Küresel Liderlik Yolundaki Çin Halk Cumhuriyeti’nin Dış Uzay Sahası Faaliyetleri

753
Yazarlık Başvurusu

Dünya üzerinde hegemon devlet olma amacı taşıyan ülkelerin mücadeleye girmekten çekinmediği bir alan olarak dış uzay sahası karşımıza çıkmaktadır. İlk olarak ABD ve Sovyetler Birliği arasında bu alanda yaşanan düello, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla yatışmış fakat 21. Yüzyıl itibariyle Rusya Federasyonu’nun tekrar etkinliğini hissettirmeye başlaması ve özellikle Çin Halk Cumhuriyeti’nin artan faaliyetleri dış uzay sahasında yeniden çok boyutlu rekabeti beraberinde getirmiştir.

Çin Halk Cumhuriyeti için nükleer füze tehdidiyle karşı karşıya gelinen 1950 yılındaki Kore Savaşı savunma alanında gelişmeyi zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda balistik füze programı başlatılmış bu sebeple de uydu geliştirme amaçlı dış uzay sahasında çalışmalara başlanmıştır. 1970 yılına gelindiğinde Çin artık ilk uydusunu uzaya fırlatabilecek kabiliyete sahiptir. Mao’nun ölümü sonrası iktidara gelen Deng Xiaoping ile birlikte Çin vizyon değiştirerek uluslararası kapalılığa son vermiş ve giderek küresel sisteme dahil olmaya başlamıştır. 1992 yılı Çin’in dış uzay sahasında faaliyetlerinin yol haritasının oluşturulması açısından önemli bir yıl olmuştur. Bu yol haritası üç basamaklıdır. İlk aşamada Çinli astronot uzaya gönderilecek; ikinci aşamada, uzay araçlarının uzayda kenetlenmesi sorunu çözülerek uzay laboratuvarının uzaya fırlatılması gerçekleştirilecek; üçüncü ve son aşama olarak da uzun vadeli insanlı uzay istasyonu kurularak, geniş kapsamlı uzay bilimsel araştırmalarının yapılması ve kullanım teknolojisinin araştırılması sağlanacaktı.[1] Bu kapsamda ilk insanlı uçuşu 2003 yılında Yang Liwei’nin gerçekleştirmesi ile Çin Halk Cumhuriyeti planlarını aşamalarla devreye sokmaya başlamıştır. 2007 yılında uzay sahasında rekabet eden ülkeler açısından korkutucu bir gelişme yaşanmıştır. Bu gelişme 1950’li yıllarda balistik füzelerden korunma amacıyla uzay faaliyetleri başlatan Çin için gelişmenin ne boyutlara ulaştığını göstermesi açısından çok önemlidir. Gelişme Çin’in karadan gönderdiği bir balistik füze ile kendi uydusunu vurmasıdır. Bu durum, Çin’in diğer devletlerin uzay araçlarını ve uydularını imha edebileceği anlamına gelmektedir. Çin’in uzay varlığı için çok önemli olan bir diğer gelişme, 2011 yılında “Tiangong-1” isimli “Cennet Sarayı” manasındaki uzay istasyonunun yörüngeye yerleşmesidir. Uluslararası Uzay İstasyonuna rakip olan Cennet Sarayı, Çin’in tek başına uzay istasyonu yapabilecek güce erişmesi ve gelecek yıllarda bu kabiliyeti artırarak uzayda askeri üs kurabilecek imkana erişmeye yaklaşması açısından çok önemlidir. Çin bununla yetinmeyerek 2012 yılında bu uzay istasyonu ile “ShinSou-9” isimli uzay aracının kenetlenmesini sağlayarak astronotların istasyona geçişini gerçekleştirdi. Daha sonra bu uzay istasyonu parçalanarak kaybolsa da Çin 2023 yılına kadar yeni ve kalıcı bir uzay istasyonu kurma hedefini taşımaktadır. 2013 yılında dış uzay alanında çalışmaların başka bir ayağı olan Ay üzerinde araştırmalara geçen Çin, “Yutu” isimli uzay aracını Ay üzerine indirmeyi başarmıştır. Bunu yapabilen 3 ülkeden biri olan Çin, 1976’dan sonra Ay’a keşif aracı gönderen tek ülke olmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti’ne dış uzay faaliyetlerinde ilk olma özelliğini kazandıran gelişme ise 2019 yılında Ay’ın karanlık yüzüne iniş gerçekleştirebilmesi olmuştur. Çin bunu yapabilen tek ülkedir. Bu çok önemli bir gelişmedir çünkü Aşkın İnci Sökmen’e göre “Ay dünya üzerinde egemenlik kurma açısından önemlidir ve uzay jeopolitiğinin temel unsurudur”.[2]

(Ay’ın karanlık yüzeyine inen aracın tahmini görüntüsü)

