Uluslararası İlişkilerin Online Silahı: Siber Uzay ve Siber Güvenlik

816
Yazarlık Başvurusu

“Siber” kavramı ilk kez 1958 yılında Louis Couffignal tarafından kullanılmış ve 1984 yılında William Gibson “Neuromancer” adlı romanında “siber uzay” kavramını kullanarak kavramın genel olarak yaygınlaşmasına öncülük etmiştir. (1) Siber uzay gelişen dünyanın teknolojik alandaki bütünlüğünü ifade etmektedir. Bu bütünlük yeni bir çatışma düzeyini beraberinde getirirken uluslararası ilişkiler çalışmalarında yer alan siber güvenlik önemli bir konuma sahip olmuştur. Siber güvenlik uluslararası ilişkilerin çalışma rotalarından olan güvenlik hususunda kendisine dikkat çekmiş ve uluslararası hukuk tartışmalarında da yer edinmiştir. Siber güvenlik kavramının uygulama alanına sahip olmasının başında caydırıcılık ve uygulama alanına ilişkin somut olayların artması gelmektedir.(2)

25 Aralık 2015 tarihinde ABD Başkanı Barack Obama ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping her iki tarafın da karşılıklı olarak “telif hakları ve online hırsızlık içeren siber saldırı düzenlemeyecekleri ve bilerek siber saldırı düzenleyen kişi ve kurumları desteklemeyecekleri” hususunda anlaşmaya varmışlardır.

Bu anlaşma bazı kesimlerce önemli bir adım olarak görülürken birçok analist bu durumu kağıt üzerinde kalacak bir anlaşma olarak değerlendirmiştir. Siber uzayın kendi doğasında bilinmezlikleri ve anarşi halini barındırması göz önüne alındığında kağıt üzerinde kalacak bir anlaşma olma hususu daha gerçekçi bir çerçeve içine dahil edilebilir. Çin siber uzayda en agresif aktörlerden biri olarak görülmektedir. Keza ABD’nin Çin ile anlaşmaya gitmesinin altında yatan temel sebeplerden bir tanesi de budur. ABD Temsilciler Meclisinde 2013 yılında sunulan rapora göre, Çin merkezli istihbarat faaliyetleri ABD’nin askeri, güvenlik ve ekonomik altyapısının hedef alındığını ve ekonomi, teknolojik yenilikleri ve de telif haklarını çaldığını aynı zamanda askeri sırlara erişim sağlandığı iddia edilmiştir. Raporda, ABD Savunma Bakanlığına yılda 50.000 saldırı gerçekleştiğini ve saldırıların başını çeken ülkenin Çin olduğu ifade edilmiştir.(3)

21. yüzyılda bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemeler güvenlik hususundaki boyutları da şekillendirmiştir. Düşmanın belli ve tehditlerin açık olduğu Soğuk Savaş döneminin ardından küreselleşmenin ivme kazanması uluslararası alanda belirsizlikleri ortaya çıkarırken konvansiyonel güvenlik unsurlar yerini asimetrik unsurlara bırakmış ve güvenlik algısında tartışmalara neden olmuştur. Siber dünyanın, küçük aktörlere sağlamış olduğu en büyük avantaj siber silahların konvansiyonel silahlara göre daha ucuz olması, suçlunun kolaylıkla tespit edilememesi ve siber uzayda yapılan bir eylemin gerçek dünyada yıkıcı etkiler doğurabilmesidir. Birleşmiş Milletler (BM) siber güvenlik konusundaki çalışmalarını 1980’den beri devam ettirmektedir. Siber güvenliğe yönelik çalışmalar büyük ölçüde BM Genel Kurulu kararları aracılığıyla bir BM ajansı olan ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) üzerinden yürütülmektedir. BM nezdinde ayrıca Siber Suçlara Dair Hükümetlerarası Uzmanlar Grubu çalışmakta ve bu girişim daha kapsayıcı olması niteliğinin yanı sıra gelecekte siber uzayın barışçıl kullanımı konusunda uluslararası normlarının önünün açılacağı yönünde değerlendirmeler söz konusudur.(4)

 

Sonuç olarak siber çatışmalar, farklı amaç ve teknik özelliklere sahip, yeni oldukları kadar tehlikeli olduklarının da farkına varılan ve dolayısıyla son çeyrek asırdan beri siyaseti derinden etkileyen yeni bir olgudur. Her birinin farklı etki boyutuna sahip olması ve bu bağlamda iç ve dış politika üzerinde etki gösteren bu çatışmaların gelecekte dünyayı nasıl şekillendireceği hususu bilinmezliklerle doludur. Siber güvenlik ve siber uzayın uluslararası ilişkilerle bu denli iç içe olmasının sebebi ‘güvenlik çalışmaları’ ve ‘askeri kapasiteyi geliştirme’ fırsatı olarak değerlendirilebilir. Soğuk Savaş döneminde ABD-Rusya arasında yaşanan uzay rekabetine günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti de dahil olmuştur. Nihayetinde siber uzay alanında devletlerin uzlaşıya varmasının zor hatta ütopik göründüğü aşikardır. Fakat bir barışın tesis edilmesi yönünde ortaya atılabilecek görüş küresel ölçekte siber sorun platformlarının oluşturulması yönündedir. Böylelikle uluslararası örgütlerin ve siber uzayda başrolde olan aktörlerin de ortak bir paydada buluşabileceği ihtimali olasılıklar dahilindedir.

Elif Nur Kaya

Stratejik Ortak Misafir Yazar

[irp posts=”27627″ name=”Uluslararası İlişkilerde Yeni Savaş Alanı: Uzay”]

KAYNAK

KORHAN, Sevda, Siber Uzayda Uluslararası İlişkilerin Değişen Parametreleri, Yüksek Lisans Tezi,  Konya: Selçuk Üniversitesi, 2018.

GÜNTAY, Vahit, “21.Yüzyıl Paradoksu Olarak Siber Uzay ve Uluslararası Hukuk”, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Dergisi, Cilt:1, Sayı:2, 2019.

AKYEŞİLMEN, Nezir, Disiplinlerarası Bir Yaklaşımla Siber Politika & Siber Güvenlik, Ankara: Orion Kitapevi, 2018.

ÇELİK, Soner, “Siber Uzay ve Siber Güvenliğe Multidisipliner Bir Yaklaşım”, Academic Review Of Humanities And Social Sciences,Vol:1, Issue:2, 2018.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

1 Yorum Var

  1. Yine güzel bir yazı kaleme alınmış. Severek takip ederken, aslında kulaktan dolma duyduklarımızı bilimin ışığında okumak ve öğrenmek keyifliydi. Okurken merak uyandıran ve bir çırpıda okunan güzel bir köşe yazısı ??

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz