Trump’tan Skandal Kudüs Açıklaması ve Sonrasında Yaşananlar

1517

ABD Başkanı Donald Trump Kudüs ile alakalı beklenen açıklamayı dün akşam saatlerinde yaptı. Tüm dünyanın dikkatle takip ettiği açıklamada Trump, “Artık Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir.” ifadelerini kullandı. Bu kararın ABD’nin çıkarına olduğunu düşündüğünü ve “gecikmiş bir karar” olduğunu ifade eden Trump’a “Terör devleti İsrail” ile alakalı bu açıklamasından dolayı dünyanın bir çok yerinden tepkiler yağdı.

Açıklamasında İsrail’in egemen bir devlet olduğunu ve her egemen devlet gibi başkentini belirleme hakkına da sahip olduğunu vurgulayan Trump, konunun ABD iç politikasıyla alakalı boyutu hakkında da “Daha önceki başkanlar Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanımayı vaad etmiş ancak hiçbiri bu vaadini yerine getirememişti. Bense seçim kampanyamda da vaadetmiş olduğum gibi bunu gerçekleştiriyorum” dedi.

Ortadoğu coğrafyasında kan ve göz yaşının baş aktörü olan  siyonist İsrail’in 50 yıldır işgali altında olan, 3 semavi din için kutsal öneme sahip ve Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs ile alakalı bu skandal açıklamalarına “Dışişleri Bakanlığı’na talimat veriyorum. Taşınma işlemlerine biran önce başlanacak” sözleriyle devam eden Trump, hala İsrail ve Filistin arasında iki devletli çözümü desteklediklerini ve İsrailliler ve Filistinliler arasında güzel bir anlaşma temenni ettiğini beyan etti.

Hükümetten yapılan yazılı açıklamada ise Donald Trump’ın bu açıklamaları “sorumsuzca bir açıklama” olarak nitelendirildi. Açıklamada BM kararlarının ve uluslararası hukukun açıkça ihlal edildiğini vurgulanırken, “Filistin meselesinin ancak 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılık içinde bir Filistin Devleti’nin vücut bulmasıyla çözülebileceği çeşitli BM Kararlarıyla defalarca vurgulanmıştır. BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi ABD’nin bunu görmezden gelmesi kabul edilemez. Filistin’in bağımsızlığını kazanması tarihi, vicdani ve beşeri bir zorunluluktur. Türkiye bunun savunucusu olmaya devam edecektir.” ifadelerine yer verildi.

Hükümet tarafından yapılan bu sert açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:

“Bölgede barış ve istikrar bakımından olumsuz yansımaları olacak bahse konu karar, barış zeminini tamamen yok etme riski taşımaktadır. ABD Yönetimi’ni son derece olumsuz sonuçlar doğuracak olan bu yanlış kararı gözden geçirmeye ve Kudüs’ün çok kültürlü kimliğine ve tarihi statüsüne halel getirecek hesapsızca adımlardan kaçınmaya çağırıyoruz. Kudüs’e ilişkin bu gelişmeler Sayın Cumhurbaşkanımızın İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olarak yaptıkları çağrıya istinaden 13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul’da düzenlenecek İİT Olağanüstü Liderler Zirvesi ve Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda kapsamlı şekilde ele alınacaktır.”

Açıklama Öncesi Süreçte Neler Olmuştu?

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Dünya’nın gündemine oturan bir açıklamada bulundu. Trump, Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanıyacaklarını ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacaklarını duyurdu. Trump, Başkan olmadan 2 yıl önce bu konunun önemine değinmişti. Trump, yazdığı kitaplarda ve verdiği demeçlerde İsrail’in Ortadoğu’daki en önemli müttefikleri ve ABD’nin en büyük dostu olduğunu söylemiş, son yıllarda kadim dostlarının ihmal edildiğini açıklamıştı.

“Trump Siyonistin dostudur.”

Beyaz Saray’dan üst düzey 3  yetkili  “Başkan’ın görüşü, Kudüs’ün hem İsrail’in tarihi anlamda başkenti olduğu, hemde bugünkü pratikte İsrail’in birçok yönetsel organının halihazırda Kudüs’te bulunduğu gerçeğini tanımaktır.” açıklamasında bulunarak, Kudüs’ü Başkent olarak tanıyacaklarını ve Büyükelçiliğin taşınması için hazırlıkların başlayacağını söyledi. Yahudi Lobisi’nin etkisinde olan ABD Kongresi’nden bir bildiri gelmedi.

Trump’a Dünya’dan tepki yağdı

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günü yaptığı açıklamada Kudüs’ün “Müslümanların kırmızı çizgisi” olduğunu belirterek durumun kabul edilemez olduğunu söyledi.  Ürdün Kralı ile görüşmesinden sonra “Tüm dünyaya şu çağrıyı yapmak istiyorum; Kudüs’ün Birleşmiş Milletler kararlarıyla da defalarca teyit edilmiş hukuki statüsünü değiştirecek her türlü adımdan uzak durulmalıdır. Hiç kimsenin kişisel hevesleri uğruna milyarlarca insanın kaderleriyle oynamaya hakkı yoktur” dedi. Ayrıca Türiye,  İİT Dönem Başkanı sıfatıyla bir açıklama yaptı ve konunun toplantıda ele alınacağını açıkladı.

İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Katar ve Sisi, “Bu durumun bölgede istikrarsızlığa neden olacağını ve atılacak hiçbir adımı kabul etmeyeceklerini’’  açıkladı. Ürdün, Arap Birliğine ve İslam İşbirliği Teşkilatına olağanüstü toplanma çağrısında bulunacaklarını duyurdu.

Avrupa Birliği yaptığı yazılı açıklamada, Kudüs’ün statüsünde değişikliğe neden olacak herhangi bir karar ya da bireysel eylemin ciddi sonuçları olacağını söyledi.  Papalık ve Birleşmiş Milletler bu durumdan büyük endişe duyduklarını, bunun bölgedeki savaşları artıracağını ve Amerika’nın derhal vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı  Macron, ABD’nin tek taraflı olarak, Kudüs‘ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ihtimalinden duyduğu endişeyi dile getirdi ve Trump’ı telefonla aradı.  İsveç ve İngiltere’den de benzer  tepkiler  geldi.

 Kudüs, İsrail-Filistin çatışmasının en temel sebeplerindendir

1948 yılında kurulan İsrail Devleti, 2000 yıl aradan sonra kurulan ilk Yahudi Devleti oldu. Kurulduğunda  Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan İsrail’e savaş açtı. İsrail saldırıları zor püskürtebildi. 1967 yılında 6 Gün savaşları yaşandı ve o zamandan beri Kudüs, İsrail’in işgali altına girdi. 1980 yılında İsrail, kabul ettiği kanunla Kudüs’ü bölünmez başkent ilan etti ve bölgedeki Araplara vatandaşlık verdi. Ancak uluslararası alanda hiçbir devlet bunu tanımadı ve hiçbir devletin İsrail temsilciliği Kudüs’te bulunuyor. 1993 yılında imzalanan Oslo Barış Anlaşmaları’nda Kudüs’ün nihai statüsünün barış görüşmelerinin ileri aşamalarında ele alınması öngörülüyor.

1995’te yapılan Kudüs Büyükelçilik Yasası’na göre, Tel Aviv’deki ABD  büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınması öngörülüyordu. Ama  22 yıldır Clinton, George W. Bush ve Barack Obama’nın başkanlık dönemlerinde her 6 ayda bir “ulusal güvenlik” gerekçesiyle erteleniyordu.

Bugün, İsrail’e ait hükümet (meclis, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve bakanlıklar vb.) Kudüs’te bulunuyor.

Kudüs’ün 3 Semavi Din İçin Önemi:

  • Kudüs, Müslümanlar için en önemli 3 kutsal mekandan biridir. Mescid-i Aksa ve Kubbet’üs Sahra’nın bulunduğu Harem-üş-Şerif, buradadır. Mescidi Aksa Müslümanların ilk kıblesidir. Hz. Muhammed (sav) buradan Miraç’a yükselmiştir.
  • Yahudiler için Mescid-i Aksa’nın hemen altında Ağlama Duvarı bulunur. Hz. Süleyman zamanında yapılan ağlama duvarı Yahudilik inancının en kutsal mekanıdır.
  • Hristiyanlar içinse Hz. İsa’nın burada çarmıha girildiğine ve kabrinin burada olduğuna inanılır.

Ayrıca Kutsal Emanetlerin de burada olduğu ve Mehdi’nin yine burada yeryüzüne ineceği inancı vardır.

Dünya kamuoyundan da açıklamalar ve sert tepkiler geldi. Hamas’ın öncülüğünde bu cuma günü, ‘Öfke Cuması’ ilan edildi. Cuma Namazı’ndan sonra İslam Ülkelerinden ve Türkiye’den açıklamalar ve yürüyüşler gerçekleşecek. Üniversitelerde de öğrenciler arasında konuyla ilgili benzer tutumlar var.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

4 YORUMLAR

  1. Biz her ne kadar Kudüs’ü müslümanların ortak meselesi olarak bilsek te Filistin Lideri Mahmut Abbas “Kudüs araptır,ebediyyen arap olarak kalacaktır” diyor.Tek bir arap ülkesi Kıbrıs,Karabağ veya Doğu Türkistan konusunda Türklere destek vermiyor.1963 Kıbrıs savaşında Filistin gerillaları Rumların yanında savaşmış,silah ve techizat yollamıştır.Ne kadar Komünist varsa tamamını ideolojik ve silahlı eğitimden sonra Türkiye ye sokmuş,bunlar binlerce asker,polis ve vatansever Türk gençlerini katletmiştir.Ermeni katliamını tanımış ve Erivan’daki anıtın önünde saygı duruşunda bulunmuştur.

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz