Rusya’da Batılılaşma Yolunda Atılan İlk Adım: Büyük (Deli) Petro Reformları

980

1. Büyük (Deli) Petro Dönemi (1682 – 1725)

V. İvan

Petro 1682 yılında İvan ile eş Çar ilan edildiği zaman, Rusya Avrupa’dan çok geride kalmıştır. Petro küçük yaşlardan itibaren artan merakı ile Rusya’yı modernleşmeye ve büyük bir güç olmaya zorlamıştır. Petro’nun imparatorluğu sürecinde meydana getirdiği reformlar, Avrupa’ya gerçekleştirdiği geziler sonrası batı etkisiyle şekillenmiştir. Petro, Batı Avrupa’yı savaş dışı bir nedenle ziyaret eden ilk Çar olarak batılılaşma yolunda ilk adımları atmıştır (Roskin, 2012: 323).

 

 

 

Petro’nun Avrupa’ya gerçekleştirdiği ziyaretlerin uzun süreçlere yayılması, yokluğunda ülkeyi idareyle görevli birinin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Rusya’nın idaresi hususunda, Çar’ın yokluğunda vekalet etmek maksadıyla üç kişilik naiplik kurulu oluşturulmuştur. Petro’nun yerine vekalet edecek bir kurulun oluşturulması, “yedek Çar” makamını meydana getirmiştir. Bu makamın ileride başbakanlığa evrildiği düşünülmektedir (Sarıahmetoğlu, 2013: 101).

Petro hüküm sürdüğü zaman zarfında, güneyde Karadeniz’e hâkim olmak düşüncesiyle Azak Kalesi’ne iki sefer taarruz etmiştir. İlkinde mağlup olarak geri çekilirken, ikinci seferinde ülkenin güneyinde istediği hakimiyeti elde etmiştir (Sarıahmetoğlu, 2013: 100).  Petro güneyde hakimiyet düşüncesinin dışında; kuzeyde denize açılmak, Baltık üzerinden batı ile münasebetlerini geliştirmek ve batılı anlamda bir imparatorluk tesis edebilmek adına İsveç üzerine de iki sefer düzenlemiştir.

 

Güneyde olduğu gibi kuzeyde de ilki başarısız olan seferinin ikincisinde istediği sonucu elde etmiştir. İsveç’i yenmesi ile Neva nehri kıyısından Baltık’a bağlı olacak şekilde, Rus modernleşmesini temsilen Petersburg şehrini kurmuştur. Petersburg şehri modernleşme ve batıcılık hareketlerinin odağında yer almış, günümüze ulaşıncaya dek birçok ilke imza atmıştır. Örneğin; modern tasarımlı mabetler, eğitim kurumları ve tersaneler bu bölgede şekillenmiştir (Sarıahmetoğlu, 2013: 106).

 

I. Petro’nun Neva nehri kıyısında giriştiği mücadeleyi kazanması sonrasında İsveç Çarı, Osmanlı’ya sığınmıştır. İsveç Çarı, Osmanlı’yı Rusya’ya savaş açmaya zorlamıştır. Bölgede Azak Kalesi ve Don Kazakları üzerinden zaten hakimiyet mücadelesinde olduğu Rusya’ya karşı savaş açan Osmanlı, Rusya’yı sıkıştırmış ve Prut anlaşmasını imzalatmıştır. Osmanlı, sahada önemli bir kazanım elde etmesine rağmen masa başında diplomatik mağlubiyetle karşılaşmıştır (Sarıahmetoğlu, 2013: 103).

1.1. Petro’nun Reformları

Büyük Petro Rusya için idari, dini, askeri, kültürel reformlar gerçekleştirmiştir.  Petro, gerçekleştirdiği reformlar üzerinden gelecekteki toplumsal ve yönetsel kademelenmenin şekillenmesinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Aynı zamanda Rusya’da ortaya çıkan batıcılık ve gelenekçilik şeklindeki fikir ayrılıklarının başlangıcını temsil etmiştir (Soltan, 2001: 77). Batıcılar, Avrupa takipçiliği üzerine yeni tasarımlar geliştirme düşüncesiyle fikir akımlarını şekillendirirken gelenekçiler, Rusların muhafazakâr ve mutlak hakimiyete sahip güçlü bir lider aracılığıyla yönetiminin şekillenmesi ve geliştirilmesi düşüncesinde olmuştur. Rusların mutlak ve güçlü lider arayışları temellerini, Petro zamanının gelenekçi fikir düşüncelerine kadar götürmektedir. Rusların gelenekçi, batı karşıtı bir düşüncede yer alma sebebinin aşağıdaki gibi sıralanması mümkündür (Kurat, 1993: 239):

  • Moskova’nın üçüncü Roma olma tezi,
  • Ortodoksluğun ancak Rusya’da temiz şekliyle geliştirilebileceği ve başka bir gücün etkisinin Rusya için olumsuz sonuç doğuracağı düşüncesi,
  • Rusya’nın dini, toplumu ve yönetimi ile kutsanmış bir millet olarak diğer milletlerden üstün olduğu düşüncesi.

Tüm bu gerekçelerle batıcılığın kabulü ve gelenekçiliğin terki Rusya’da olumsuz karşılanan Avrupa’nın üstünlüğü fikrini oluşturmuştur.

1.1.1. İdari Reformlar

1708 sonrası dönemde I. Petro, idari yapıyı yeniden kurgulama yoluna gitmiştir.  Geçmişte boyarların ciddi müdahaleleriyle karşılaşan iktidarlarla aynı kaderi paylaşmamak için öncelikli olarak, Boyarlar Meclisi’ni geri plana itecek reformlarda yoğunlaşmıştır. 1711 yılında icra ve mahkeme faaliyetlerini yerine getirebilmek adına senato oluşturulmuştur. Çar sefere gittiğinde geride vekili olarak senato yer almıştır. Senatonun azaları, Çar tarafından atanmış ve ona karşı sorumlu tutulmuştur. Ayrıca senatonun altında senatoya bağlı ve senatonun azalarının doğal üye olduğu kollegiumlar oluşturulmuştur. Kollegiumlar, genellikle uzmanlaşma ve iş bölümü üzerinden faaliyetlerini şekillendirmiştir. Kollegiumların dışında ofis, defterhane gibi bölümler de açılmıştır (Kurat, 1993: 267; Sarıahmetoğlu, 2013: 104).

1708 sonrası dönemde gerçekleştirilen reformlar, merkeziyetçiliği ve mutlakiyetçiliği arttırma noktasında önemli gelişmeler sunarken yerel idarelerin yapılarını da düzenleme yoluna gitmiştir. İlk etapta ülke 8 eyalete ayrılmıştır. Eyaletlerin başında Çar tarafından atanan Çar’a ve senatoya karşı sorumlu olan valiler yer almıştır. 1719 yılına gelindiğinde eyaletlerin sayısı arttırılarak 50’ye çıkartılmıştır. Eyaletler kendi içlerinde kazalara ayrılmıştır. Petro’nun ölümü sonrası eyalet sayısı 14’e düşürülmüştür (Bushkovıtch, 2016: 107; Sarıahmetoğlu, 2013: 104).

Büyük (Deli) Petro

İdari yapıda gerçekleştirilen düzenlemeler, merkezileştirmeyi arttırmak adına toprak düzeninde de yenilikleri doğurmuştur. Pomestye ve votçina arazileri arasındaki ayrım ortadan kaldırılmış, her ikisi de babadan ancak bir oğula geçecek şekilde düzenlenmiştir. Bununla birlikte zayıflayan boyarlar karşısında güç kazanan dvoryan çiftlik sahiplerinin toprakları, bölünme tehlikesinden kurtulmuştur. Dvoryanlar içindeki toprağa varis olan dışında diğer kardeşler askeri hizmetle yükümlü tutulmuştur (Kurat, 1993: 266).

1.1.2. Askeri Reformlar

I. Petro devrinde ilk defa Don ve Baltık üzerinde askeri donanma meydana getirilmiştir. Askeri donanmanın oluşturulması sonrasında askere alma usullerinde değişiklik ihdas edilmiş ve rütbeler tablosu oluşturulmuştur. Oluşturulan yeni askeri sitem, ülkede vergi veren herkesin her yıl belli sayıda (ömür boyu sürecek hizmet süresiyle) askere alımını gerçekleşmiştir. Askere alım durumunun istisnası, dvoryanlar üzerinde kendini göstermiştir. Dvoryanlar’ın ömür boyu askerlik yapmamalarına karşın, mutlak askeri ve mülki hizmette bulunma şartları getirilmiştir. Yani asker olarak faaliyete başlayan bir dvoryan, subay okuluna giderek ve ast subay olarak hizmet görevine devam etmiştir (Sarıahmetoğlu, 2013: 105).

1722 yılında rütbeler tablosu oluşturulmuştur. 14 basamaklı rütbeler tablosu, dvoryanlar gibi vergi veren halk için de subay olma yolunu açmıştır. Ancak dvoryanlara nazaran vergi veren halk, en alt kademeden başlasa dahi en çok 8. kademeye kadar yükselebilmiştir (Kurat, 1993: 266).

1.1.3. Dini (Kilise) Reformlar

Din üzerinden gerçekleştirilen reformlar, genellikle kilisenin özgür siyasi bir güç olma rolünü ortadan kaldırarak, kiliseyi mutlakiyetçi devletin bürokratik bir kurumu haline getirmiştir. Ayrıca devlet, kilise gelirleri üzerindeki kontrolüyle gelirleri ordu, donanma ve eğitime aktarmıştır (Sarıahmetoğlu, 2013: 104).

1.1.4. Kültürel ve Toplumsal Reformlar

Büyük Petro döneminde gerçekleştirilen reformlar; Rus milli kültürünün ve toplum tasarımının şekillenmesinde, Avrupalılık ışığında önemli temelleri oluşturmuştur. 1714 yılında İlimler Akademisi ve Kütüphanesi kurularak Rus milli kültürünün şekillenmesi süreci hızlandırılmıştır (Sarıahmetoğlu, 2013: 105).

Petro, Avrupa seyahatlerinden döndükten sonra ilk etapta saray mahiyeti üzerinde değişikliklerin etkisini kavramak istemiş ve halkı denemelerinin biraz dışında bırakmıştır. İlk denemede boyarların sakallarını kesmiştir. Ortodoksluk için önemli olan sakalın kesilmesi süreci, kıyafetlerin Avrupa usulü kısalması sürecine dönüşmüştür. Kısa süre içinde saray mahiyetinin hizmet sınıfındaki değişim, halkla saray yaşantısı arasında gözle görülür bir kültürel ayrılık ortaya çıkarmıştır.

Yeniliklerin ilk aşamasında halkla üst düzey yöneticiler arasında kültürel farklılık oluşmasının temelinde, yeniliklerin toplum tabanına zamanla aktarılması ve ilk süreçlerin isyana sebebiyet vermemesi düşüncesi yer almıştır (Kaya, 2010: 46; Sarıahmetoğlu, 2013: 102). Petro’nun Avrupa kültürünü ve toplumsal yapısını edinmek ve ülkesinde yeni yönetim tasarımları kurdurmak amacıyla Avrupa’ya eğitim için gönderdiği soylular, geri döndüklerinde Petro reformlarının halka yayılarak toplumu ve kültürünü şekillendirmesinde önemli bir bürokratik zümreyi oluşturmuştur (Sarıahmetoğlu, 2013: 101). Dolayısıyla Petro zamanında başlayan toplumsal ve kültürel değişimin halk tabanına yayılması II. Katerina döneminde ancak gerçekleştirilebilmiştir.

Sonuç

Büyük (Deli) Petro’nun yaptığı reformlar ile batıcı fikirler ülkeye girmeye başlamıştır. Ancak bugün olduğu gibi geçmişte de köklü gelenekçi yaklaşımdan beslenen Rusya’nın toplumsal ve yönetsel yapısı, batıcılık temelindeki Avrupalılaşma fikirlerine karşı çıkmıştır. Dolayısıyla bu reformlar, yönetsel alanda gelecekteki yapılanmalara önemli çıktılar sunmuştur. Bu sonuca ulaşılmasındaki en büyük gerekçe, düşünsel temelde üst düzey yönetim kadrosu ile halk arasında büyük bir uçurumun varlığı olarak gösterilmektedir. Petro başlattığı reformları, elit kesimler ve üst yönetim kadrosu üzerinde deneme imkânı bulmuştur. Ancak reformlar, Petro’nun ardılları ve daha çok II. Katerina tarafından halka nüfus ettirilmiştir.

Şüphesiz ki reformların tabandan bağımsız, merkeziyetçi, tepeden inmeci anlayışla gerçekleştirilmeye çalışılması batılılaşma sürecini sekteye uğratmıştır. Toplumsal tabandaki katı gelenekçi yaklaşım Petro’nun Avrupai reformlarına karşı galip gelirken günümüzde halen düşünsel iktidarını korumaktadır. Bu durum toplumsal ve yönetsel temeldeki güncel yapılanmaların belirlenmesi üzerinde derin etkiler oluşturmaktadır. Sonuç olarak, Rusların mutlak ve güçlü lider arayışları ve güncel iç ve dış politikaları temellerini, Petro zamanının batıcılık karşıtı gelenekçi fikir düşüncelerine kadar götürmektedir.

Burak Yıldırım 

Stratejik Ortak Misafir Yazarı

KAYNAK

KAYNAKÇA

Bushkovıtch, P. (2016). Rusya’nın Kısa Tarihi. (Çev. M. Doğan), Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul.

Kaya, S. (2010). “Rus Dış Politikasında Batı Karşıtlığının Düşünsel ve Tarihsel Gelişimi” Akademik Bakış Dergisi, 4(7), 41-77.

Kurat, A. N. (1993). Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917’ye Kadar. Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Roskin, M. G. (2012). Çağdaş Devlet Sistemleri Siyaset, Coğrafya, Kültür. (Çev. B. Seçilmişoğlu), Adres Yayınları, Ankara.

Sarıahmetoğlu, N. (2013). “Rusya İmparatorluğu” N. Devlet ve N. Sarıahmetoğlu (Ed.) Rusya Tarihi, Açıköğretim Fakültesi Yayınları, Eskişehir, 98-131.

Soltan, E. (2001). “Coğrafya, Tarih ve Rus Kimliği” Avrasya Dosyası (Rusya Özel), 6(4), 64-94.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz