Yakın Dönem Arjantin ve Türkiye Üzerine Karşılaştırma – 2

1092

Bu yazı Arjantin-Türkiye karşılaştırmalı incelemesinin ikinci bölümüdür. Önceki yazıda “1-Avrupa’ya Giden Öğrenciler, 2-Göç, 3-Karizmatik Liderler Dönemi, 4-Darbeler konuları” işlenmiştir.

[irp posts=”26118″ name=”Yakın Dönem Arjantin ve Türkiye Üzerine Karşılaştırma – 1″]

Bu yazıda kaldığı yerden devam edilerek Ada çıkarmaları (Kıbrıs 1974 ve Falkand Adaları 1982) yine bu dönemde iki ülkede ortaya çıkmaya başlayan terör örgütleri, darbe dönemlerinin acı hatıraları olarak kalan Plaza de Mayo Anneleri ile Cumartesi Anneleri’nin karşılaştırılması, Neolibral Politikaların Arjantin’de Carlos Menem Türkiye’de ise Turgut Özal ile yükselişi, iki ülke’de aynı anda patlak veren 2001 krizi – 2018 Kur krizi ve son olarak siyasal değişim konusuyla yazı tamamlanacaktır.

1.) Ada Çıkarmaları

Birinci Fotoğraf: Falkand Adaları Çıkarması 1984, Gente Dergisi “Kazanıyoruz” Manşeti, Arjantin. – İkinci Fotoğraf: Kıbrıs Barış Harekatı 1974, Hürriyet Gazetesi “Zafer, Zafer” Manşeti, Türkiye.

 

Birleşik Krallık, 1833 yılında Falkand (Malvinas) adalarını, 1878 yılında ise Kıbrıs adasını ele geçirdi. İki işgalde 20.yüzyılın ikinci yarısında Arjantin ve Türkiye’nin İngilizlerle ilişkisinde önemli bir sorun ortaya çıkardı ve savaşa neden oldu.

Falkand Savaşı (Guerra de Las Malvinas)

Arjantin’e 500 km, Birleşik Krallık’a ise 12.000 km uzaklıkta yer alan Falkand adalarında 3.400’e yakın İngiliz vatandaşı yaşamaktadır. Petrol ve yer altı kaynakları bulunan ada İspanyol, İngiliz, Fransız, Rio de Plata Cumhuriyeti ve ABD arasında el değiştirmiştir. 1833-1982 yılları arasında İngilizler adayı yönetmiştir ancak Arjantinliler ada üzerindeki hak iddialarını korumuştur. 2 Nisan 1982’de Arjantin, Rosario operasyonuyla adayı ele geçirdi. Fakat Demir Leydi iktidarındaki İngilizler hızlı bir şekilde bölgeye askeri güç göndererek savaşta kısa bir sürede kesin zafer elde etmiştir (26 Nisan 1982). Savaş sonunda Arjantin 649, İngiltere 258 kayıp vermiştir.

Bugün zaman zaman ada üzerinde gerilimler yaşanırken Arjantin’in Falkand adaları üzerindeki hak iddiaları devam etmektedir. Arjantin ulusal istattisklerinde Falkand adaları yer almaktadır. Ayrıca birçok yere Malvinas ismini vermiştir.

Kıbrıs Barış Harekatı

Falkand adası gibi Kıbrıs’ta birçok kez el değiştirmiştir. 1878 yılında Birleşik Krallık, Osmanlı Devletinden adayı kiralamıştır. 1.Dünya Savaşında Osmanlı’nın Almanya yanında yer almasını gerekçe gösterilerek adayı işgal etmiştir. 2.Dünya Savaşı’ndan sonra Kıbrıs’ta yaşayan Türk nüfusa karşı saldırılar başlamıştır. Çözüm için yapılan görüşmeler çözümsüz kalması ve 15 Temmuz 1974’te milliyetçi Rumların askeri darbe ile iktidara gelmesi Türkiye tarafından ciddi bir tehdit olarak algılamıştır. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit Birleşik Krallık ile son kez görüşmeye giderken yardımcısı Necmettin Erbakan’da Milli Güvenlik kurulunu toplayarak Genelkurmay başkanına harekât emrini vermiştir. 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı düzenlenmiştir. Türkiye toplam 3.841 kayıp verirken Kıbrıs Rumları 16.000 kayıp vermiştir. Türkiye adanın %38’ini ele geçirdi.

Sonuç

Türkiye’nin Kıbrıs Harekatı’nın başarılı olması sebebiyle, Yunanistan’daki cunta yönetimi iktidarı kaybetmiştir. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in halk karşısında popülaritesi ve desteği artmıştır.

Arjantin’de ise savaş sonuna gelindiğinde cunta yönetimi açısında telafi edilemez bir imaj kaybına neden olmuş ve Adolfo Perez Esquiel’in önderliğinde düzenlenen protestolara daha fazla dayanamayarak seçimlere gitme kararı aldı. Yapılan seçimlere Raul Alfonsin başkan seçilerek darbe yönetimi Arjantin’de son buldu. İngiltere’de ise Demir Leydi lakaplı Margaret Thatcher ülkedeki popülaritesini arttırarak sonraki seçim için büyük bir kazanç sağlamıştır

Tablo: Adalar Çıkarmaları Analizi

ÜlkeSavaş SonucuSiyasi Sonuç
ArjantinYenilgiCunta’nın başında bulunan Galtieri’nin 1983’te istifa etmesine neden oldu. Arjantin’de ki askeri darbe dönemi kapandı.
İngiltereZaferMargaret Thatcher’ın (Demir Leydi) liderliğinde ki Muhafazakar Parti 1983 seçimlerini kazanarak 7 yıl daha iktidarını sürdürdü.
TürkiyeZaferBaşbakan Bülent Ecevit “Kıbrıs fatihi” olarak prestij kazandı ve 1977 yılındaki yerel seçimlerde % 41.4 oy alarak çokpartili seçimlerde bir sol partinin ulaştığı en yüksek oy oranı olmuştur.
YunanistanYenilgiYunanistanda ki cunta yönetimin başında bulunan Nikos Sampson hükümeti görevi bıraktı. Yunanistan’da askeri darbe dönemi kapandı.

 

2.) Annelerin Gözyaşları

Darbe dönemleri iki ülkenin de tarihinde kötü bir şekilde yer etmiştir. Özellikle evlatlarını kaybeden annelerde bitmek bilmeyen bekleyişi başlatmıştır. Arjantin’de de La Madre de Plaza Mayo (Plazo Mayo Anneleri) kaybolan evlatları için 1977 yılından beri her Perşembe gösteriler düzenlemektedir. Arjantin gezim sırasında kendileriyle yaptığım görüşmede olayları aktarırken darbeden sonraki sivil hükümetlerinde yeterince destek vermediklerini belirttiler. Plazo de Mayo Anneleri organizasyonunun Arjantin devletine suçlayıcı ve olayları gizleyen bir perspektifte baktıkları izlenimini edindim. Bu organizasyonun bir benzeri Türkiye’de “Cumartesi Anneleri” olarak görülmektedir. Yine darbe döneminde faili meçhul cinayetler, evlatlarını kaybeden ve bir daha canlı ya da cansız bir şekilde de olsa haber alamayan Cumartesi Anneleri, 1995 yılından itibaren Galatasaray meydanında Cumartesi günleri toplanmaktadır. Grup 1999-2009 yılları arasında toplanamamış, 2009’da tekrar toplanmaya başlamışlardır.

Plazo de Mayo Anneleri – Cumartesi Anneleri

3.) Terör Örgütleri

Arjantin ile Türkiye tarihlerinin kesiştiği noktalardan biri de 1970’li yıllarda ortaya çıkmaya başlayan terör örgütleridir. 68 Kuşağı aktiviteleri, Askeri darbelerle ortaya çıkan karmaşa, ekonomik sorunlar ve dünya geneline sosyalist propagandanın güçlenmesi bu örgütlerin ortaya çıkmasını tetiklemiştir.

Arjantin’de Terör Örgütlerinin Ortaya Çıkışı

Kasım 1971 yılında “Montoneros” adlı Peronist ideolojiye sahip örgüt eylemlerini başlatmıştır. Örgüt 1972 yılında fidye, adam kaçırma gibi eylemlerle 14.2 milyon doların üzerinde gelir elde ederek finansmanını sağlamaktaydı. 1973 yılında Juan Domingo Peron’un 18 yıl sonra tekrar ülkeye dönmesi ve seçimlere katılması Montoneros hareketini durdurmadı. Nitekim Peron’un Arjantin’e dönüşü olan 20 Haziran 1973 tarihinde kendisini karşılayan halka karşı saldırı gerçekleştirildi. Ezeiza katliamı (Masacre de Ezeiza) olarak anılan saldırıda 13 kişinin öldü ve 350’ye yakın kişinin yaralandı. Saldırıda Montoneros’da hedef alınmıştı. 1974 yılında Peron, Montoneros’u Justicialist hareketten çıkardı fakat aynı yıl yaklaşık 40 Montoneros bombası Arjantin’de patladı. Hükümetin sert önlemler alması etkili olmaya başladı. Örgüt 5.000 militanını kaybetti. 1977 yılına gelindiğinde reel olarak Monteneros hareketi bitti ancak tam olarak temizlenmesi 1981 yılını bulmuştur.
Halkın Devrimci Ordusu kısa adıyla ERP (Ejército Revolucionario del Pueblo), Arjantin’de komünist bir devrimi hedeflemekteydi. 1969 yılından itibaren özellikle cunta yönetimine karşı faaliyetlerini başlattı. Asker ve polis güçlerine karşı saldırılarda bulundu. Örgütün genel anlamda Montoneros örgütü gibi kentsel gerilla metodu uyguladığı, ancak kırsal kesimde de faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Nitekim 1974 yılında başkent Buenos Aires’e 1200 km uzaklıkta bulunan Tucuman’da kısa süreli yönetimi ele geçirmiştir. Toplamda 52 kasaba işgali, 166 banka soygunu ve kaçırılan 185 kişi aracılığıyla 76-100 milyon dolarlık bir gelir elde ettiği tahmin edilmektedir.

1976 yılında ERP ve Monteneros’la birlikte mücadele etmek için Şili’de faaliyet sürdüren Movimento de İzquierda Revolucionaria, (MİR) – Uruguay’daki Tupamaros, Bolivya’da faaliyet gösteren Ejercito de Liberacion Nacional planlama yaptı. Ancak Arjantin’de yaşanan darbe bu planların gerçekleşmesini engelledi. Aynı yıl ERP merkezi kadrolarını kaybetmeye başlayarak geri çekildi ve 1977 yılına gelindiğinde ERP’nin etkin gücü kırıldı.

Türkiye’de Terör Örgütlerinin Ortaya Çıkışı

Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist terör örgütü (TKP/ML) 1972 yılında İbrahim Kaypakkaya tarafından kuruldu. Bu dönemde birçok ülkede sol örgütler faaliyet göstermekteydi ve Marksist bir devrim isteniyordu. TKP/ML 1990’lı yıllara gelindiğinde gücünü kaybetti ve ağırlıklı gücü DHKP-C’ye kaydı. Örgüt daha çok kentsel alanda faaliyet sürdürdüğü görülmektedir.

1975 yılında çoğunluğu Ankara’daki üniversite öğrencilerinden oluşan ve genel sekreterliğini Abdullah Öcalan’ın yapıtlığı ADYÖD’de ortaya çıkan fikirler 1978 yılında PKK’ya dönüştü. Merkez olarak Kandil dağında konuşlanan terörist örgüt 1990’lı yıllarda etkisini arttırdı. 2015 yılında yaşanan Hendek olaylarından sonra şehir yapılanmaları önemli ölçüde kırılan örgüt Suriye savaşına aktif olarak katılım sağlamaktadır.

4.) Neoliberal Politikalar: Arjantin’de Carlos Menem – Türkiye’de Turgut Özal

1990’lı yıllarda Türkiye ve Arjantin için bir takım değişimler başlamıştır. Türkiye’de Turgut Özal ile başlayan bu atmosfer, Arjantin’de El Turco olarak adlandırılan Carlos Menem tarafından gerçekleştirilmiştir. 1989-1999 yılları arasında radikal bir ekonomik plan uygulayan Menem, Turgut Özal’la benzer şekilde dış ticaretin libere edilmesine ve geniş kapsamlı özelleştirme hareketine girişti.

Ayrıca 1991 yılında Mercosur’un kuruluşunda Arjantin, Brezilya ile birlikte öncü bir rol oynamıştır. Bugün ortak pazar 1 trilyon doları aşan ekonomisi, 295 milyonluk nüfusu, 14 milyon km2 ‘lik alanı ve gözlemci-aday ülkeleriyle dünyanın en büyük bölgesel organizasyonlardan birini teşkil etmektedir. Yine bu dönemde Türkiye Avrupa Birliği sürecine katılım süreci hız kazanmıştır. 1999 yılında aday olarak kabul edilmiştir.