2015 yılında Çin Halk Kurtuluş Ordusu bünyesinde Destek Gücü adıyla uzay, siber alan ve elektronik savaş gibi konularda faaliyet gösterecek uzman kadro içeren bir birim oluşturulmuştur. Bu birim uzayda diğer ülkelerin uydularını devre dışı bırakabilecek olan Anti Uydu Silah (ASAT) sistemlerini kullanabilmektedir. Aynı yıl test edilen sinyal bozucu “Dong Nang-3” isimli araç ile ABD’nin yeryüzünde askeri operasyonlarında kullandığı uzaydaki sistemlerini etkisiz kılacak imkana Çin devletinin ulaştığı gözler önüne serilmektedir. Bunun yanı sıra mikro uydu sistemi üreterek düşman uydulara tıpkı bir ‘kamikaze’ saldırısı düzenleyerek bir göktaşı gibi hasar oluşturabilecek uyduları geliştirmeyi de başarmış bulunmaktadır.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Gelecek Planlamaları

Küresel liderlik misyonu oluşturan Çin, bu amaca ulaşmak için birçok alanda planlamalar yapmakta hedefler belirlemektedir. Birbiriyle birçok noktada ilintili olan bu alanlarda topyekûn bir kalkınma sağlamayı amaçlayan Çin, bu noktada dış uzay sahasındaki faaliyetlerine özel bir önem vermektedir. Bu kapsamda Mars ve Jüpiter projeleri ile gezegenlerin kolonileştirilmesi, yeni yaşam alanları bulma gibi ABD’nin de hedefi olan projeleri hayata geçirmeyi amaçlamaktadır. Diğer bir tasarı ise Yapay Ay projesidir. Bu proje ile hedeflenen güneşten gelen ışığı bir uydu yardımıyla dünyaya ileterek aydınlatma sağlanmasıdır. Çin’de bulunan Chengdu şehrinin belli bir alanı gece aydınlatması için bu projede kullanılması hedeflenmektedir. Başka bir proje ise Yapay Güneş projesidir. Bu projedeki gaye güneş içerisinde meydana gelen nükleer füzyon gibi bir enerji üretimidir. Bu enerji üretildiğinde fosil yakıtlara oranla daha temiz ve yüksek bir enerji kullanımda olacaktır. Bu da enerji açısından bağımlılığı ortadan kaldırması açısından Çin’in önem verdiği projeler arasındadır.

Çin’in Ay’ın karanlık yüzüne iniş gerçekleştirdiğinden daha önce bahsetmiştik. Bu başarı dış uzayda egemenlik kurmak açısından önemli olduğu gibi Ay’da bulunan madenler açısından da çok önemli kapılar aralamaktadır. Bu sebeple Çin 2025 yılına kadar Ay’da bir gözlemevi kurmayı hedeflemektedir. Yapılan araştırmalara göre Dünya üzerinde bulunmayan “Helium-3” gazı Ay’da bulunmaktadır. Bunun yanı sıra altın, demir, titanyum, nikel gibi birçok değerli maden yatakları bulunmaktadır. Çin bu madenleri ülkesine getirerek enerji bağımsızlığını kazanmayı ve ticari kabiliyetini artırmayı amaçlamaktadır. Uzay madenciliği açısından bu proje büyük önem taşımaktadır. Yine Ay üzerinde ilk kez bitki yetiştirilmesi Çin tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu, Ay’da ilk defa biyolojik bir maddenin yetişmesi manası taşırken, uzay yolcuğunu açısından da büyük bir önem arz etmektedir.

(Ay üzerinde kapalı bir kutu içerisinde ekilen tohumdan yetişen pamuk filizi)

Konunun başında belirttiğimiz gibi uzay faaliyetleri ile yeryüzünde oluşturulan politika birçok açıdan birbiriyle ilişki içermektedir. Bu kapsamda “Bir Kuşak Bir Yol” projesi için de Çin uzay alanında geliştirdiği Bedio-2 Navigasyon sistemiyle, proje dahilindeki ülkelere bilgi paylaşımında bulunmaktadır. Çin, “İpek Yolu” projesinin dijital versiyonu olarak tanımlanan deniz altından döşenen kablolar ile İnterneti sistemleştirirken, ABD’de bulunan SpaceX şirketi uzaya mikro nano uydu göndererek olası İnternet kesilmelerinde veya çökmesi durumunda uzay üzerinden İnternet sağlamayı amaçlamaktadır. Her alanda yaşanan rekabete bu durum çarpıcı bir örnektir.

Çin bu projelerin yanı sıra; kara delikleri araştırma programı, astro fizik obje programları, Güneş ile ilgili bilgi toplama, elektromanyetik Güneş radyasyonun ve yüksek enerji partiküllülerinin nasıl hava değişimine neden olduğunu araştırma, mikro uydu projeleri, enerji, su, biyokimyasal döngüleri araştırma projeleri ile uzay alanındaki bilimsel çalışmalara katkı sağlamayı hedeflemektedirler.[3]

Sonuç

2045 yılı itibariyle uzay sahasında küresel lider olma hedefi oluşturan Çin, ABD’nin en çok tehdit algıladığı ülkelerin başında gelmektedir. Uzay yolculuğuna baktığımızda ABD’ye kıyasla kısa zamanda yakın güce ulaşmayı başaran Çin, ABD açısından endişe ile karşılanmaktadır. Uzay faaliyetlerine ayrılan bütçe açısından 2013 yılı itibariyle aradaki fark 33 milyar dolar boyutunda Çin’in aleyhineyken 2018 yılına gelindiğinde aradaki fark 7 milyar dolara kadar inmiştir. Tüm bu gelişmeler sonucunda ABD uzay faaliyetlerini artırarak Amerika Birleşik Devletleri Uzay Kuvvetleri’ni kurmuş ve Ay üzerinde incelemelerine ve projelerine yeniden başlamış, sistemlerinin imhası tehlikesine karşı sistem yedeklemeleri gerçekleştirmiştir.

Çin tasarladığı projeleri gerçekleştirdiğinde, süper güç konumuna erişmesi beklenirken ekonominin yanında bilim, teknoloji, enerji gibi alanlarda da liderliği üstleneceği öngörülmektedir. ABD’nin tehdit algılamasına rağmen Çin uzay faaliyetleri için söylem olarak barışçıl amaçlar taşıdığını ifade etmektedir. Yapay zekâ teknolojisine sahip olan ve bu teknolojiyi insanın çalışma kapsamı dışındaki alanlarda, gezegenlerde kullanan Çin, teknolojik imkanlarını diğer ülkelerle paylaşabileceğini belirterek uluslararası iş birliğine açık olduğunu ifade etmiştir.

Politik söylem olarak bu denli iyi bir tablonun çizilmesine karşı pratikte Çin devleti çoğu faaliyetiyle ilgili bilgi paylaşımında bulunmazken, oluşturacağı uzay istasyonu ile ilgili herhangi bilgi paylaşımında bulunmayacağını açıklamış olması, tüm dünya için kaygı verici olmaktadır. Çin devletinin uzay faaliyetlerine hangi pencereden baktığını anlamak açısından, Çin Halk Cumhuriyeti Ordu mensubu General Xu Qiliang’ın askeri çatışmaların uzayda da devam edeceğini söyleyerek, uzayda güç sahibi olmanın barışı muhafaza etmek için de önemli olduğunu belirtmesi önem taşımaktadır.[4]

Yusuf Can Sünlü
Stratejik Ortak Misafir Yazarı

KAYNAK

[1] Sökmen A. İ. (2019). Yeni Savaş Alan: Uzay. Geleceği. YILDIZ A. Geleceğin Güvenliği, İstanbul, TASAM Yayınları, 91.

[2] Sökmen A. İ. (2019). Yeni Savaş Alan: Uzay. Geleceği. YILDIZ A. Geleceğin Güvenliği, İstanbul, TASAM Yayınları, 91.

[3] WU, J. Calling Taikong: A Strategy Report and Study of China’s Future Space Science Missions, London: Springer Press, 2017.

[4] Kathrin Hille, “China General Sees Military Space Race”, Financial Times, November 3, 2009, http://www.ft.com/intl/cms/s/0/9be4fa1c-c8a1-11de-8f9d-00144feabdc0.html#axzz3JG7rvzfs (Erişim Tarihi 9.01.2021).

Kitaplar
Sökmen A. İ. (2016). Uzay Jeopolitiği: Güç Dengesinde Önemli Avantaj Alanı. Beta Yayınları, 81-93.

Sökmen A. İ. (2019). Yeni Savaş Alan: Uzay. Geleceği. YILDIZ A. Geleceğin Güvenliği, İstanbul, TASAM Yayınları, 87-117.

Dergiler
Örki A. (2019). Uluslararası İlişkilerde Klasik Askeri Güç Anlayışının Evrimi: Dış Uzay Sahası. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2(1):12 – 28.

Web Adresleri veya URL
Hürriyet Gazetesi, “ABD ile Çin arasındaki rekabet uzaya sıçradı”, 05.08.2020, https://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/abd-ile-cin-arasindaki-rekabet-uzaya-sicradi-41579737 (Erişim: 09.01.2021).

BBC News, “Çin’in Ay’da ektiği pamuk tohumları filizlendi”, 15.01.2019, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-46875798 (Erişim: 09.01.2021).

Aytekin E. “Çin uzay yarışında adımlarını hızlandırıyor”, Anadolu Ajansı, 25.11.2020, https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/cin-uzay-yarisinda-adimlarini-hizlandiriyor/2055232 (Erişim: 09.01.2021).

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz