Orta ve Yeni Çağ Avrupa’sında Almanya coğrafyasına göz gezdirdiğimizde çoğunlukla bir karmaşaya şahit oluruz. Çünkü dönemin Almanya coğrafyasına hâkim olan gücü Kutsal Roma İmparatorluğu birçok ufak feodal devletin birleşmesi ile oluşuyordu. Bu feodal devletler kendi iç işlerinde serbest olsalar da dışişlerinde Kutsal Roma İmparatoruna bağlıydı. 19. yüzyıla gelindiğinde Almanya’yı birleştirecek güç de bu feodal devletlerden biriydi. 12. yüzyılda Brandenburg ismiyle kurulan bu feodal devlet, 1701 yılında Prusya Düklüğü ile birleşerek Prusya Krallığı ismini aldı. Kurulan bu pek de önem ve güç arz etmeyen bu krallığın zamanla Avrupa’nın devlerine kök söktürecek güce ulaşmasını ve Almanya’yı birleştirecek güç olmasını doğru anlayabilmek için tarihsel süreci doğru incelememiz gerekiyor.
(Sarı alan)(Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu toprakları.)
1815 – Alman Konfederasyonu’nun Kuruluşu
19. yüzyılın başlarında bütün Avrupa’yı kasıp kavuran güç olan Fransa, 1792’de başlayan Fransız Devrim Savaşları’ndan 1815’de biten Napolyon Savaşlarına kadar özellikle Avrupa devletlerini derinden sarstı. Neredeyse kesintisiz süren 23 yıllık savaş dönemi içinde Avrupa devletlerinin sınırları ve yöneticileri defalarca değişti, bazı devletler yıkıldı veya kuruldu. Yıkılan devletlerden birisi de bin yıldır Avrupa’nın göbeğinde hüküm süren Kutsal Roma İmparatorluğu oldu. Esasen feodal devletler bütünü olan Kutsal Roma İmparatorluğu’nun merkezi devleti Avusturya idi. Avusturya’yı, dolayısıyla Kutsal Roma İmparatorluğunu yöneten hanedanlık da Habsburglardı. 1804’te Napolyon, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun geleneksel üstünlüğüne son verip kendini imparator ilan edince son imparator II. Franz, Kutsal Roma İmparatoru unvanından vazgeçip yalnızca Avusturya İmparatoru unvanını aldı. Böylece Avusturya İmparatorluğu kuruldu fakat bin yıllık Kutsal Roma İmparatorluğu resmen son buldu.
Haziran 1815’te gerçekleşen Waterloo Muharebesi hem 23 yıllık savaş döneminin hem de Napolyon’un sonunu getirdi. Yapılan Paris Antlaşması ile savaş dönemi sona erse de Avrupa’daki sınır ve düzen problemleri hat safhadaydı. Savaşın ardından bölgedeki düzeni ve güç dengesini sağlamak amacıyla aynı sene içerisinde Viyana Kongresi toplandı. Osmanlı hariç bütün Avrupa devletlerinin katıldı bu kongrede Fransız İhtilali ve Napolyon savaşları ile bozulan Avrupa siyasi haritası ve güçler dengesi kongre kararlarıyla yeniden yapılandırıldı.
(1813 Germen-Fransız Savaşı)
1815 Viyana Kongresi’nde ve Avrupa’nın yeniden yapılanmasında en önemli rolü, aynı zamanda kongre başkanlığı görevini de yürüten Avusturya başbakanı Klemens Wenzel Lothar von Metternich oynamıştır. Kutsal Roma İmparatorluğu’nun dağılması ile güç kaybeden Avusturya’yı yeniden toparlamayı hedefleyen Metternich’in düşüncesi; Rusya, Fransa ve Birleşik Krallık gibi üç süper gücün ortasında kalan Orta Avrupa coğrafyasında dengeleri sağlayacak bir konfederasyonun kurulması yönündeydi. Bunun sonucu olarak Kutsal Roma İmparatorluğu’nun siyasi boşluğunu dolduracak olan Alman Konfederasyonu kuruldu. Kutsal Roma İmparatorluğu ile hemen hemen aynı sınırlara sahip olan konfederasyon içinde ise başı çeken iki devlet vardı. Bu devletlerden ilki konfederasyonun kurucusu Metternich önderliğindeki Avusturya iken ikinci büyük güç yükselen yıldız Prusya idi.
(1815 Viyana Kongresi)
1862 – Kan ve Demir Politikası
Almanya’nın birleşme sürecinde en çok aktif olan isimlerden birisi de şüphesiz Almanya tarihinin en önemli isimlerinden olan Otto von Bismarck’tı. Prusya kralı I. Wilhelm’in militarizme fazla önem vermesi, onunla aynı fikirleri paylaşan Bismarck ile yakınlaşmasını sağladı. O dönem mecliste muhafazakarların bir numaralı adayı olan Bismarck, bu sayede I. Wilhelm tarafından 22 Eylül 1862 tarihinde başbakanlığa ve dışişleri bakanlığına atandı. Bismarck atandıktan birkaç gün sonra, meclis bütçe komisyonu önünde yaptığı konuşmada, savaşa hazır olmanın gerekliliği ve silahlanmanın önemini vurguladı. Konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:
“Prusya’nın Almanya içindeki durumu, Prusya’nın liberal olup olmamasıyla değil, askeri gücüyle belirlenecektir… Prusya askerî açıdan güçlenmeye çalışmalı ve uygun fırsatları kollamalıdır. Kaldı ki bugüne dek ayağımıza kadar gelen bir iki fırsatı da tepmiş bulunuyoruz. Viyana Anlaşması ile bize çizilen sağlıksız sınırlar içinde yaşayabilmeniz mümkün değildir. Sorunlar, 1848 ve 1849 yılında yapılan hataya düşülmeden, yani konuşularak değil ancak kan ve demir (Eisen und Blut) ile çözülecektir.”
Bismarck, çok başarılı bir diplomat olmakla birlikte, “kan ve demir” ifadesi, çoğu kez onun izlediği dış politikaları tanımlamakta kullanılmaktadır. Zira Bismarck, Almanya’nın birleşmesi ve Almanya’nın nüfuzunu arttırma konularında silah kullanmaktan hiç kaçınmamıştır.
1867 – Kuzey Almanya Federasyonu’nun Kuruluşu
Bismarck’ın yayılımcı askeri stratejisi zamanla Prusya ile Avusturya arasındaki Orta Avrupa hakimiyeti çekişmesini daha da derinleştirdi. Alman Konfederasyonu içinde bulunan bu iki devlet, her ne kadar ortak gibi gözükseler de Konfederasyon içerisinde ikisi de Alman milletinin önderi olma çabasındaydı. Bu güç mücadelesi 1866 yılında Schleswig-Holstein yönetimi üzerinde Prusya ve Avusturya arasındaki anlaşmazlıkla savaşa dönüşerek Konfederasyon adeta bir iç savaşa girdi. Prusya’nın başını çektiği kuzeydeki konfederasyon devletleri ile Avusturya’nın başını çektiği güneydeki devletler arası başlayan savaşta esasen iki taraf da eşit güçte sayılırdı. Fakat savaşın yedi hafta gibi kısa bir sürede Prusya galibiyeti ile sonuçlanmasındaki en önemli etken siyasi birliğini yeni kurmuş İtalya’ydı. Avusturya’ya ait Venedik gibi topraklara göz diken İtalya, Prusya’nın yanında savaşa girerek iki ateş arasında kalan Avusturya’yı kolayca mağlup etti. Böylelikle Orta Avrupa’nın yeni hâkimi Prusya olurken savaştan mağlup ayrılan Avusturya ise 1867’de ismini Avusturya-Macaristan İmparatorluğu şeklinde değiştirerek Macarları resmen imparatorluğun ortağı olarak kabul etti.
(Alman Konferedasyonu – Avusturya İmparatorluğu – Prusya)
Avusturya ile yapılan savaşta Kan ve Demir Politikası olumlu sonuç veren Demir Şansölye Bismarck Prusya’sı, Orta Avrupa’nın yeni hâkimi oldu. Bu hakimiyeti Alman birliğini sağlamak için kullanmayı amaçlayan Bismarck, 1867’de Kuzey Almanya Federasyonu’nu kurarak Kuzey Almanya coğrafyasındaki Alman birliğini tamamlamış oldu. Sınırları oldukça düzensiz bir yapıya sahip olan Kuzey Alman Federasyonu, 1866’da yapılan savaşta Prusya’nın yanında olan feodal devletleri kapsıyordu. Başkenti Berlin, devlet başkanı Prusya kralı, başbakanı ise Prusya şansölyesiydi.
1870 – Prusya-Fransa Savaşı ile Almanya’nın Birleşmesi: II. Reich’ın Kuruluşu
Prusya önderliğinde kurulan Kuzey Almanya Federasyonu’nun kuruluşu en çok Avrupa’nın diğer bir süper gücü Fransa’yı rahatsız ediyordu. Avrupa’da Prusya’nın artan etkisi Fransa’nın statü ve jeopolitik avantaj kaybına yol açmıştı. Otto von Bismarck’a göre eğer bütün Almanlar tek bir ülkede birleştirmek isteniliyorsa Fransa ile savaş kaçınılmaz bir sondu. Çünkü Almanların tek bir çatı altında toplandığı devlet en çok Fransa’yı rahatsız edecekti. Prusya bu savaşı istiyordu çünkü benimsedikleri militarist politikanın başardığını birçok kez görmüşlerdi ve Alman birliği için Fransa’yı mağlup edebileceklerini düşünüyorlardı. Ayrıyeten Fransa hükümeti de bu savaşı istiyordu. Çünkü İmparator III. Napolyon ve Başbakan Émile Ollivier, iç politikada oldukça sıkıntılı zamanlar geçiriyordu ve halkın yeniden desteğini almak için Prusya karşısında zafer kazanmak istiyordu. İki taraf da savaş isterken savaş sebebi de çok gecikmedi. Ems Telgrafı olarak tarihe geçen olay şu şekilde yaşandı:
1870’te İspanya tahtı için Prusya kraliyet ailesinden bir aday ortaya çıktı. Ancak Fransa’nın sert muhalefeti sonucu aday geri çekildi. Bu olay Prusya halkı tarafından öfkeyle karşılandı. Prusya-İspanya ittifakından çekinen Fransa, Prusya sarayına baskı yapmaya başladı. 13 Temmuz 1870 tarihinde Ems’te Fransız büyükelçi ile Prusya kralı görüştüler. Büyükelçi, İspanya tahtı konusunda ısrar etmeleri durumunda ülkesinin Prusya’ya savaş açacağını bildirdi. Durumun ciddiyetine rağmen görüşme diplomatik nezaket çerçevesinde gerçekleşti. Görüşmenin ardından Başbakan Bismarck’a bir telgraf çekilerek görüşmenin içeriği aktarıldı. Bismarck aradığı bahaneyi bulmuştu. Telgraftaki üslup çarpıtıldı, Fransızların taleplerini sunuş şekli kabalaştırıldı ve bu haliyle metin basına gönderildi. Fransızların küstahlığı karşısında Prusya halkı galeyana geldi ve Almanlar arasında savaş fikri yayıldı. Telgraf metni Fransa’da da çarpıtıldı ve büyükelçiye hakaret edildiği şeklinde yorumlandı. Öfkelenen Fransız halkı, Prusya’ya savaş açılmasını talep etti. Hem iki devletin hem de iki halkın da savaş istemeleri sonucu savaş kaçınılmaz oldu. 10 ay süren savaşlar silsilesinde Prusya ordusu tarihe altın harflerle geçecek büyük bir zafer elde etti.
[irp posts=”1866″ name=”Almanya ve Rusya’nın Benzer Kaderi”]
Prusya orduları Fransa içinde ilerleyip Paris’i kuşatma altına alınca Prusya’nın zaferi de kesinleşmiş oldu. Paris kuşatması devam ederken savaşı takip eden güneydeki Alman devletleri, Prusya’ya bağlı olduklarını ilan edince 18 Ocak 1871 tarihinde Alman İmparatorluğu kurulmuş oldu. İmparatorluğun kuruluşundan 10 gün sonra 28 Ocak 1871 tarihinde Paris de düşünce savaş kesin olarak sonlanmış oldu. 10 Mayıs 1871’de imzalanan Frankfurt Antlaşması ile Alman İmparatorluğu resmen kurulurken Alsas-Loren Bölgesi ise Almanya’ya ilhak oldu. Bismarck’ın 1862’de iktidarı ele geçirmesinin hemen ardından benimsediği Kan ve Demir Politikası, iddia ettiği üzere militarist politikalarla 9 sene gibi kısa bir süre içinde Almanya’nın siyasi birliğini sağlaması ile sonuçlandı. Ayrıca Almanya’nın ilk şansölyesi olan Bismarck, istifaya zorlandığı 1890 yılına kadar şansölyelik görevini sürdürdü. Fransa’da ise Paris Komünü iktidarı ele geçirerek tarihteki ilk sosyalist yönetim kurulmuş oldu.
[irp posts=”11980″ name=”Halk Toplumunun Doğuşu: Almanya’da Nazizim ve Nazi İktidarı”]
KAYNAK
https://www.britannica.com
Lee, Loyd E. (1985). “The German Confederation and the Consolidation of State Power in the South German States, 1815–1848”. Consortium on Revolutionary Europe, 1750–1850: Proceedings.
Louis Namier, 1848: The Revolution of the Intellectuals (1964)
Theodote S. Hamerow, Restoration, Revolution, Reaction: Economics and Politics in Germany, 1825–1870 (1958) focuses mainly on artisans and peasants
http://germanhistorydocs.ghi-dc.org/sub_document.cfm?docunt_id=250
Bismarck, the Man and the Statesman, Volume 2, Smith, Elder, 1898.
Wawro, Geoffrey (2003). The Franco Prussian War. Cambridge University Press.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
[…] https://stratejikortak.com/2020/10/almanyanin-siyasi-birligini-saglama-sureci-kan-ve-demir.html […]