. Şimdilik bu tip saldırılar ciddi bir boyuta varmasa da giderek artıyor ve savaş alanlarında da kendini gösteriyor. Irak ve Suriye ‘de olduğu gibi sıklıkla bombalı araçlı saldırılar olmuyor, bombalı araçlı saldırılar nadir düzenleniyor. Örgüt, bombalı araçlar kadar yıkıcı olmamasına rağmen, bazen daha fazla can kaybına yol açan İngimaşi saldırılarını da yapmaya başladı. Bu tip saldırının daha önce yapıldığını görmediğimiz için Nisan 2019 ‘da örgütün düzenlediği İngimaşi saldırısını ilk olarak nitelendirdik. 10 Nisan 2019’da örgütün 4 İngimaşisi, Nijer – Nijerya sınırına yakın olan Diffa şehrindeki Nijer birliklerine saldırdı. Karargaha kadar yaklaşan İngimaşiler saatler süren çatışmalar sonucu öldürüldü, Nijer ordusundan da ölen ve yaralanan askerler oldu (IŞİD’e göre onlarca asker öldü ve yaralandı).

Diffa çevresinde Nijer ordusuna saldıran 4 İngimaşi.

Örgütün Bir Başka Taktiği EYP Saldırıları

IŞİD’in Irak ve Suriye ‘de neredeyse her gün yaptığı EYP saldırılarını Nijerya’da pek sık göremiyoruz. Örgüt, Irak ve Suriye’de mücadele ettiği taraflara karşı EYP saldırısını yapıp geri çekilirken, burada EYP saldırısından sonra da saldırarak askeri birlikleri topyekun imha ediyor. Son aylara baktığımızda örgütün EYP saldırılarında artış görüyoruz. Bunun nedenini Irak ve Suriye’den gelen teknisyen ve komutanların burada da askeri birlikleri yıpratarak ilerleme stratejisine bağlıyoruz. Şimdilik örgütün hedefi askeri konvoylar olurken, ilerde önemli komutanlar ve üst düzey kişilere de bu tarz saldırılar yapacağı muhtemel görünüyor. Ordunun envanterindeki zırhlı araçların büyük kısmının eski olması ve EYP’lere karşı dayanıksızlığı, örgütün bu saldırıları gündelik hale getirmesi için büyük bir fırsat.

(30 Nisan’da Baga kasabası çevresinde IŞİD’in düzenlediği EYP saldırısı sonucu 33 asker ölüp yaralanırken, 5 askeri araç da imha oldu.)

Batı Afrika Vilayeti’nin Mali Durumu ve Gelir Kaynakları

Irak ve Suriye’de olduğu gibi örgüt burada da devlet gibi hareket edip halktan vergi topluyor. Bu vergileri çeşitli birimlere ayırarak düzenli şekilde alıyor. Öncelikle balıkçılardan alınan vergilerden başlıyoruz. Çad Gölü oldukça büyük olmakla beraber, Batı Afrika halkı için çok önemli bir geçim kaynağıdır ve Batı Afrika’nın en büyük gölü olarak bilinir. İçinde çeşitli türlerden bolca balık bulunduran bu göl, bölge halkından birçok balıkçıya geçim kaynağı oluyor. Haliyle gölü elinde bulunduran kuvvetler de balıkçılardan av bedeli (vergi + belge) alıyor. Gölün ve gölü besleyen nehirlerin önemli kısmına sahip olan IŞİD’in bölgedeki birçok balıkçıdan vergi aldığı yerel medya ve Nijerya medyası tarafından çok kez dile getirildi. Hatta örgütün vergi vermeyi reddeden ve kaçak olarak avlanan balıkçıları hedef aldığı da görüldü. Çad Gölü’nün Nijerya ordusu kontrolündeki kısmında avlanan balıkçıların dahi örgüt tarafından hedef alındığı açıklandı. Örgütün balıkçılardan aldığı vergi miktarı ve bu vergilerden elde ettiği toplam kazancı bilinmezken, birçok balıkçının örgüte vergi verdiği biliniyor. Tarım alanlarından devam ediyoruz. Çad Gölü çevresinde bulunan tarım alanları da örgüte ciddi gelir kaynağı oluyor. Halkın arazisinin yanında örgütün kendi ekip biçtiği, kiraladığı ve ürün sattığı alanlar var. Bölge arazilerinin sulak olmasından kaynaklanan verimlilik de örgüt için büyük bir avantaj oluyor.

Örgütün kendi kontrolünde kurulan pazarlardan da ciddi gelirler elde ettiği düşünülüyor. Büyük kısmı yerel ürünlerden oluşan pazarlarda örgüt kendi ürettiği ürünleri de satıyor. Ayrıca dışardan gelen ürünlerden de vergi alıyor.

IŞİD, bölge halkından ve sattığı ürünlerden elde ettiği gelirin yanında Nijerya ordusuna yaptığı saldırılarda da büyük miktarda para ve değerli eşya ele geçiriyor. Özellikle örgüt bir üs veya yerleşim yeri ele geçirdiğinde orduya, hükümete ve bunların yandaşlarına ait mallara ve paralara el koyuyor. Bu da örgütün ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor.

Örgütün mali durumuna baktığımızda, milyonlarca dolara sahip bir yapıyla karşılaşıyoruz. Gerek halktan alınan vergilerin, gerek hayvancılık, avcılık ve tarımdan kazanılan paraların ve gerekse de ele geçirilen ganimetlerin miktarları örgütün mali durumunun oldukça yerinde olduğunu gösteriyor. Ayrıca merkezden gelmiş ve hala da gelmeye devam eden büyük miktarda paradan bahsediliyor. Tüm bu gelir kaynaklarıyla örgütün Nijerya ordusundaki mali durumdan daha iyi bir duruma sahip olduğu görülüyor. Öyle ki örgütün üyelerine düzenli olarak maaş verdiği ve bu maaşın Nijerya ordusu bünyesindeki askerlerin maaşından 3 kat daha fazla olduğu biliniyor. Örgütün geçen yıllara oranla maddi olarak gelişmesi, askeri eksikliklerin de giderilmesini sağlayıp örgüte katılımları artırmış durumda. Dolar ile verilen maaşlar işsizliğin kol gezdiği ülkenin kuzey kısmında örgüte katılımları hızlı şekilde artırdı.

Çatışma Bölgelerinde Halkın Durumu ve Örgütün Halk ile İlişkileri

Bölgedeki çatışma alanlarında yaşayan Müslümanların durumu Hıristiyanlara göre biraz daha iyi. Bölgede Şii – Sünni savaşı değil, Müslüman – Hıristiyan savaşı etkin. Bu da bölgedeki Müslüman kabilelerin Hıristiyanlara karşı IŞİD’in yanında yer almasını sağlıyor. IŞİD’in birbiri ile savaş halinde olan Müslüman kabileleri barıştırıp Hıristiyanlara karşı beraber hareket ettiği görülüyor. Böylelikle örgüt kabilelerin de sempatisini kazanıyor. Örgüt, Nijerya ordusu dışında Hıristiyanları birçok kez hedef aldı. Özellikle Hıristiyan misyonerler ve gruplar örgütün hedefi halinde. Birkaç ay önce “Sınır Tanımayan Doktorlar” ekibi hedef alındı. Genel olarak Hıristiyanların örgütün hedefinde olduğunu söyleyebiliriz. Örgütün, bölgedeki Müslüman halkı sempatisini kazanmak veya sempati duyanları kaybetmemek için direkt hedef almadığını görüyoruz (istisnalar oluyor).

Ebu Bekir Şekau’nun Batı Afrika Vilayeti emiri olduğu zaman okullara yapılan saldırılar ve yapılan bazı uygulamalar halkın tepkisini çekiyordu. IŞİD merkezi, Şekau’yu bu konularda birçok kez uyarmasına rağmen Şekau uyarılara aldırmayıp faaliyetlerine devam etti. Bunun üzerine Şekau görevden alındı, yerine Ebu Musab El-Barnawi emir olarak atandı. Barnawi döneminde okullara yapılan baskınlar ve öğrencilerin örgüt tarafından kaçırılması büyük oranda durdu. Barnawi döneminde Batı Afrika Vilayeti, bir örgütten çok devlet gibi hareket edip halkın sempatisini kazanmaya çalışıyor. Açtığı okullar, yaptığı sağlık binaları, dağıttıkları yardım ve daha birçok icraatlar ile örgüt bu sempatiyi büyük oranda kazanmış durumda. Irak ve Suriye’den gelen öğretmen ve şeri yetkililer, okullarda din derslerinin yanı sıra pozitif bilimlerin de dersini veriyor.

Bölge Halkının Örgüte Bakışı

Özellikle IŞİD’in kontrolünde yaşayan çocuklar ve gençler Selefi ideolojiye göre yetiştiriliyor, eğitimleri ise yoğun oluyor. Örgüt, Irak ve Suriye’de olduğu gibi Nijerya’da da çocukları kendi ideolojisine göre yetiştirip sağlam bir temel kurmayı amaçlıyor. Örgüt kontrolünde yaşayan halk ise şeri kurallara uydukça ceza almıyor. Örgütün kontrolündeki halk, çatışma bölgelerinde ve Nijerya ordusu kontrolünde bulunan halka göre daha sakin bir yaşantıya sahip. Özellikle kabileler, otlak ve diğer alan sorunları gibi nedenlerle birbiri ile savaşmıyor, birbiri ile kanlı kabileler örgüt tarafından barıştırılıyor. Nijerya ordusundaki bölgelerde ise hem kabile savaşları hem de din savaşları artarak devam ediyor. Ayrıca Nijerya ordusunun adı sık sık yolsuzlukla duyuluyor. Ordudaki Hıristiyan askerlerin Müslüman halka kötü davrandığı da dile getiriliyor. Tüm bunların dışında ordunun örgüte yaptığı bazı operasyon ve hava saldırılarından siviller de zarar görüyor, çok sayıda sivil ölüyor. Tüm bunlar, Nijerya kuzeyinde yaşayan halkın IŞİD, Batı Afrika Vilayeti ‘ne sempati duymasına ve örgüte katılım oranının artmasına yol açıyor. Örgüt ise bu durumu değerlendirip halkın da desteğini alarak güçlü bir yapı kurmayı amaçlıyor.

Misafir Yazar: @Skoentaji

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz