II. Abdülhamit döneminde ilköğretim meselesi 1876 Kanun-i Esasi ile ele alınmış ve ilköğretim mecburiyeti getirilmiştir (Köksal, 2007: 14). Eğitim ve öğretim işleri Kanun Esasi’nin emri olarak devletin görevleri arasına girmiş ve Meclis-i Mebusan da dahi eğitim işlerini düzenlemedikçe diğer alanlarda yapılacak ıslahatın başarıya ulaşamayacağı bir gerçeklik olarak kabul edilmiştir. Tanzimat döneminde kurulan Maarif-i Umumiye Nezareti II. Abdülhamid döneminde merkezi bir eğitim bakanlığı olarak yeniden düzenlenmiştir (Bozaslan ve Çokoğullar, 2017:315). Böylece Maarif Nezareti bünyesinde, her öğretim derecesi için genel müdürlükler ve müfettişlikler meydana getirilmiş, her vilayet merkezinde birer maarif müdürlüğü ve meclisi oluşturulmuştur. İlerki dönemlerde de sancak ve kazalarda Maarif Meclisi şubeleri açılmıştır (Özcan, 2000: 53). Yine Maarif Nezareti bünyesinde Rüştiye ve İdadi müdürlükleri tesis edilmiştir. Bu teşkilat sayesinde taşraya, ilk ve ortaöğretim müesseseleri ve öğretmen okulları, bu dönemde götürülmüştür. Ayrıca 1884 yılında her vilayette maarif müdürlükleri ve maarif müfettişlikleri kurulmuştur (Engin,2017: 110).
II. Abdülhamid döneminde ilkokulların (iptidai mektepler) yaptırılması, eğitimin
yaygınlaşması ve genel maarif hizmetlerinin halka götürülmesi konusunda önceliğin Müslüman kesimlerin çok olduğu bölgelere verilmesi, ilköğretim siyasetinin temelini oluşturmuştur (Engin,2017: 109). Ortaokula (rüştiye mektebi) başlanıp mezun olunduktan sonra ise lise ayarında olan idadi veya sultanilere devam edilmiştir. II. Abdülhamid döneminde rüştiyelerin yani ortaokulların sayısında da artış görülmüştür. İdadilerin (lise) ise her vilayet merkezine en az bir tane açılması öngörülmüş ve gerçekleştirilmiştir. Bu şekilde eğitim ülke genelinde yaygınlaştırılmıştır. Ayrıca bu dönemin eğitim politikasının önemli okullarından biriside çok sayıda açılan kız mektepleri olmuştur. Kız mekteplerinde kız muallim mekteplerinden mezun olan hanım öğretmenler ders vermiştir. II. Abdülhamid döneminde yüksek eğitim kapsamında; Mekteb-i Hukuk-ı Şahane kurulmuş, Askeri Tıbbiye’nin içinde kurulmuş olan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye ayrı bir okul haline getirilmiş, Mülkiye Baytar mektebi açılmış ayrıca Mühendislik, Edebiyat ve edebiyat şubelerini kapsayacak tarzda modern anlamda bir üniversite olarak Darülfünun-ı Şahane açılmıştır. Bu okullar dışında ayrıca Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar), İstanbul Teknik Üniversitesinin temelini oluşturan Hendese-i Mülkiye Mektebi, Marmara Üniversitesinin temelini oluşturan ve Müslüman halkın ticarette etkin hale gelmesini amaçlayan Hamidiye Ticaret Mektebi ve yine memurların yabancı dil öğrenmelerini sağlamak için Lisan Mektebi açılmıştır (Engin,2017: 112).
Ayrıca bu dönemde hem Müslümanların hem de gayrimüslimlerin açtığı özel okullarda da artış yaşanmıştır. Bu dönemde Yabancı ülkeler de misyoner okulları açma faaliyetlerine hız vermişlerdir (Sırma, 2014: 56).
II. Abdülhamid dönemi, her düzey okul sayısında ve okullaşma oranında en çok artışın meydana geldiği dönem olarak bilinmektedir. II. Abdülhamit, halifelik gücünün etkisini yitirmemesi adına İslami yönü güçlü bir nesil yetiştirilmesine önem vermiştir. Bu nedenle ders kitaplarında din ve hilafet vurgusu yapılmasını gerekli görmüştür. Eğitim gören neslin, İslami terbiye ve ahlâken güçlü niteliklere sahip bir nesil olarak yetiştirilmesi istenmiştir. İslami terbiyenin aşılandığı yeni nesillerin devletin geleceğinde dönüştürücü bir rol oynayacağı düşüncesi II. Abdülhamit’in eğitim politikalarına şekil vermiştir. Ders, program, müfredat ve kitapların dinselleşme yönünde değişikliğe uğraması, II. Abdülhamid döneminin bir diğer özelliğidir. Devlet okullarında yetişecek gençlerin İslamı koruyucu ve devlete sadakate uygun davranış özelliklerine sahip bireyler olarak şekillenmelerini amaçlamıştır (Karataşer, 2017: 428). Bu dönemde öğrencilerin İslamiyet vurgusu altında yetiştirilmek istenmesinin altında, Yabancı devletler tarafından açılan okullar hangi dine mensupsa öğrencileri derslere o dinin ibadetlerini yaparak başlatıyor olmaları yatmaktadır. II. Abdülhamid bundan dolayı Müslümanların bu yarışta geri kalmasını ve bu tür misyoner okullarda öğrenim görmesini engellemek için ilk ve ortaöğretimin Anadolu’da, Arap vilayetlerinde, Müslümanların yoğun olduğu Balkan kent ve kasabalarında yaygınlaşması için çaba göstermiştir. İstanbul’da ve başka büyük kentlerde daha üst düzey okullar da açılmış, eskileri genişletilmiştir. Müslüman zenginlerin özel okullar açması özendirilmiş, desteklenmiştir.
Eğitim politikasının bir diğer önemli görülen yanı ise vatan kavramını ön plana çıkarmak olmuştur. Bu kavram farklı din ve milletlere karşı düşmanlık hissi taşımayan vatanseverlik düşüncesine dayandırılmaya çalışılmıştır. Ders kitaplarında modern anlamda millet vurgusu ilk defa bu dönemde yapılmaya başlamıştır (Engin, 2017: 113). Bu dönemde eğitimle ilgili düşünülen, hedeflenen ve yapılanlara baktığımızda: Halkın dininin ve kültürünün öğretileceği en iyi yer okullar olarak görülmüştür. Okullarda düzgün bir şekilde dinlerini öğrenen neslin belli bir düşünce içerisinde yetişeceği böylece devlete ve millete bağlılık ve sevgi ile halife ve sultana sadakat gerektireceği düşünülmüştür. Böyle ülkenin korunabilmesi için eğitime önem verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu yüzden bu dönemdeki ders programlarında din derslerinin ağırlığı arttırılmaya çalışılmıştır.
Aşiret Mektepleri
Aşiret Mektebi, II. Abdülhamid döneminin ilginç eğitim kurumlarından birisidir. Aşiretlerin iskanı sağlamak, eğitimi ve devlete bağlılıklarını artırmak amacıyla Hicaz ve Yemen bölgelerinde valilik yapmış olan Osman Nuri Paşa, II. Abdülhamit’e bir mektep açılması için öneride bulunmuştur. Bu mektebin açılmasıyla alınacak Arap aşiretlerinin çocukları eğitim yoluyla kazanılabilecek, bunlar kaymakamlık, memurluk ve kaza müdürlüğü gibi görevlere tayin edilerek bölgedeki Arap kabileleri, daha rahat bir şekilde denetim altına alınabilecekti. Osman Nuri Paşa’ya göre aşiret reisi ve şeyhlerin çocukları, babalarından sonra şeyh olmak yerine devlet memuru olacaklar böylece devletin buralardaki hâkimiyeti ve tesiri artacaktı. Bu teklif padişah tarafından da ilgiyle karşılandı ve İstanbul’da bir Aşiret Mektebi kurulmasının hazırlığı başlatılmıştır. Böylece Aşiret mektebi, 1892 yılında Arap aşiret çocukları için İstanbul’ da kurulmuş ve aşiretlerin yoğun ve hâkim olduğu bölgeleri muhafaza etmek için, bunların reislerinin ve ağalarının çocuklarını, Osmanlı kültürüyle yetiştirerek devlete ve saltanata bağlamak amacıyla açılan okuldur (Biçer, 2016: 81). Mektep, Osmanlı saltanatına bağlılığı artırmayı hedeflemiştir. Bu okula 12 ile 16 yaş arasındaki çocuklar alınmıştır. Başlangıçta sadece Arap aşiret reislerinin çocukları alınmış daha sonraları ise Kürt ve Arnavut aşiret reislerinin çocukları da kabul edilmeye başlanmıştır (Baytal,2018: 30). Böylece mektep, bütün aşiretlere hitap eder
duruma gelmiştir.
Mektebe öğrenci seçimi için özel memurlar görevlendirilmiş, görevli memurlar Osmanlı coğrafyasındaki muhtelif bölgelerden talebeler seçerek İstanbul’a dönmüştür. Aşiret mektebi beş yıllık bir programla eğitime başlamış daha sonra ise dört yıla indirilmiştir. Henüz ilkokul seviyesinde olan ve hiçbir eğitim almamış çocuklar için uygulanan program diğerlerine göre daha ağır olmuştur. Okulda Kuran-ı Kerim, fıkıh, ilmihal gibi din bilgileri yanında, zamanın fen bilgileri, Fransızca, Türkçe, coğrafya, tarih, edebiyat, matematik ve askerî dersler okutulmuştur. Ayrıca mektepte öğrenciler yatılı okuyarak, aynı tarz ve şekilde elbise giymiştir. Okul yönetmeliği ve güvenliği Harbiye veya Mülkiye mekteplerine benzer şekildedir. Ders yılı sonunda öğrencilerden isteyenler, memleketlerine gönderilmiştir. Böylece onların İstanbul’da padişahtan gördükleri ihsanları anlatması ve mektepte kazandıkları terbiyenin aşiret ve kabileler arasında yayılması sağlanmıştır.
Aşiret Mektebi’nden mezun olan bazı çocuklar, Harbiye ve Mülkiye mekteplerine
gönderilmişlerdir. Aşiret Mekteplerinden mezun olan öğrencilerin önemli bir kısmı mektebin
kuruluş amaçlarına uygun olarak yetişmiş ve Osmanlı Devletine önemli hizmetlerde de
bulunmuşlardır (Biçer, 2016: 82). Öğrencilerden Mekteb-i Mülkiye’yi bitirenler kaymakam
ve mutasarrıfların yanında maiyet memuru, yaşları müsait olanlar nahiye müdürlüğü, Harbiye lisesini bitirenler jandarma mülazım-ı saniliği ile taşrada görev almışlardır. Polis, zabıta olanların yanında, aşiret reisi tayin edilenler de olmuştur. Yeni şubelerle okulun yaygınlaştırılması hedeflenmiş olmasına karşın uygulamada yaşanan aksaklıklar sebebiyle bundan vazgeçilmiş ve Aşiret Mektebi programı yeniden düzenlenerek
Mekteb-i Harbiye ve Mekteb-i Mülkiye için hazırlık okulu hâline getirilmiştir.
Okulda Arap ve Kürt öğrenciler arasında sık sık kavgalar yaşanmaya başlanmıştır. Bu durumu kullanan Yabancı ülke gazetelerinde okul ile ilgili sürekli olumsuz yazılar ve haberler çıkmaya başlamış, okul anarşi kaynağı olarak gösterilmiştir. 1903 yılında ise okulda çıkan kavgada dört subayın yaralandığı haberi gündem olmuştur. Bu haber yalanlansa da Avrupa gazeteleri bu haberleri günlerce vererek okulu Avrupa’nın da gündemine taşımıştır. Okul günden güne Osmanlı devleti için içerde ve dışarıda yeni bir problem kaynağı haline gelince son yemek boykotu bahane edilerek 1907 yılında kapatılmıştır.
KAYNAK
Baytal, Yaşar, Tanzimat ve II. Abdülhamid Dönemi Eğitim Politikaları, Ankara Üniversitesi
Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 2000, Sayı 11, ss. 1-21.
Biçer, Bekir, Sultan II. Abdülhamid’in Kürt Politikası, Tarih Okulu Dergisi (TOD), 2016,
Yıl 9, Sayı 26, ss. 57-86.
Bozaslan, Mehmet , Çokoğullar Emel, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Modern Eğitimin İnşası:
Devletin Kurtarılmasından Devletin Kurulmasına, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi,2017, Sayı:17 (3), ss. 309-329.
Engin, Vahdettin, Bir Devrin Son Sultanı II. Abdülhamid, Yeditepe yayınevi, İstanbul,
2017
Karataşer, Büşra, Sultan II. Abdülmahid Dönemi Eğitim Politikası Hakkında Bir
Değerlendirme, Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2017,Sayı: 57, ss. 423-434
Köksal, Nursel, Osmanlı Devleti’nde modernleşme dönemi Askerî eğitim sistemi, Yüksek
Lisans Tezi, Kırıkkale, 2007
Özcan, Abdülkadir, II. Abdülhamid dönemi Eğitim ve Kültür Faaliyetleri, Sultan II.
Abdülhamid Dönemi Paneli (II), bilge yayıncılık, İstanbul, 2000
Sırma, İhsan Süreyya, Belgelerle II. Abdülhamid Dönemi, Beyan Yayınları, İstanbul, 2000
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.