Uluslararası ilişkilerde temel konulardan bir tanesi de savaşlardır. Bu bağlamda ülkelerin coğrafyası büyük önem teşkil etmektedir. Coğrafi unsurlar ve özellikle jeopolitik faktör devletlerin politika oluşturması açısından ana sebepleri meydana getirmektedir. Fakat jeopolitik kavram, uluslararası ilişkilerde önemli bir yer kaplasa da günümüzde bu algı artık değişmiş ve gelişen teknoloji ile yerini uzay jeopolitiğine bırakmıştır. Uzay, hiçbir devletin egemenlik kuramayacağı bir alan olarak uluslararası antlaşmalarda belirtilmiştir. Soğuk Savaş döneminde ABD-SSCB arasındaki rekabet rotası uzay olduğu için bu durum uzaya stratejik bir değer kazandırmıştır. Günümüzde küresel rekabet ABD ve Çin-Rusya arasında yoğun bir şekilde devam etmekle birlikte, Kuzey Kore’nin uzay çalışmaları ABD’nin, Hindistan ve Japonya’nın uzay faaliyetleri Çin için, İran’ın uzay çalışmaları da Suudi Arabistan ve İsrail ulusal güvenliği için tehdit oluşturabilecek unsurlar içermektedir. Uzay, jeopolitik teoriler içinde yer alan hava, kara ve deniz teorilerini bütünüyle etkileme gücüne sahiptir. Dolayısıyla uzayın tüm kontrolünü ele geçiren bir devlet dünyadaki tüm hükümetlerin siyasi, ekonomik ve askeri gelişmelerini kontrol edebilecek bir güce sahip olacağı öngörülmektedir. Anarşik uluslararası sistemde büyük güçler arasında ABD-Rusya-Çin ve Avrupa uzay gücü olma ve kontrolü sağlama açısından büyük bir rekabet içindedirler. (1)
ABD tarafından uzay savaşı tanımlaması yapılmasa da Çin Kurtuluş Ordusu uzay savaşını; dış uzayda rakip iki devletin karşı karşıya gelmesi, karşılıklı savunma ve saldırı operasyonlarını dış uzaydan yeryüzüne doğru hayata geçirme olarak tanımlamıştır. Uzayın askeri amaçlarla kullanılması ABD öncülüğünde 1982 yılında Başkan Reagan tarafından “Ulusal Uzay Programı ve 1993 yılında “Stratejik Savunma Girişimi” diğer bir adıyla “Yıldız Savaşları Projesi” ile başlamıştır. (2)
ABD’nin uzayda en çok tehdit algıladığı ülke Çin’dir. ABD’nin üstün konumunu kısa bir sürede yerinden eden Çin, 2007 yılında karadan gönderdiği bir balistik füzeyle kendi meteoroloji uydusunu vurarak Amerika’nın askeri anlamda önemli olan uzay sistemlerini yok edecek kapasitesini ortaya koymuştur. “Beyaz Kitap: Çin’in Uzay Hırsları” kitabına göre dış uzayın araştırılması kendi kalkınması için öncelikli görülürken, 2020-22 yılına kadar insanlı uzay istasyonu inşa etme, Mars’a gitme, Bedio-2 Navigasyon Sistemi ile “Bir Kuşak Bir Yol” projesindeki ülkelere bilgi sağlama, 2050 yılına kadar da uzay temelli güneş istasyonu kurmayı planlamıştır. (3)
Realizmin temel kavramlarından olan güvenlik ikilemi çemberinde, Çin’in uzayda sağladığı üstün teknolojik gücü ABD bir tehdit olarak algılamaktadır. Dolayısıyla uzayda çıkabilecek bir savaş ihtimaline karşı ABD uzay gücü oluşturma yolunda ilerlemeye çalışmaktadır. Çin hükümeti 2010 yılında Yapay Zeka konusunda dünya lideri olma hedefleri gibi uzayda da üstünlük kurma kapsamında ABD ile arasına ciddi anlamda bir fark koyacak projeler üreterek faaliyete geçirmeyi amaçlamaktadırlar. Çin ve Rusya havada ateşlenen lazerler ve uyduları hedef alabilecek füzeler geliştirme yolunda ilerleyerek uzaydaki varlığını daha da güçlendirici hamlelerde bulunmaktadır. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence “Uzayın çehresi son kuşakta çok değişti. Bir zamanlar barışçıl ve rekabetin olmadığı uzay, artık kalabalık ve hasmane” açıklamasında bulunmuştur. (4)
Ulusal Uzay Konseyi başkanlığını yürüten Pence konseyin Huntsville’deki toplantısı sırasında ABD Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA), “işleri hızlandırarak” astronotları 2024 yılına kadar Ay’ın güney kutbuna göndermesi gerektiğini, aksi takdirde uzay ajansını daha atik hale getirecek adımların atılacağını söylemiştir. Pence, “Çabalarımızı iki katına çıkarmanın zamanı. Bu olabilir ama tempoyu artırmazsak olmayacaktır” açıklamasıyla uzay üstünlüğü yolundaki mücadelelerinin sürdüğünü görmekteyiz. (5)
Sonuç olarak, neorealist teoride olduğu gibi uluslararası sistem ve ona bağlı uzay güvenliği yine süper güçlerin aralarında kuracağı bir denge ile sağlanabileceği aşikardır. Bu bağlamda devletlerin karşılıklı olarak niyetleri iyi anlamda yorumlayıp tehdit algısını zayıflatarak işbirliğinin artış gösterme eğilimi söz konusu olacaktır.
Elif Nur Kaya
Stratejik Ortak Misafir Yazar
KAYNAK
(1) SÖKMEZ, Aşkın İnci, (2019). Uzay Güvenliği ve Yeni Savaş Alanı: Uzay.
(2) GROSSMAN, K. Yıldız Savaşları Uzaya Yerleştirilen Silahlara Karşı Barış İçin, (çev.) Deniz Aytaş, İstanbul: Metis Yay, 2003.
(3) GOSWAMİ, N. “ China in Space: Ambitions and Possible Conflict”, Strategic Studies
Quarterly, Spring 2018, 74-97.
(4) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45221659
(5)https://www.aa.com.tr/tr/dunya/pence-2024e-kadar-aya-astronot-gonderilmesini-istedi/1431087
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Bir çırpıda okudum. Akıcı ve altyapısı çok dolu. Umarım yeni yazılarını okumak dileğiyle ????