IŞİD’in Ekonomik ve Askeri Gücü (3. BÖLÜM)

6298

IŞİD – Irak ve Şam İslam “Düşmanları” adlı çalışmanın “IŞİD’in İnsan ve Askeri Gücü”, “IŞİD’in Ekonomisi”, “IŞİD’in Devletleşme Çabaları ve “IŞİD’e Destek Veren ve Karşı Çıkan Örgütler” şeklindeki başlıklarının yer aldığı üçüncü bölümünü yayınlıyoruz. (Birinci ve ikinci bölüm)

IŞİD’in İnsan ve Askeri Gücü

IŞİD, bugüne kadar dünyanın hiçbir örgütünde bulunmayan militan sayısına ve askeri araç gerece sahip.

Militan sayısıyla başlayalım. Örgütün Irak içindeki militanları yerlilerden, Suriye’deki militanları ise genellikle yabancılardan oluşmaktadır. Örgütün sadece kadın militanlardan oluşan birlikleri bile bulunuyor. Suriye’ye yabancıları nasıl çektiğini IŞİD’in Dini Görüşü, Yapısı ve Yenilikçi Yöntemleri bölümünde inceledik.

Örgüt içinde 40’tan fazla ülkenin vatandaşı bulunuyor. En çok katılım Tunus’tan. 3000’den fazla Tunuslu örgüte katılmış. Sayı azalarak şöyle devam ediyor: Suudi Arabistan, Fas, Rusya, Ürdün, Lübnan, Fransa, Libya, Türkiye, Almanya, Mısır, Pakistan, Belçika, Avustralya, Cezayir, Hollanda, Kazakistan, Arnavutluk, Filistin, Kosova, Yemen, ABD, Danimarka, İspanya, Çin, Sudan, İsveç, Somali, Kuveyt, Bosna Hersek, Avusturya, Endonezya, Ukrayna, İtalya, Norveç, İrlanda, Finlandiya, Kanada, Afganistan ve diğerleri.

Afganistan’ın listenin sonunda olması ilginç gelebilir. Ancak Afganistan içinde El-Kaide ve Taliban gibi iki büyük örgütün faal olduğunu düşünürsek ve IŞİD’in El-Kaide ile de problemli olduğunu düşünürsek bu iki örgütün etkinlik alanından militan çekmesinin zor olduğunu görebiliriz. IŞİD’in, El-Kaide ve Taliban örgütleriyle sorunlarını ve farklılıklarını da IŞİD’e Katılan, Destek Veren ve Karşı Çıkan Örgütler bölümünde inceleyeceğim.

Burada en çok dikkat çekilmesi gereken ülke Suudi Arabistan’dır. IŞİD’e parasal desteğin yanında militan temin ettiği de söylenmektedir. Ali Poyraz Gürson’a göre, Suudi Arabistan hapishanelerindeki mahkumlar IŞİD’e katılmaları karşılığında affedilmekteydi. Bu durum 2014 başlarına kadar devam etti (2016:285).

Örgütün militan sayısı hakkında hiçbir zaman net bİr bilgi olmadı. Farklı kişiler ve kurumlar tahminler açıkladı ancak tahminlerdeki bariz farklar bile örgütün militan sayısı hakkında çok sağlıklı bilgiler olmadığını ortaya koymaktadır. Ancak sayılar için “güvenilmez” diyemeyiz çünkü bu farklılıkların bir nedeninin de özellikle Irak’ta olmak üzere örgüte destek veren yerel aşiretlerin sayıya dahil edilip edilmemesinden kaynaklandığını belirtelim. Kafanızda bir profil oluşturmak amacıyla bu tahminleri sizlerle paylaşacağım.

IŞİD uzmanı olarak bilinen Dr. Hişam el Hâşimî, Ağustos 2014’te örgütün militan sayısının 30 bin ile 50 bin kadar olduğunu söyledi.

IŞİD’in militan sayısına yönelik ilk resmî açıklama CIA’den geldi. CIA Eylül 2014’te koalisyon saldırılarının başlamasıyla açıklama yaparak örgütün 20 bin ile 31 bin 500 kadar militanının olduğunu söyledi. Ancak Kasım 2014’te İngiliz Independent’e açıklama yapan Iraklı bir yetkili IŞİD’in 200 bin kadar militanı olduğunu söyledi. Bu bilgiyi kimse doğrulamadı.

İran lideri Hamaney’in askeri danışmanı Yahya Rahim Safevi, IŞİD’in, 5 bini Çeçen asıllı 100 bin savaşçısı olduğunu söyledi.

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktör Yardımcısı Yevgeniy Sisoyev’e göre 2015’in ilk yarısında 30 bini Irak’ta 50 bini Suriye’de olmak üzere 80 bin IŞİD militanı mevcut.

Aralık 2015’te Sputnik’e röportaj veren Suriyeli askeri analist Sabit Muhammed, IŞİD’in 150 ile 200 bin kadar savaşçısının olduğunu söyledi.