5.) 2001 Krizleri

2001 Ekonomik Krizi, Arjantin – 2001 Ekonomik Krizi, Türkiye

Neoliberal politikalar 2001 yılında iki ülkede yaşanan ekonomik krizlerle sonuçlandı. Krizin birbirine yakın zamanda gerçekleşmesiyle iki ülkenin tarihi yine bir kesişme yaşamıştır. İki ülkede ağır izler bırakan bu ekonomik kriz Türkiye’de nispeten biraz daha hızlı giderilirken, Arjantin’in krizin etkisinden kurtulması o kadar hızlı olmamıştır. Öyle ki Arjantin başkanlık sarayı Casa Rosada’ya kadar yaklaşan eylemler devlet başkanı Fernando de Rua’nın istifa etmesine ve bir helikopterle başkanlık sarayından kaçmasına yol açmıştır.

6.) Siyasi Değişim

Krizin ardından iki ülke siyasi yaşamında ciddi değişimler yaşanmıştır. Arjantin’de 2007 yılında Peronist Cristina Fernandez de Kirchner ile birlikte yeni bir döneme girilmeye başlanmıştır. Hukuk eğitim almış Kirchner, Kirli Savaş döneminde işlenen insan hakları suçlarının ortaya çıkarılması, fakirlikle mücadele ve Arjantin’e karşı uluslararası imajın değişmesine yönelik çalışmalar yürütülmüştür. Fakat asıl değişim 2007 yılından beri yerel yönetimlerde etkili olmaya başlayan Cambiemos hareketinin 22 Kasım 2015 yılında Mauricio Macri ile iktidara gelmesi olmuştur. Arjantin’de 1916 yılından itibaren Peronist veya Radikal grupta bulunmayıp da seçilen ilk kişi olmuştur.

Türkiye’de ise Ak Partiyle birlikte yeni bir siyasi atmosfer oluşmuştur. Getirdiği bazı reformlarla birlikte uzun süre oylarını giderek arttırmıştır. 2002, 2007, 2011, 2015 ve 2018 genel seçimlerini kazanarak Türkiye siyasi yaşamında ard arda hiçbir partinin elde edemediği bir başarı sağlamıştır.

7.) 2018 Kur Krizi


İki ülkenin hikayesi 2018 yazında tekrar kesişti. Arjantin’de Peso Türkiye’de ise Lira ABD Doları karşısında hızlı bir şekilde değer kaybına uğradı. İki ülkenin ekonomisi için süreç dalgalı seyir izlerken Arjantin IMF’den 57 milyar dolarlık rekor kredi aldı. Türkiye ise ABD ile ilişkilerini kısmen tamir ederken Katar’dan 15 Milyar dolarlık yardım aldığı belirtilmektedir.

8.) Sol’un Tekrar Güçlenmesi

2019 yılında iki ülkenin seçimleri yapıldı. Arjantin’de yerel yönetimler ve başkanlık seçimleri yapılırken Türkiye’de yerel seçimler gerçekleştirildi. İki seçimde de sol ideolojinin tekrardan güçlenerek çıktığı görülmektedir.

Arjantin’de Peronist blok birleşerek Hepimizin Cephesi (Frente de Todos) adını aldı. Başkan adayı olarak gösterilen Alberto Fernandez %48.1 oy oranıyla ikinci tura kalmadan iktidara oldu. Alberto’yu aday gösteren eski Başkan Cristina Fernandez de Kirchner başkan yardımcısı olarak görevlendirildi.

Türkiye’de yapılan yerel seçimlerde en büyük 5 metropolitan’ın 4’ü (İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana) CHP tarafından kazanıldı. İlk 15 şehirden 8’i yine sol partiler tarafından kazanıldı. Önceki seçimlere göre ciddi bir değişim olarak görülmekle birlikte Cumhur İttifakı en çok oy alan ittifak oldu. 30 Büyükşehirden 16’sını kazandı.

[irp posts=”26118″ name=”Yakın Dönem Arjantin ve Türkiye Üzerine Karşılaştırma – 1″]

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz