Orta Çağ ve öncesi dünyasında hüküm süren derebeylerin, emirlerin, beylerin, aristokratların, hükümdarların, sultanların ve imparatorların zenginliğinin ölçütü toprak idi. Güç sahibi kişinin kudretinin büyüklüğü sahip olduğu toprakların yüz ölçümüne ve verimliliğine göre belirlenirdi. Uzun yıllar boyunca zenginlik anlayışının toprak olmasının sebebi ise üretimdir. Hükmeden kişinin toprakları ne kadar geniş ve verimli araziler ise o kadar çok üretim yapabiliyor, ne kadar çok üretim yaparsa o kadar güçlü ve zengin oluyordu. Bu basit orantının günümüzde tam anlamıyla işlememe sebebi teknolojidir. Özellikle Sanayi Devriminden itibaren üretim alanındaki teknolojilerin gelişmesi sebebiyle günümüzde zenginliğin belirtisi toprakların hacmi değil devletlerin üretim kapasitesi, ticaret hacmi ve teknolojik seviyesi olmuştur. Bizim ilgileneceğimiz konu ise iki dönem arasında kalan geçiş dönemi: 15. yüzyıl civarı çökmeye başlayan feodalizmdeki toprak ağalığı ile 18. yüzyıl İngiltere’sinde başlayan bilimsel yeniliklerin öncülüğünde gelişen Sanayi Devrimi arasında kalan 300-400 senelik dönem, merkantilizmin hüküm sürdüğü dönem.
Merkantilizmin kökeni “merkant” kelimesinden gelmekte olup Latince tüccar anlamına gelmektedir. 16. yüzyılda Batı Avrupa’da ortaya çıkmış ekonomik bir terim olup, kısaca anlatmak gerekirse devletin zenginliğini madene bağlamıştır. Fakat merkantilizmi doğru anlamak için ortaya çıkışını, gelişimini ve devletler üzerindeki etkisini de incelemek gerekiyor.
Feodalizmin Çöküşü ve Merkantilizmin Ortaya Çıkışı
Şaşalı Roma İmparatorluğunun çöküşü ile başlayan otorite eksikliği, yüzlerce toprak beyinin kendi ufak topraklarında hüküm sürmesini kolaylaştırdı. Esasen Kutsal Roma İmparatoruna bağlı olan bu devletler, dış politikada Kutsal Roma İmparatorluğu altında birleşmişken iç politikalarda serbesttiler. Biz bu ufak devletlere feodal devletler, yani derebeylikler, ismini veriyoruz. Feodal devletler tarihte birdenbire çökmemiş, zamanla merkezi krallıklara yenik düşerek güçlerini kaybetmişlerdir. Feodalizmin çöküşü merkantilizmi ve ticaret tarihini anlamak isteyenler için oldukça önemlidir. Çünkü feodal devletleri yıkan güç olan merkezi krallıkların (örneğin Fransa Krallığı) güçlenmesini sağlayan temel etken ticaret, yani merkantilizmdir. Özellikle Haçlı Seferlerinin ardından doğu ile tanışan Venedik, Ceneviz, Pisa gibi İtalyan şehirlerinin yanı sıra Fransa, İngiltere, İspanya gibi merkezi krallıkların doğu ile ticaret yapması ve kralların da bu ticaretler üzerinden vergilendirme yoluyla para kazanması mutlak krallık rejimlerini güçlendirdi. Bunun sonucu olarak feodalizm Sanayi Devrimine kadar varlığını koruyabilse de büyük güç kaybetmiş oldu.
Rönesans ve Reform Dönemlerini halihazırda geçiren 16. yüzyıl Avrupası, çeşitli konularda fikir üretmeye ve yenilikçi hareketleri başlatmak için gayet müsaitti. İktisat biliminin doğduğu dönem olarak değerlendirebileceğimiz 16. yüzyılda John Hales, John Locke, David Hume, Adam Smith ve John Stuart Mill, Nikolas Kopernik gibi düşünürlerin ekonomi hakkındaki düşünceleri merkantilizmin kapılarını aralamış ve bunun sonucu olarak ilk ekonomi teorisi oluşturulmuş oldu.
Merkantilizm Teorisinin Amaçları ve Temel Özellikleri
- Zenginliğin ölçü birimi değerli madenlerdir. Avrupalıların merkantilizmin hâkim olduğu dönemde coğrafi keşiflere önem vermesinin bir diğer nedeni de budur. Döneminde de para birimleri altın gibi değerli madenler kullanılarak basılıyordu. Günümüzde de devletler para basarken paranın değersizleşmesini önlemek için ellerindeki altın miktarıyla orantılı olacak şekilde para basarlar. Böylece gerektiğinde piyasaya altın satılarak para geri çekilebilir ve enflasyon denetim altında tutulabilir.
- Merkantilizm, güçlü bir ekonomi için ihracatı en üst düzeye çıkarmak ve ithalatı en aza indirmek üzere tasarlanmış bir ekonomik politikadır. Bu sayede devletler hazinelerinde bolca değerli maden saklayabilecekti. Milletin refahı devlet hazinesinin zenginlik miktarı ile orantılı şekilde artacaktı.
- Milli ekonomiyi savunan merkantilizm ayrıca reform hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkan üç büyük mezhepten Protestanlık ile de uyuşur. 16. yüzyılda Martin Luther öncülüğünde Papanın otoritesine karşı oluşturulan bu mezhepte “biriktir ama harcama” şeklinde özetlenebilecek bir görüş Tanrı’nın emri olarak kabul edilmiş ve Protestanlar tarafından uyulmuştur. Merkantilizmde de amaç bahsettiğimiz üzere ithalatı olabildiğince kısıp ihracatı arttırarak hazinede zenginliği biriktirmekti.
Merkantilizm Döneminde Osmanlı Ekonomisi ve Ticari İlişkileri
Osmanlı’nın devlet politikaları çoğunlukla gelenekçidir. Çünkü Osmanlı padişahlarının ve üst düzey bürokratlarının birçoğunun Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip etmediği ve gereken reformları gerçekleştirmediği çok açıktır. Bu tespitin en açık delilleri ise Avrupa’da gerçekleştirilen Rönesans hareketleri, coğrafi keşifler, Sanayi Devrimi gibi birçok olayın Osmanlı’da etkisinin pek görülmemiş olmasıdır. Bu nedenledir ki ekonomi alanındaki merkantilizm teorisinin Osmanlı’yı derinden etkilediğini söylemek pek güçtür. Avrupa devletleri iktisadi anlayışlarını çoğunlukla merkantilizme göre şekillendirirken Osmanlı bu dönemde geleneksel ekonomi politikalarından ödün vermemiştir. Bu nedenledir ki 16. ve 18. yüzyıllar arası dönemi kapsayan merkantilizm döneminde Osmanlı’nın ticaretini değerlendirmek için Osmanlı’nın o dönemki konumunu ve ticaret yaptığı devletlerle ilişkilerini incelemek daha doğru olacaktır.
Merkantilizmin etkisinin başladığı 16. yüzyılda Osmanlı, özellikle Akdeniz de dahil olmak üzere birçok ticari yolu ve denizi kontrol ediyordu. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman’ın hüküm sürdüğü 1522 yılında Rodos’un Haçlı şövalyelerinden alınması ile Akdeniz’de güçlenmeye başlayan Osmanlı, Kuzey Afrika’daki fetihleri ile beraber 17. yüzyıla gelindiğinde Akdeniz’de söz sahibi olan en güçlü devletlerden biriydi. Merkantilizm Avrupa’sının ticari açıdan en önemli bölgelerinden birisi ise Akdeniz’di.
Devletin kurulmasından itibaren Venedikliler, 16. yüzyıldan itibaren Fransa ve İngiltere, 16. yüzyıl sonuna doğru ise Hollandalılar ticari amaçlarla Osmanlı’nın kapısını çalmaya başladılar. Osmanlı’nın ticari dostlukları 16. yüzyılda özellikle Güney Avrupalılarla daha sıkıyken daha sonra Kuzey Batı Avrupalılar ile ilişkiler daha sıkı olmuştur. Bu dönem içinde Osmanlı 1569’da Fransa’ya, 1580’de İngiltere’ye ve 1612’de Hollanda’ya kapitülasyonlar vermiştir.
Merkantilizme Tepki Olarak Ortaya Çıkan İktisadi Düşünceler
- Mutlak Üstünlükler Teorisi: Adam Smith tarafından Ulusların Zenginliği kitabında oluşturulmuştur. Dış ticarette ithalatın yapılmasının zorunlu olduğu ve her ülkenin en iyi olduğu alanda üretip satmasını ve en kötü olduğu alanda ise dışardan almasını savunmuştur.
- Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi: David Ricardo tarafından Ekonomi Politik adlı kitabında oluşturulmuştur. Dış ticarette ithalatın yapılmasının zorunlu olduğu ancak karşılaştırmalı olarak en verimli olduğu alanda üretip satmasını ve iyi olsa bile sektörler arasında karşılaştırmalı olarak en verimsiz olduğu alanda ise dışardan almasını savunmuştur.
Merkantilizmin hedeflediği en düşük seviyede ithalat, en yüksek seviyede ihracat ilkesinin devletlerin tümü tarafından gerçekleştirilemeyeceği ve bu ilkenin her zaman faydalı olmayacağını savunan düşünürler zamanla bir araya gelerek liberalizm iktisadi teorisini oluşturdular. Bunun sonucunda da günümüzde adını sıkça duyduğumuz kapitalizm oluştu. Kısacası 15. yüzyılda başlayan iktisadi fikir akımları zamanla değişerek günümüzü dahi etkilemeyi başardı.
KAYNAK
Mehmet Genç, Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi, Ankara, 2007.
Immanuel Wallerstein, çev. Faruk Tabak, Osmanlı İmparatorluğu, Akdeniz ve Avrupa Dünya Ekonomisi, Osmanlı, Cilt 3.
Mehmet Bulut, 17. Yüzyılın İlk yarısında Hollandalı Tüccarların Osmanlı Bölgesinde ki Faaliyetleri, Osmanlı, Cilt 3.
Mehmet Bulut, XVII. Yüzyılda Osmanlılar ve Merkantilistler, Ekonomik Yaklaşım.
Braudel, Fernand (1979), “The Wheels of Commerce”, Civilization and Capitalism 15th–18th Century
Brezis, Elise S. (2003), “Mercantilism”, The Oxford Encyclopedia of Economic History, Oxford University Press
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.