(“Uluslararası Güvenlik Kavramı ve Tehdit Algısı” adlı yazının devamıdır) Uluslararası güvenlik kavramının tanımını ve tüm uluslar için öneminde bahsettik. Uluslararası güvenlik kavramının dünyada nasıl kurgulandığını ve uygulandığı konusundann bahsetmek gerekir. Güvenlik hukuki olarak zaten cezalar ve yaptırımlarla alakalı bir tarafının olduğunu biliyoruz (Habermas, 2018). Yani uluslararası güvenlik yaptırımları ve cezalarıyla hukuki bir kavramdır. Aynı zamanda içerdiği ilişkisellik bağlamında uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve sosyolojiyi de içine alan bir perspektif oluşturur (Hobsbawn, 2007).
Uluslararası toplum değişen ve dönüşen dünyada ortak bir güvenlik mekanizması kurmaya çalışmıştır. İlki I. Dünya Savaşı sonrası “Milletler Cemiyeti” olarak ortaya çıkmış, ikincisi ise II. Dünya Savaşı sonrası organize olan “Birleşmiş Milletler’dir”. İki kurumda uluslararası güvenlik mekanizmaları olarak uluslararası mülteci krizlerini, radikal hareketleri önlemeyi, azınlıkları korumayı ve insan hakları ihlallerini önlemeye dair bir takım girişimleri yapmışlardır (Karabulut, 2015). Ancak Soğuk Savaş dönemi göstermiştir ki bu kurumlar yeterli etkiye sahip olamamış galiplerin mağluplara üstünlüklerinin bir yansıması olarak kalmıştır. Soğuk Savaş döneminde NATO ve Varşova Paktı gibi hareketler uluslararası güvenlik paradigmasının evrensel olamadığını gösteren kurumlardır (Huntington, 2004).
Bu kurumlar vasıtasıyla uluslararası güvenlik olgusu yeni kavramlarla değişim yaşamıştır. I. ve II. Dünya Savaşları’nda geçerli savaşlara dair yapılan ittifak ve birlikler yerini bölgesel ve küresel anlamda kolektif işbirliği ve müttefiklik anlaşmalarına ve örgütlerine bırakmıştır. Bunun içinde ekonomik işbirliği ve kültürel alanda uyum ve değişim de eklenmektedir. Hatta eğitim kurumlarıyla veya öğrenci değişimleriyle de katkı sağlanmıştır (Caforio, 2017).
Peki nedir bu yeni kavramlar? Birincisi; kolektif güvenlik kavramıdır. Devletlerarası oluşturulan normlar ve kurallar ile saldırganlığı ya da aşırılığı birlik olarak durdurma çabasını ve çalışmasını açıklar. Ancak bu teoriler pratikte yeterli olmamıştır. Devletler belirli birlik-kardeşlik duyguları ile değil de ulusal çıkarları ve uluslararası denklemlere göre hareket etmişlerdir. Almanya ve Fransa buna örnek gösterilebilir. İki ülke de hem I. Dünya Savaşı hem II .Dünya Savaşı’nda birbirlerine karşı nefretle kanlı savaşlar verdiler . Ancak bugün iki ülke neredeyse 300 milyar dolar ticaret hacmine sahipler ve iki tarafında kazandığı denklemlerde anlaşmazlık yaşamıyorlar (OEC, 2017). İki ülke de Avrupa Birliği’ni hem ekonomik hem de güvenlik anlamında domine etmekte uluslararası güvenlik denklemlerinde güçlü bir aktör olmaktadır.
Önemli kavramların ikincisi ise kolektif savunmadır . Ortak bir düşman veya potansiyel bir ortak düşman varsayımına dayanır . Kolektif güvenlikten farklı olarak düşman tanımlaması zorunludur . Güvensizliği sağlayan nedenin veya ülkenin ortadan kaldırılması amaçlanır . Güvenlik bir amaç doğrultusunda organize edilir . Kolektif savunma grubuna dahil olan devlet zorunluluk olarak karşı tarafı da düşman gördüğünü kabul etmektedir (Karabulut, 2015) . Varşova Paktı ve NATO’yu örnek verebiliriz buraya.
SONUÇ
Şüphesiz uluslararası güvenlik olgusu toplumların nasıl tehdit veya tehlike altında olmadan yaşayabileceği sorunsalı üzerine kurulmuştur. Heywood’un (Heywood, 2017) bahsettiği şekilde “güvenlik genellikle uluslararası politikanın acil sorunu kabul edilmiştir. Çünkü güvenliğin sağlanması istikrarlı ve düzenli olabilmesi bir anlamda güvenliğe bağlıdır. Her çağda olduğu gibi güçlü devletler uluslararası ilişkilerde etkin rol oynamaktadırlar. Ancak küreselleşmenin güvenlik üzerinde oynadığı rol uluslararası kurum ve kuruluşlara ve denklemlere verilmesi gereken önemi artırmaktadır.
İlişkiler sadece askeri olmakla kalmayıp siyasi . kültürel ve ekonomik alanlarda da pekiştirilmektedir . Bu ilişkiler sayesinde ulus devletler çıkarlarına yönelik hareket etme konusunda daha güvenli hissediyorlar . İnsan psikolojisi gereği zaten birlik olmak insana güven hissettirmektedir . Uluslarda kendilerini güven içinde hissetmek için uluslararası birliklere ve kurumlara ihtiyaç duymaktadır .
Her ne kadar liberal, rekabetçi görüşlerin demokratik ilerleyişi daha da artıracağı düşünülse de kanaatim bunun böyle olmadığı yönündedir . Huntington’ın ortaya koymaya çalıştığı bir perspektiften bakıyorum . Rekabet ve liberal ortam ulusların çıkarlarının ötesine varmak istemelerinin önünü açmakta ve uluslararası kurumlar aracılığıyla da anti-demokratik ve anti-liberal baskı ve engellemeleri kullanmaktadır (Huntington, 2004).
Tabi ki saldırgan tutumlara karşı uluslararası bir birlik anlayışı zaten liberal görüşün içinde bulunmaktadır. Ancak uluslararası güvenlik fikri artık ulusal güvenlik fikrine baskın gelmektedir. Bundan önceki yıllara baktığımızda Ortadoğu ve Asya özellikle olmak üzere tüm dünyada ulus devletlerin diktatoryal ve baskıcı rejimlerine tanıklık ettik.
İdeolojik arka planı önem vermeksizin Sovyet Sosyalizmi , Ortadoğu’da Baas veya İhvan-Müslimin hareketleri, Afganistan ve Irak işgalleri, Vietnam Savaşı gibi olaylar bize gösteriyor ki aslında uluslararası güvenlik iç politikada da belirleyici bir kavramdır . Uluslar önceleri iç politikada halkı baskı altına almak konusunda daha sert ve daha rahat iken bugün küreselleşme ile gelen medya ve basın ulaşılabilirliği ve gelişimi , ülkeler arası hızlı dolaşım , diplomatik temsilcilik vb unsurlarla devletin kapalı olmasının zorluğu gibi unsurlar ulusal politikaları dönüşüme uğratmıştır.
İktidarın direkt otorite olarak değil de uluslararası kurumlar üzerinden ilişkileri yürütmeyi tercih ettiği bir düzen oluşmuştur. Bugün geldiğimiz nokta güvenlik kaygılarının standardize olmaya başladığı “radikal dinci terör” dalgasının insanları ulusal kabuklarından çıkaran ve dünyada olup bitene dikkat etmelerini gerektiren bir uluslararası güvenlik düzeni getirmiştir.
Tabi ki askeri güç uluslararası güç için en önemli unsurlardan biridir . Dünyada şuan tartışmasız en iyi askeri güç olan ABD uluslararası güvenlik paradigmalarını da şekillendiren devlet olmaktadır. Ama ABD’de dahil bütün ülkeler uluslararası güvenliğe dikkat etmektedir. 11 Eylül sonrası ABD’de uluslararası sığınmacılar, dini radikalizm vb konulara uluslararası güvenlik algılarındaki değişime bağlı olarak daha çok yönelmiştir.
Sonuç olarak; denklemin bir tarafına güvenlik bir tarafına başka şeyler koyduğumuzda devletin, sermayenin ve halkın önce güvenlik seçeceği bir dönemdeyiz. İstikrar ve güvenliğin uluslararası ortamda sağlanabilir olması ulusal ortamda da sağlanabileceğine bir işarettir. Ancak günümüzde geldiğimiz nokta uluslararası güvenlik üzerinde çalışan kurumların aslında güçlü devletlerin otoritelerini sergiledikleri bir iktidar aracı olmaktadır. Pek çok konuda anti-demokratik ve baskıcı politikalar bu sayede meşruiyet kazanmaktadır. Güvenlik sorununun gideceği nokta ise belirsizdir ve görünüşe göre belirsiz kalmaya da devam edecektir.
Adil İnce
Stratejik Ortak Misafir Yazar
KAYNAK
Baylis, J. (2008). Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Kavramı. Uluslararası İlişkiler Dergisi , 69-85.
Caforio, G. (2017). Askeri Sosyoloji. İstanbul: Nobel Yayınları.
Giddens, A. (2017). Siyaset , Sosyoloji ve Toplumsal Teori. İstanbul: Metis Yayınları.
Habermas, J. (2018). Kamusallığın Yapısal Dönüşümü. İstanbul: İletişim Yayınları.
Heywood, A. (2017). Küresel Siyaset. Ankara: BB101.
Hobsbawn, E. (2007). Küreselleşme , Demokrasi ve Terörizm. İstanbul: Agora Yayınları.
Huntington, S. (2004). Asker ve Devlet. İstanbul: Salyangoz Yayınları.
Karabulut, B. (2015). Küreselleşme Sürecinde Güvenliği Yeniden Düşünmek . Ankara: Barış Kitap.
Lewis, B. (2018). Semitizm ve Anti-Semitizm. Ankara: Akılçelen Yayınları.
OEC. (2017). Observatory Of Economic Complexity. 05 19, 2020
https://oec.world/tr/profile/country/deu/
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.