Ocak 2016’da ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Albay Steve Warren, koalisyonun hava saldırılarında binlerce IŞİD militanının öldürüldüğünü söyledi. Halen örgüt bünyesinde bulunan militan sayısını ise 20 bin ile 30 bin olduğunu söyledi. Koalisyonun sürekli saldırılarına karşı örgütün militan katılımlarıyla sayısal bir azalma yaşamadığı görülüyor.

ABD liderliğindeki koalisyonun özel elçisi Brett McGurk, Aralık 2016’da Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada örgütün 60 binden fazla militanının 12-15 bin kadarının öldürüldüğünü söyledi. Böylece koalisyon saldırılarına rağmen 2 yıl önceki CIA raporuyla karşılaştırıldığında IŞİD’in militan sayısının çok fazla arttığını görmekteyiz. McGurk, 2 yıllık süre boyunca 17 bin kadar hava saldırısında Paris ve Brüksel saldırılarını da planladığı düşünülen IŞİD’li liderlerin de içinde bulunduğu 50 bin kadar IŞİD militanının öldürüldüğünü söyledi.

Brett McGurk

Bu andan itibaren IŞİD’e katılımları önlemek için geçiş yolları üzerinde sıkı önlemler alınmış ve örgüte katılımda büyük bir azalma yaşandığı görülmüştür.

IŞİD’in, Irak ve Suriye’de militan sayısı ve kendine biat eden örgütlerle birlikte dünyada ne kadar militanı olduğu ise bilinmiyor.

IŞİD’in askeri araç gereç kapasitesine de bir göz atalım.

IŞİD, Irak ve Suriye ordusundan ve Suriye’deki diğer muhalif gruplardan ele geçirdiği askeri araç gereçleri ve finansal gücünün de yardımıyla el altından ABD’den elde ettiği silahları kullanmaktadır. IŞİD’in elindeki Sovyet yapımı silahlar, Sovyetler zamanında Irak’a ve Suriye’ye yapılan silah yardımlarını kapsıyor. Örgüt, Irak ve Suriye ordusunun birçok askeri araç gereç ve teçhizatını ele geçirdi. Rusya’nın Suriye’ye sattığı birtakım silahlar da örgütün eline geçmiş durumda. Suriye ordusuna ait silahların bir kısmı da muhalif grupların Suriye ordusundan ele geçirdiği silahların, IŞİD tarafından ele geçirilmesiyle elde edilmiştir. Özellikle Suriyeli muhalif gruplara ulaştırılan silahlar önemlidir. Farklı ülkelerden el altından gönderilen ve tarihteki çeşitli savaş veya çatışmalardan kalan silahlar Suriye’de çok hızlı bir şekilde el değiştirmekte genellikle bu yolculuk IŞİD’in elinde son bulmaktadır. Bu durum IŞİD’in Suriye ve Irak’ta güçlenmeye devam ettiği yıllar boyunca sürmüştür. Örgütün çok geniş bir askeri araç gereç kapasitesi bulunmaktadır.

IŞİD’in elinde 45 binden fazla arazi aracı ve Toyota olduğu farklı raporlarda ortaya kondu. Toyota vurgusu önemlidir. ABD Hazine Bakanlığı da bu Toyotaların peşine düşerek Toyota şirketine örgütün bu kadar Toyota’yı nereden bulduğunu sormuştu. Toyota Halkla İlişkiler Müdürü Ed Lewis de “Terör örgütlerinin araçlarımıza nasıl sahip olduğu konusunda en ufak bir bilgiye sahip değiliz” demişti. Bu konuyu çarpıcı iddialar eşliğinde “IŞİD Proje Mi?” başlığında inceleyeceğim.

IŞİD’in Toyota Konvoyu

IŞİD, sayısını tahmin edemeyeceğimiz kadar Rus yapımı otomatik silah türü AK-47 (Kalaşnikof) ve ABD yapımı M-16 (Colt) silaha sahiptir. M-16’nın eski adı AR-15’tir. Ayrıca AK-47 ve M-16’nın birçok türevi de örgütün elinde bulunmaktadır. Polonya yapımı olan ama AK-47 türevi diyebileceğimiz Kbk wz. 1988 Tantal da örgütün elinde bulunmaktadır.

IŞİD, Sovyet yapımı PK Makineli Tüfek ve türevlerine ayrıca bu silahın NATO’daki dengi olan M240 D’ye sahiptir. Ağır makineli tüfek türlerinden ise Mark 48’e sahiptir. Yine araçlara monte edilebilen Sovyet yapımı KPV ağır makineli tüfeklere sahiptir.

Örgütün elinde yine Sovyet yapımı olan Dragunov SVD (Dragunov Keskin Nişancı Tüfeği) ve türevleri bulunmaktadır. Sovyet yapımı PSL ve türevi keskin nişancı tüfekleri ve Rus yapımı bir başka keskin nişancı tüfeği olan ve keskin nişancı tüfekleri içinde en yeni ve iyilerinden olan ORSİS T-5000 de örgütte bulunmaktadır. Avusturya menşeili Steyr HS .50 de örgütün elinde bulunmaktadır.

Örgütün elinde tek kişi tarafından taşınabilen ve omuzdan ateşlenebilen, alçak irtifadaki uçak ve helikopterlere karşı kullanılan, pasif güdümlü ateşle unut tipi hava füze savunma sistemi FIM-92 Stinger bulunmaktadır.

IŞİD, ilk defa Körfez Savaşı’nda kullanılan, ABD menşeili, 155 mm top atışı yapan M198 Havan Topu’na da sahiptir. Örgütün Sovyet yapımı çok namlulu roketatar BM-21 bulunmaktadır.

IŞİD, farklı namlu çaplarında havan toplarına, Cehennem Topu’na ve hava savunma roketleri olan SA-3 ve SA-7’lere sahiptir.

IŞİD’in Elindeki Bir Cehennem Topu

Örgüt önemli bir başka silah daha kullanmaktadır. Rus yapımı “Degtyaryova-Şpagina Krupnokalibernıy (DŞK)” yani bilinen adıyla Doçka. 12,77 mm’lik ağır makineli tüfektir. Doçka adı, kısaltmasına atfen verilen bir isimdir ve “Tatlım”, “Kızım” anlamına gelmektedir. “Bilinen adıyla” diye boşuna demedim çünkü terör örgütü PKK’nın demirbaş silahlarından birisidir. Araçlara da monte edilebilmektedir.

IŞİD’in Elindeki Bir Doçka

IŞİD, tanksavar silahları da elinde bulundurmaktadır. Bunların içinde Sovyet yapımı, geri tepmesiz, omuzdan ateşlenebilen RPG-7 ve RPG-9 bulunmaktadır. Ayrıca yine Sovyet yapımı 9K129 Kornet ve 9M113 Konkurs adlı, tanklara ve hava araçlarına karşı kullanılan silahlara sahiptir. Örgütün elinde Çin yapımı tanksavar olan Hongjian-8 kısaltmasıyla HJ-8 de bulunmaktadır.

IŞİD, Sovyet yapımı M-46 obüslerinin değişik namlu çapındaki türlerine ve AZP S-60 obüslere sahiptir. İngiltere yapımı M-198 Howitzer obüslere de sahiptir.

IŞİD’in Elindeki Bir AZP S-60

IŞİD yine Sovyet yapımı BRDM-2 adlı zırhlı araçlara sahiptir. Ayrıca orijinal adı M998 High Mobility Multipurpose Wheeled Vehicle (HMMWV) veya kısaltmasının okunuşuyla Humwee adlı, Türkçesi M988 Yüksek Hareket Kabiliyetli Çok Amaçlı Taşıt olan zırhlı, ABD yapımı araçlar IŞİD’in elinde bulunmaktadır. Örgüt, Irak ordusu için Polonya tarafından geliştirilen Dzik-3 zırhlı araçlara da sahiptir.

IŞİD yine Sovyet yapımı, ZU-23 ve ZSU 23-4 adlı uçaksavarlara sahiptir.

IŞİD, Sovyet yapımı BMP 1 zırhlı ve paletli muharebe aracına yani tanka sahiptir. Ayrıca yine Sovyet yapımı 30 adet T-55 tankı olduğu uzmanlarca söylenmektedir. IŞİD’in elinde M1 Abrams olarak bilinen ABD menşeili 3.nesil ana muharebe tanklarından da bulunmaktadır. Yine Sovyet yapımı T-62 ve 10 adet T-72 tanka da sahiptir.

IŞİD’in Elindeki Bir T-72

IŞİD’in elinde Scud füzesi de bulunmaktadır. Sovyet tasarımı ve yapımı olan sıvı yakıtlı balistik füzedir.

IŞİD’in Elindeki Bir Scud Füzesi

IŞİD inanması zor olsa da helikopterlere ve uçaklara da sahiptir. IŞİD, Irak ordusuna ait askeri helikopterlere ve kargo uçaklarına, 2014 yılında Musul Havalimanı’nı ele geçirdiğinde sahip olmuştu. Ancak örgütün bunları kullanabilme yetisi yok. Örgütün ele geçirdiği bir düzine askeri helikopter bulunmaktadır. Bunlar, ABD menşeili Sikorsky UH-60 Black Hawk’lardır (Kara Şahin). IŞİD’in Suriye’de de 3 uçak ele geçirdiği söylenmiş, daha sonra 2 tanesinin vurulduğu bildirilmişti.

IŞİD’in yayınladığı videolardan, elinde drone (uçangöz) olduğu da anlaşılmıştır.

IŞİD, 2014 yılında Suriye rejimine ait Tabka Askeri Üssü’nü yoğun çatışmalar sonucu 150’den fazla Esad askerini öldürerek ele geçirmiş, buradaki çok sayıda uçak, helikopter ve füzeye sahip olmuştur. Mayıs 2017 başında ise ABD destekli terör örgütü YPG burayı örgütten çatışmadan geri almıştır. Yani IŞİD diğer hiçbir örgüte ve devlete karşı yapmadığını yaparak ABD/YPG ikilisine bölgeyi bırakmıştır. Aynı olay Rakka için de tekrarlanmıştır.

IŞİD, Haziran 2014’te Bağdat’taki Mutanna kimyasal silah tesisini ele geçirdi. Aralarında sarin gazı ve hardal gazı yüklü 2500 füzenin de bulunduğu çok sayıda sinir gazı kalıntıları ele geçirdi. ABD ve BM depodaki mühimmatların bozuk olduğu için örgütün kullanmasının mümkün olmadığını söyledi.

IŞİD’in, Peşmergelerle girdiği çatışmalarda attığı 45 havan topunun başlığının hardal gazı taşıdığını Peşmerge komutanları ve ABD doğruladı.

IŞİD; otomatik silah mermisi, makineli tüfek mermisi, havan topu mermisi, roketatar mermisi, keskin nişancı tüfeği mermisi ihtiyacını ise silah tüccarları aracılığıyla karşılıyor. Silah tüccarlarını Musul damgalı bir kağıtla adeta yetkilendiriyor. Financial Times’a konuşan bir silah tüccarı, IŞİD için Irak ve Suriye ordularından silah ve cephane temin ettiklerini söylüyor. Tüccarın IŞİD için kullandığı şu ifade örgütün finansal ve askeri gücüne ışık tutuyor:

“Deliler gibi cephane alıyorlar. Sabah, öğlen, akşam.”

IŞİD’in Ekonomisi

IŞİD, o kadar silahı elde etmek, militanlarının yeme, içme, barınma, ulaşım için ve binlerce militanı daha iyi savaşsınlar diye motive etmek için çok büyük paralar harcıyor. IŞİD’in İnsan ve Askeri Gücü bölümünde örgütün cephane elde etmek için neredeyse günün her saati silah tüccarları aracılığıyla alım yaptığını söylemiştik. Militanların günlük giderleri ise çok büyük paralar demek. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ekonomisine sahip örgütü inceleyeceğiz.

Irak El-Kaidesi ve Irak İslam Devleti’ne ait 200’den fazla belge, harcama raporu ve doküman ele geçirildiğinde bunlar analiz edildi. 2005-2010 yılları arasında örgütün gelirlerinin sadece %5’ini bağışlar oluşturuyordu. Geriye kalan gelirler Irak içinde karşılanıyordu. Militanların; kaçırma, esir alma gibi faaliyetlerinden elde ettikleri gelirin %20’sini örgüt merkezine gönderme zorunluluğu bulunuyordu. Merkez bu paraları yeni saldırılar için tekrar birimlere aktarıyordu.

Birçok yerde geçen iddiaya göre kara para aklayıcılar ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin zenginleri üzerinden örgüte Irak İslam Devleti dönemlerinden beri para akışı sağlanıyor.

Örgütün finansal merkezi ise 2014’te ele geçirdiği Musul. Musul’da ele geçirilen silah ve paraların değerinin 1,5 milyar dolar olduğunu daha önce söylemiştik. İşte bu paranın yaklaşık yarım milyar dolarını Irak Merkez Bankası’ndan çalınan nakit para oluşturuyor.
Örgütün en büyük gelirini ise petrol satışı sağlıyor denebilir. Örgüt varili 25-45 dolardan günlük 2 milyon dolar civarında bir gelir elde ediyor.

Daha sonra Suriye ve Irak’ta topladığı altyapı vergileri gelmektedir. Örgüt, Suriye’de elinde tuttuğu barajlardan hem Esad rejimine hem de halka elektrik satmaktadır. Hakimiyeti altındaki bölgelerde ithalat ve ihracattan gümrük vergisi almaktadır. Dini vergiler de bir gelir kaynağı olmuştur.

Irak ve Suriye arasında meyve, sebze, kumaş, satışı yapmaktadır.

İlginçtir ama örgüt Rakka’da 1,5 yıllık internet yokluğundan sonra mobil istasyonlar aracılığıyla internet hizmeti sağlamaya başladı ve sayısı 20 olan internet kafe sayısı 500’e yaklaştı. Örgüt buradan da ciddi gelir elde etmektedir.

İşgal ettiği şehirlerdeki özel mülkiyete el koyarak satmaktadır.

IŞİD, uyuşturucu ticareti de yapmaktadır. Meksika’nın uyuşturucu kartellerinden Sinaloa’nın lideri El Chapo lakaplı Guzman Lorea’nın, Orta Doğu’daki sevkiyatına el koyan IŞİD’in lideri Bağdadi’ye tehdit dolu mesajlar gönderdiği 2015 sonunda ortaya çıkmıştı.

Örgütün ele geçirdiği yerlerdeki müzelerden elde ettiği tarihi eserleri de karaborsada sattığı bilinmektedir.

IŞİD’in bugün milyarlarca dolarlık bir ekonomi olduğu biliniyor.

IŞİD’in Devletleşme Çabaları

Örgütün, Irak’ın batısıyla, Suriye’nin doğusunu kapsayan bir devlet kurma amacında olduğu anlaşılmaktadır. Ancak IŞİD, Bağdadi’yi halife ilan ettikten sonra yayınladığı bir haritada bu devletin sınırlarını Hindistan’dan İspanya’ya kadar uzatmaktadır. Bu harita Chossudovsky’ye göre büyük önem taşımaktadır çünkü bu harita özenle oluşturulmuştur. Harita, geçmişte bir dönem İslamiyet hakimiyetine girmiş bütün toprakları kapsamaktadır.

Örgütün yönetim şeklini oluşturan ve lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin altında bulunan 4 meclis vardır: Şer’i Meclis, Şûra (Danışma) Meclisi, Askeri Meclis, Güvenlik Meclisi. Bu dörtlü ana meclis sistemi örgütün vilayetlerini(illerini) yöneten valilerine ve ilçelerini yöneten liderlerine bağlı olarak da oluşturulmuştur.

Örgütün, Bağdadi’nin örgüt liderliği dışında; Genel İdare Bakanı, Savaş Bakanı, Enformasyon Bakanı, Sosyal Hizmetler Bakanı, Irak lideri, Suriye lideri, Libya lideri, Askeri lideri, Şehit yakınlarından sorumlu kişi, patlayıcılardan sorumlu kişi ve tutuklulardan sorumlu kişi olarak yönetim kadrosu bulunmaktadır.

IŞİD’in ele geçirdiği bölgelerde izlediği politikalar da diğer örgütlerden farklılaşmaktadır. Zira örgüt, kendini ilan ettiği gibi bir devlet edasıyla çalışmaktadır. IŞİD, ele geçirdiği bölgelerde elektrik, su ve kanalizasyon gibi altyapı hizmetlerine ciddi bir yatırım yapmakta ve bu hizmetlerde insan istihdam etmektedir. Ayrıca; toplu taşıma, sağlık, yargı ve belediyecilik alanında da hizmet vermektedir. Bu hizmetler için her eyalete bir emir atanmış ve bir bakanlıkla hizmetler yönetilmeye başlanmıştır. Oluşturulan polis gücüne şeriat eğitimi verilmekte ve fakirlere erzak dağıtımı yapılmaktadır.

Bölgede yıllardır süren çatışmalardan bıkmış sivil halk IŞİD’le gelen bu yalancı bahara sarılmakta, IŞİD’i kurtuluş olarak görmektedir Halkın bir kısmı, IŞİD’e bağlanıp uygulamalarını kabullenmektedir. IŞİD bu sayede elindeki bölgelerde uzun süre tutunabilmiştir. Ayrıca örgütün un, su, elektrik gibi hayati şeyleri kendi denetimine geçirmesi halkı mecburen itaate iten nedenlerdendir. Tabi her an infaz edilme korkusuyla yaşayan insanların ne kadarı kendi isteğiyle IŞİD’in hakimiyeti altında yaşamaktadır bilinmez. IŞİD’in işgal ettiği bazı bölgelerdeki halkı sürmekle birlikte bazı bölgelerde ise sivilleri kendi güvenliği için elzem görüp sivillerin bölgeyi terk etmesini engellemektedir.
IŞİD’in Ekonomisi bölümünde bahsettiğimiz gibi örgütün çeşitli alanlarda vergi sistemi de bulunmaktadır. Örgütün yapmış olduğu altyapı hizmetlerine karşılık topladığı verginin oranı ise Suriye hükümetinin vergilerinden daha düşüktür.

IŞİD’in toprak hakimiyeti ise son bir yılda oldukça küçüldü. En güçlü dönemi olan 2015’te 250 bin kilometrekareyi elinde bulunduran örgütün hakimiyetindeki yerlerde 10-15 milyon arası bir nüfus bulunmaktaydı. 250 bin kilometrekarelik alan Büyük Britanya büyüklüğündedir. Rusya’nın hava operasyonlarına ve fiili olarak müdahaleye dahil olmasının ardından ve ABD’nin bir nevi ÖSO’yu ikinci plana atarak Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü YPG’yi desteklemeye başlamasının ardından IŞİD toprak kaybetmeye başladı. ABD, ÖSO’yu da güneyde Ürdün üzerinden destekleyerek 2017’de Suriye’nin güney çizgisini IŞİD’ten temizledi. Örgütün 2017 başında elinde kalan toprak 60 bin kilometrekare olarak açıklandı.
Örgütün bildiğimiz üzere bir bayrağı da var. Ayrıca örgütün içinde “İslam Devleti kuruldu” cümlesi geçen bir marşı bulunmaktadır.

IŞİD, militanlarının 5 dinar ve 1 dinar değerindeki altın paralardan zekât topladığını gösteren bir video da yayınladı. Böylece kendi parasını bastığı da görüldü. Ancak paranın dolaşıma girdiğine dair bir bilgiye ulaşılamadı.

IŞİD’in bir hapishanesi bulunmakta ve mahkumlarını burada tutmaktadır.

IŞİD’e ait olduğu iddia edilen ve Deep Web’te (Derin Web) yayın yapan bir sitesi vardı. Site örgüt hakkında bilgiler veriyor ve bitcoin (Derin Web Para Birimi) bağışı istiyordu. Daha sonra site kapandı. Bitcoin demişken, bağışı istenen ve Derin Web’in para birimi olan bu para oldukça değerlidir. 1 bitcoin’in 4680 lira civarında olduğunu söyleyelim.

IŞİD’in yayın organı olan Dabiq ve Rumiyah adında iki dergi de bulunuyor. Ayrıca haftalık gazete olan El-Nada adında Arapça bir gazete de bulunuyor.

IŞİD’e Katılan, Destek Veren ve Karşı Çıkan Örgütler

IŞİD’in detaylı ve programlı bir örgüt olması dünya genelinde faaliyet gösteren diğer cihatçı grupların da dikkatini çekti. Özellikle, IŞİD’in en yoğun saldırılara maruz kaldığı dönemde bile çok fazla güç kaybetmemesi diğer örgütlerin IŞİD’e saygı ve sempati duymasını sağladı. IŞİD’in hilafet ve devlet ilanı ise bunu körükledi. 2014’te yaşanan El-Kaide’den kopuştan sonra örgüt hızla yükselişe geçti ve etkinlik coğrafyasını da artırdı. Öyle ki Taliban ve El-Kaide gibi örgütlerin faaliyet alanlarına kadar genişleyen örgüt Afganistan’da Taliban’la çatışmaya bile girdi. Diğer cihatçı örgütler de bir bir ya IŞİD’e bağlandı veya katıldı.

Mısır’da faaliyet gösteren Ensar Beytü-l Makdis örgütü IŞİD’e katılarak IŞİD’in Mısır’daki vilayeti görevini üstlendi. Amblemini IŞİD’i andıran bir tarzda değiştiren örgüt, adını da Sina Vilayeti olarak değiştirdi. Sina Yarımadası’nda 2015’te, 1973’ten bu yana görülen en büyük çatışmaya neden olan örgüt, saldırılarında IŞİD gibi bombalı araçlar da kullandı. 17 Mısır askeri ölürken 100’den fazla örgüt üyesi öldü. Sina Vilayeti’nin, IŞİD’in Libya koluyla toprak bağlantısı kurma amacında olduğu biliniyor. Örgüt, Rusya’ya giderken 217 kişiyle birlikte Sina Yarımadası’na düşen yolcu uçağını düşürdüğünü duyurmuş, Rusya bir süre sonra bu bilgiyi doğrulamıştı.

IŞİD’in Libya kolu Ensar el Şeria IŞİD’e biat ettikten sonra IŞİD, Libya’da 3 vilayet ilan etti. Bunlar; doğuda Barka, batıda Trablus, güneyde Fizan vilayetleri. Örgüt, en önemli saldırısını Libya Ulusal Kurtuluş Hükümeti Başbakanı Ömer el Hasi’yi hedef alarak yaptı. Hasi kurtuldu. Örgüt, Haziran 2015’te Sirte’de kontrolü tamamen ele geçirdi. Derne ve Bingazi’de de ilerleme kaydetti.

Cezayir’de bulunan Cundul Hilafet (Hilafet Askerleri) örgütü 2014 yılında El-Kaide’nin Kuzey Afrika kolundan ayrıldı. Kasım 2014’te IŞİD, örgütü aralarına kabul etti. Örgüt, IŞİD’in Cezayir Vilayeti oldu.

IŞİD 2014 Kasım’ında Yemen ve Suudi Arabistan’da da vilayetler ilan etti. O günden beri de iki ülkede faal durumdalar. Bu vilayet ilanları El-Kaide’yi kızdırdı. Bu ülkelerde iki örgütün birbiriyle çatışma riski yüksek.

IŞİD, Afganistan ve Pakistan’ı kapsayan Horasan Vilayeti’ni ilan etti. Bunun ardından 2015 Ocak ayında Taliban ve IŞİD birbirine savaş ilan etti. Yine Ocak 2015’te, IŞİD’in Afganistan-Pakistan koluna Taliban’ın eski komutanlarından Hafız Said Han getirildi. Han, Afganistan ve Pakistan’da bulunan 10 komutanla birlikte IŞİD’e biat etti. Taliban örgütü, maddi kaynakları iyi olan ve aylık 500 dolara yaklaşan maaşlar veren IŞİD’e karşı toplu geçişler olmasından korkuyor. Bunu engellemek için IŞİD’le sert bir şekilde mücadele ediyor. Taliban binden fazla savaşçısıyla, Taliban’ın diğer güçlerinden daha eğitimli ve donanımlı olan özel bir birlik kurdu. Bu birlik IŞİD’in etkin olmaya çalıştığı Nangarhar, Farah, Helmand ve Zabul gibi eyaletlerde mücadele ediyor.

Afganistan eyalet haritası

Taliban, Ekim-Aralık 2015 arasında onlarca IŞİD militanı öldürdüğünü duyurdu. IŞİD de birçok Taliban militanı öldürdüğünü söyledi. Ayrıca IŞİD, 10 Taliban savaşçısının başını keserek infaz etti ve bunu yayınladı. Haziran 2015’te Taliban’ın vilayetteki “gölge valisi” olarak anılan Mevlevi Mir Ahmet Gül, Peşaver’de düzenlenen saldırıyla öldürüldü. 2015 ortalarına doğru Taliban ve IŞİD arasında Afganistan’ın Farah kentinde çıkan çatışmada 15 IŞİD ve 13 Taliban militanı öldü, 10 IŞİD ve 7 Taliban militanı yaralandı. IŞİD, 2015 sonuna doğru ülkenin güneyinden ve batısından büyük oranda uzaklaştırıldı. Küçük gruplar halinde Taliban’a karşı gerilla faaliyeti yürütseler de IŞİD burada çok tutunamadı. IŞİD’in Afganistan’da tutunamamasında ABD’nin insansız hava aracı saldırıları çok etkili oldu.

Ardından 2016 yılında Horasan Vilayeti’nden 200 kadar militan, Molla Ömer’in ölümünden sonra Taliban lideri olan Molla Ahtar Muhammed Mansur’a biat ederek saf değiştirdi. Tüm bunlara rağmen IŞİD hala Afganistan’da mücadeleye devam ediyor. Nisan 2017’de Cüzcan vilayetinin Derzab ilçesinde çıkan çatışmada 76 Taliban ve 15 IŞİD militanı öldü. Son olarak 1 Mayıs 2017’de Nangarhar Valiliği Sözcüsü Ataullah Hogyani, IŞİD’in, Taliban’ın Çaparhar’daki kampına saldırdığını ve 21 Taliban üyesiyle 7 IŞİD’linin öldüğünü söyledi. Hogyani, 3 sivilin de çatışma sırasında öldüğünü ve 5 sivilin de yaralandığını söyledi. IŞİD bölgedeki 7 sivilin evini de ateşe verdi.

Ekim 2014’te Özbekistan İslam Hareketi lideri Usman Gozi, IŞİD’e katıldıklarını açıkladı.

IŞİD, 2014 yılında Suriye’deki eğitim kamplarında bulunan ve Gazzeli Mücahitler dediği grubun Şeyh Ebu Nur Makdisi Tugayı adı altında Gazze’de faaliyet göstereceğini açıkladı.

IŞİD, yayınladığı videoda HAMAS örgütüne “yüzleşeceğiz” diyerek HAMAS’ı tehdit etti ve “Gazze’nin sonu da Yermuk Mülteci Kampı gibi olacak” dedi. HAMAS’a karşı savaşan silahlı Selefi bir grubun lideri olan ve 2009 yılında HAMAS tarafından bir çatışmada öldürülen Ebu Nur Makdisi’nin intikamını alacağını duyurdu.

2015 Mart ayında, Nijerya’da bulunan cihatçı örgüt Boko Haram (Batılı Tarzda Eğitim Haramdır) örgütü de IŞİD’e bağlılığını ilan etti ve IŞİD, örgütü Batı Afrika Vilayeti ilan etti. Örgüt eskiden El-Kaide bağlantılıydı ve IŞİD ile El-Kaide bir kez daha karşı karşıya gelmiş oldu.

Tunus’taki cihatçılar da 18 Mart 2015’te başkent Tunus’ta bulunan bir müzeye saldırdı ve iki ay sonra IŞİD’e bağlandılar.

Çeçenistan, Dağıstan, İnguşetya, Kabardin-Balkar ve Karaçay-Çerkez bölgelerinden militanları bünyesinde bulunduran, Rüstem Asildarov’un lideri olduğu Kafkasya Emirliği IŞİD’e katıldıklarını duyurdu.

Endonezya ve Filipinler’de faaliyette bulunan Ebu Sayyaf adlı örgüt IŞİD’e katıldı. Bir Alman vatandaşını esir alan ve 600 bin dolar fidye isteyen örgüt daha sonra esiri infaz etti. IŞİD’e Filipinler’de bulunan Ensar el Hilafet adlı örgüt ve Bangasamoro İslami Özgürlük Savaşçıları ile Ensar el Ma’rakat adlı gruplar da katıldı. Endonezya Mücahitleri de IŞİD’e bağlılığını ilan etti. Yine Endonezya’dan Timor İslam Cemaati de IŞİD’e biat etti. Ancak IŞİD, Endonezya ve Filipinler’de kendine katılan gruplara vilayet vermek için bazı şartları yerine getirmelerini istedi.

Ebu Seyyaf örgütü Endonezya ve Filipinler’de ordu güçlerine karşı savaşıyor.

Sudan’da faaliyet gösteren aşırı gruplar IŞİD’e bağlı Boko Haram ve Ensar el Şeria ile temas halinde.

ABD’li sivil toplum kuruluşu olan Adli İzleme Örgütü’nün Meksikalı yetkililere dayandırdığı bilgiye göre IŞİD, Meksika’nın en büyük uyuşturucu kartellerinden olan Juarez Karteli ile çalışıyor. Adli İzleme Örgütü, IŞİD’in, ABD sınırına 13 km mesafede bir kamp kurduğunu iddia etti.

IŞİD’le ilişkili olan ve Filipinler’de faaliyet gösteren Muarawi örgütü, Filipinler’de bazı bölgeleri kontrol etmeye başlamıştır. Filipinler Devlet Başkanı Duterte, önce 2016’da Obama’ya küfretmiş, sonra ABD ile askeri iş birliğini sona erdirmişti. 2017’de Rusya’dan silah yardımı talebinde bulunan Duterte’nin Mayıs 2017’deki Rusya ziyareti sırasında bu saldırı gerçekleşti ve Duterte güvenlik güçlerine “Sizin için hapis yatarım. Biriniz üç kadına tecavüz ederse ben üstlenirim” diyerek, IŞİD’le mücadelede gayri nizami harp tekniklerine başvurulacağının sinyalini verdi.

IŞİD’e katılan ve destek veren örgütler bu şekildedir. IŞİD’e karşı çıkan örgütler de var.

Mali’de bulunan Murabitun Hareketi’nin önemli isimlerinden Ebu Velid es-Sahravi, IŞİD’e biat ettiklerini duyurdu ancak hareketin Şûra Konseyi, yöneticilerin haberi olmadan yapılan bu açıklamayı yalanladı. Sahravi azledildi ve yerine başka bir emir getirildi. Daha sonra Murabitun Hareketi, 25 Temmuz 2015’te 6 maddelik bir manifesto yayınladı ve IŞİD’i tövbeye davet etti.

Murabitun Hareketi Şûra Konseyi’nin Yayınladığı Manifesto

Daha önce de söylediğim gibi El Nusra örgüte karşı çıkmış ve çıkan çatışmalarda eriyip gitmişti. ÖSO, Ahrar el Şam, Fetih Ordusu gibi örgütler ayrı ayrı ve toplu şekillerde IŞİD’le çatışıyor. ÖSO, Suriye’nin güney sınırını Nisan 2017 boyunca sessizce IŞİD’ten temizlemeye devam etti. ABD ve Rusya destekli terör örgütü YPG de örgütle çatışma halinde. Terör örgütü PKK da IŞİD’le mücadele kapsamında Irak’taki operasyonlara çağrıldı. Uluslararası alanlarda meşruiyet kazanmak ve destek bulmak isteyen terör örgütleri YPG ve PKK bu fırsatı kaçırmadı.

IŞİD’e dünya genelinde bağlılığını bildiren 30 örgüt bulunmaktadır. 12 örgüt ise IŞİD’i desteklemektedir.

Alihan Özsoy

StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR

IŞİD’in Ekonomik ve Askeri Gücü (3. BÖLÜM)

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

6 YORUMLAR

  1. Işidi Destekleyen ve karşı çıkan örgütlere güzel değinmişsiniz. Birde hangi ülkelerin ne için ve nasıl desteklediğine de diğer bölümler de değinecek misiniz? bu kısmını da aydınlatırsanız çok mükemmel olur.

    • Teşekkür ederim Serdar Bey,

      Aslında devletlerle ilgili bir başlık yok çünkü diğer başlıkların içinde zaten açıkça hepsi yazıyor. 5 bölüm tamamlandığında bunu rahatça görebilirsiniz. Keyifli okumalar…

  2. Amerikan ve rus hava saldirilari İSİDi cok zayiflatti.Bu hava saldirilari olmasaydi İSİDi zayiflatamazlardi bile.Amerika ve Rusya 3 yildir havadan irak ve suriye 4 yildir kwradan saldiriyor ama hala İSİDi yok edemediler.Ellerinde hala genis sayilabilecek topraklar ve kasabalar var.İSİDin bu direnisi askeri ve stratejik harb kitaplarinda okutulur.Dunyanin en buyuk 2 devletine 3 senedir direniyorlar hala yok edilemediler.

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz