Akdeniz Haber Arşivi: Yavuz Sondaj Gemisi Bölgede (Haziran 2019)

1122
Yazarlık Başvurusu

Ocak ayından bu yana hazırladığımız Doğu Akdeniz ve Kıbrıs çevresindeki gelişme arşivinde Haziran ayı çok sıcak geçti. Türkiye’nin ikinci sondaj gemisi Yavuz’un savaş gemilerinin korumasında Kocaeli’nden yola çıkmasıyla artan diplomasi trafiği ve bürokratların bölgeye yönelik açıklamaları artarken, birçok ülke de ‘tarafını belirledi’ diyebiliriz.

Doğal gaz keşiflerini, askeri tatbikatları ve bölge hakkında yaşanan diplomasi trafiğini kısa başlıklar halinde sizler için derledik.

1 Haziran: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez “Bölge dışı aktörlerin arkasına saklanarak, bir oldubittiyle, Kıbrıs Türklerinin hakkına göz dikenler, bu çılgınlıklarından şimdiden vazgeçsinler. Türkiye, Kıbrıs Türkünün ezilmesine dün nasıl seyirci kalmadıysa bugün de eli kolu bağlı tribünden seyretmeyecek.” Dedi.

KKTC Başbakanı Ersin Tatar, adadaki Türk askeri varlığının, adadaki barışı ve güvenliği sağladığına işaret ederek “Türkiye, barışın teminatıdır. Türk ordusu adadan çekilirse gerçek anlamda çatışma doğabilir” dedi.

3 Haziran: Güney Kıbrıs Savunma Bakanı Savvas Angelidis, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti Münhasır ekonomik bölgesini ihlal ederek Kıbrıs konusundaki gerçek niyetini ortaya koyduğunu söyledi ve “Hükümetimiz, Avrupa Birliği ve diğer dost ülkelerle beraber Türkiye’nin Kıbrıs sularındaki yasa dışı eylemlerini kınadı. Türkiye’nin ihlalleri, daha geniş Doğu Akdeniz bölgesi perspektifini tehlike atıyor ve bölge ülkelerinin güvenlik, refah ve gelişimini baltalıyor” ifadesinde bulundu.

4 Haziran: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Yavuz sondaj gemisinin Temmuz başı gibi, KKTC’den alınan bir lokasyonda sondajına başlamış olacağını duyurdu.

  • Yunanistan Savunma Bakanlığında görevli Korgeneral, erken seçim öncesi Türkiye ile güven artırıcı önlemlere ilişkin görüşmelerin dondurulması gerektiğini belirterek, istifa etti.

7 Haziran: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Amerikan Noble Enerji ile ilk gelir paylaşımı anlaşmasını yaptı. Rum Enerji Bakanı Giorgos Lakkotrypis, anlaşmanın 18 yıllık sözleşme süresi boyunca GKRY’nin Hidrokarbon Fonu için 9,4 milyar dolar gelir sağlayacağını açıkladı.

GKRY Enerji Bakanı Giorgos Lakkotrypis

Güney Kıbrıs’taki bu gelişmeye ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler şu anda münhasır ekonomik bölgelerde, özellikle Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimin, Türk soydaşlarımızın haklarını sonuna kadar korumakta kararlıyız. Bu hakları kimse kusura bakmasın hiç ilgisi alakası olmayanlara da yedirtmeyiz” dedi.

Enerji Bakanı Fatih Dönmez, “Akdeniz’e gemi gönderdik, başta Kıbrıs Rum yönetimi olmak herkes ayaklanıp ‘burada Türklerin ne işi var’ dediler. Senin orada ne işin varsa benim orada o işim var” şeklinde konuştu.

8 Haziran: ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matthew Palmer, Doğu Akdeniz’in ülkesi için stratejik öneme sahip olduğunu belirterek, “Doğu Akdeniz, ABD’nin bir dizi stratejik çıkarının ve önemli ortaklarının bulunduğu bir bölge. Biz Doğu Akdeniz’e, yeni hidrokarbon kaynaklarının bulunduğu, enerji kaynakları açısından da giderek önemi artan bir bölge olarak bakıyoruz” dedi.

10 Haziran: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, münhasır ekonomik bölgesi içerisinde yasadışı sondaj yapıldığı gerekçesi ile Fatih sondaj gemisinde çalışanlar ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile işbirliği yapan şirketlerin yetkilileri hakkında tutuklama emri çıkardı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, GKRY’nin Fatih Sondaj Gemisi çalışanları ve TPAO ile iş birliği yapan yabancı şirketlerin yöneticileri hakkında tutuklama kararı çıkarmasına tepki gösterdi. Aksoy “Kıbrıs Türklerini yok sayarak ve haklarını gasp ederek hareket eden GKRY’nin bu haddini aşan kararı şayet doğru ise, bizim açımızdan hiçbir hükmü ve geçerliliği olmayacaktır. Bu cürette bulunduğu takdirde, gereken cevabı vereceğimizden de kimsenin şüphesi bulunmamalıdır” açıklamasında bulundu.

  • Şehit Teğmen Caner Gönyeli – 2019 Arama Kurtarma Tatbikatı, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Arama Kurtarma Teşkilatı’nda yer alan sivil ve askeri unsurların katılımıyla başladı.

KKTC Başbakanı Tatar, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve onunla iş birliği yapanlar kendi çıkarları için Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Doğu Akdeniz’den dışlamaya, haklarımızı arzu ettikleri gibi gasbetmeye çalışıyorlar.” dedi.

  • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Türkiye’nin Akdeniz’de uluslararası hukuka uygun sondaj faaliyetlerine karşı hiçbir hukuki mesnedi olmayan tutum ve davranışlarının devam ettiğini belirterek, “Rum tarafından yapılan açıklamalar ve Fatih gemimizde çalışan personelimize karşı çıkarıldığı iddia edilen tutuklama tehdidi karşısında faaliyetlerimiz hiçbir aksamaya mahal vermeden devam etmektedir. Türkiye hiçbir tehdide boyun eğmemiştir ve bundan sonra da eğmeyecektir.” ifadesini kullandı.

11 Haziran: KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Doğu Akdeniz’de son zamanlarda yaşanan gerginlikler hiçbirimizin arzu ettiği bir durum değil. Bu zenginlikler hepimize ait. Eğer bu, bu şekilde yapılırsa ‘KKTC ve Türkiye’ye aynı şekilde davranmaktan başka seçenek bırakmıyorsunuz’ dedik. Ve şu anda bunun gerekleri yapılıyor.” açıklamasında bulundu

14 Haziran: Doğu Akdeniz’de düzenlenen Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama ve Kurtarma tatbikatı başarıyla son buldu. Tatbikatta, bir pilotun üniformasındaki, “Ayşe tatile çıktı” kabartmalı peçi dikkati çekti.

15 Haziran: Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras, Portekiz Başbakanı Antonio Costa, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Malta Başbakanı Joseph Muscat, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades, Malta’da ‘AB Güney ülkeleri zirvesi’ gerçekleştirdi. Zirve sonunda yapılan açıklamalarda, Türkiye’nin, Kıbrıs’taki doğalgaz arama faaliyetleri sert şekilde eleştirildi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, bu konuda “Türkiye, Kıbrıs münhasır ekonomik bölgesindeki yasa dışı faaliyetlerini durdurmalıdır. Avrupa Birliği, bu konuda bir zayıflık göstermeyecektir.” dedi.

  • Yunanistan Başbakanı Alexis Çipras ise “Bu, Türkiye’nin uluslararası hukuku ihlal edici davranışlarını sona erdirmediği takdirde, Avrupa Birliği’nin spesifik önlemler alması gerektiğine ilişkin önemli bir işarettir. Kim uluslararası hukuka saygı göstermiyorsa, sonuçlarına da katlanır” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yaptığı “Türkiye, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesinde sürdürdüğü yasa dışı faaliyetleri sonlandırmalı” şeklindeki açıklamasına sert cümlelerle yanıt vererek “Sen ne diyorsun ya, biz buralara kıyıdaşız, Kıbrıs’ta garantörüz. Türkiye garantör, Yunanistan garantör, İngiltere garantör. Sen kimsin?” dedi.

17 Haziran: KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, AB’nin yıllar önce yaptığı gibi, şimdi de tarihi hata yaptığını ve Kıbrıs sorununun çözümünde katalizör etkisi olabilecek enerji konusunun, yeni bir çatışma ve gerginlik alanına dönüştürüldüğüne işaret ederek, “Bu konuda Rumların tek yanlı girişimleri yanında buna destek çıkan uluslararası aktörler de gerilimi artırıyor. Aynı yanlış devam ettirilerek tarihi bir fırsatı daha göz göre göre heba ediyor” dedi.

18 Haziran: Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri konusunda Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile konuştu. Çipras’ın Konsey’e, ‘Türkiye’yi kınama ve yaptırım uygulama’ çağrısı yaptığı açıklandı.

  • Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersin Tatar başkanlığında toplanan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, kapalı Maraş’a uzman bir ekibin girerek, envanter çalışması kararı alındığını açıkladı. Bakanlar Kurulu’nun Kapalı Maraş konusunu değerlendirdiğini kaydeden Özersay, “Bu konuyla ilgili bilimsel envanterlerin değerlendirileceğini” söyledi. Özersay, “Hukuken KKTC’de askeri bölge statüsünde olan kapalı Maraş’ta çalışma yapılabilmesi için Bakanlar Kurulu koşullar hakkında değerlendirme yapacak” dedi.

20 Haziran: Türkiye’nin ikinci sondaj gemisi Yavuz, Kocaeli’den Akdeniz’e uğurlandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 6. nesil ultra derin deniz sondaj gemisi Yavuz’un Akdeniz’deki ilk sondajına doğru yola çıktığını belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Magosa Körfezi’nde bulunan Karpaz-1 kuyumuzda üç bin 300 metre sondaj derinliğine ulaşacak olan Yavuz, buradaki çalışmalarını yaklaşık 3 ayda tamamlayacak.” dedi.

  • Milli Savunma Bakanlığından, Türk ve Yunan heyetleri arasında teknik düzeydeki görüşmelerin ikincisinin tamamlandığı bildirildi. Görüşmelerin yapıcı bir ortamda gerçekleştiği vurgulanan açıklamada, “İki ülke arasında uygulanabilecek Güven Artırıcı Önlemler ve Ege Denizi’nde iş birliğini artırmaya yönelik alınabilecek tedbirler görüşüldü.” ifadesine yer verildi.

21 Haziran: Brüksel’de yapılan AB üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları düzeyinde katıldığı zirvede, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de “yasa dışı faaliyetlerine devam etmesi” kınandı. Bu durumun “ciddi anlamda endişe” yarattığı belirtilen bildiride, Türkiye’nin bu faaliyetlere devam etmesi halinde bu durumun AB-Türkiye ilişkileri açısından “doğrudan çok ciddi olumsuz sonuçlar” doğurabileceği vurgulandı. Zirvede Türkiye’den Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına saygı gösterilmesi talep edilerek, Doğu Akdeniz’de sondaj arama çalışmalarından uzak durması istendi.

  • Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Türkiye’nin Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama faaliyetlerinde ısrar etmesi durumunda bunun sonuçları olacağını söyledi. Çipras “Türkiye’nin saldırganlığında bir artış var. Bunu yalnızca Yunanistan’la ilişkilerinde değil, ABD ve Avrupa ile olan ilişkilerinde de gözlemliyoruz” şeklinde konuştu.

24 Haziran: Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Bazı ülkelerin birçok askeri imkânlarını seferber ederek burada birtakım çalışmalar yürüttüğünü görüyoruz. Doğu Akdeniz’deki ülkelerin isimleri belli. Bunların dışında hiç alakası olmayan Fransa ve ABD gibi ülkelerin Doğu Akdeniz’de ne yapmaya ve ne aramaya çalıştığını sormak hepimizin hakkı. Başka ülkeler Fransa açıklarında doğalgaz aramıyorsa; ABD açıklarında başka ülkeler doğalgaz, petrol yatakları aramıyorsa; aynı şekilde şu an Doğu Akdeniz’e kıyısı ve sınırı bulunmayan ülkelerin bu bölgede bulunmaktaki amaçları tartışılmalıdır.” dedi.

25 Haziran: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin. Biz Doğu Akdeniz’deki haklarımızı korumaya kararlıyız” dedi. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ise cevaben “Sayın Cumhurbaşkanı’na buradan sesleniyorum. Ben kendime göre değil; uluslararası hukuk adına, Avrupa Birliği adına ve hukuk kuralarına saygılı olan uluslararası toplumun adına, mantıklı ve gerçekçi bir dil kullanarak konuşuyorum. Yunanistan tek başına değildir. Bölgedeki istikrarın ve barışın sütun taşlarından biridir. Gerek Yunanistan’ın gerekse Kıbrıs’ın egemenlik haklarını, uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde korumakta kararlıyız.” dedi.

27 Haziran: ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’ye karşı olan ve Ege ile Doğu Akdeniz’de gerginliğin daha da tırmanmasına yol açabilecek bir yasa tasarını kabul ederek, Senato genel kuruluna sevk edildi. Tasarıda, S-400 füze savunma sistemi alması halinde F-35 savaş uçaklarının sevkiyatının engellenmesi, ABD’nin Kıbrıs Rum Kesimi’ne 1987 yılından bu yana uyguladığı silah ambargosunun kaldırılması ve ABD’nin, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail arasında kurulan enerji ve güvenlik ortaklığına tam destek vermesi maddeleri yer alıyor.

Rum Savunma Bakanı Savvas Angelidis, ABD’nin ‘2019 Doğu Akdeniz’de Güvenlik ve Enerji İşbirliği’ yasa tasarısında kabul ettiği revizyonlara rağmen Kıbrıs’ın limanlarını ve altyapısını Rusya’nın ve diğer ülkelerin gemilerinin kullanımına sunmaya devam edeceğini belirtti. Tasarıya göre; ABD tarafından Rumlara uygulanan silah ambargosunun kaldırılması, Rusya savaş gemilerinin yakıt ikmali için Rum limanlarına yanaşmasının reddedilmesi şartını içeriyor.

28 Haziran: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Bu bölgede Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs’ın hakları var. Bu adı geçen ülkelerin nereye kadar hakları var. Hele hele Amerika’nın orada ne hakkı var? Amerika’nın Senatosu böyle bir kararı nasıl alıyor? Bunların hepsi soru işaretidir. Bakıyoruz son zamanlarda Senatonun önüne ne gelirse bunların kararını alıyor.” dedi.

Mayıs ayının özeti:

Gerilim Arttığı Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta Neler Oluyor? (Mayıs 2019)

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

1 Yorum Var

  1. Türkiye treni 1964 Mart ayında BM’186 sayılı karara muhalefet etmemesiye Kıbrıs üzerindeki garantörlük hakkı hariç tüm haklarını kaybederek KAÇIRMIŞTIR. Nasıl ki bu gün Tramp Türkiye için haklıdırlar diyor ve geçmişteki ülkesinin hatasını kabul ediyorsa bizimkilerde tık yok üstelik onların hatasını devam ettirmektedirler. 1964 Mart ayındaki karardaki ana madde Kıbrıs adasının yönetimi (Türk toplumunu dışlayarak)Kıbrıs Rumlarına bırakmakta ve Türklerin ada üzerindeki%30 hakkı yok sayılmaktaydı. Bu karara o zamanki hükümet itiraz dahi etmeyip memnuniyetlerini belirtmişlerdi. Aradan zaman geçti 1974 deki olaylar sonrası Türkiye adaya müdahale ederek iki toplumu birbirinden ayırarak konuyu halledip kapattığını sandı. Kapanmamış dosyalar her zaman sorun yaratır,nitekim harekat sonrası kullanılmayan kapalı Maraş, Güneyde kalan Türk malları,Türkiye dışında hiçbir devlet tarafından tanınmayan KKTC nin israrla devlet olarak gösterilmeye çalışılması gibi birçok anlamsız ve boş şeyler Türkiye’nin önüne proplem olarak konmakta ve girişimler engellenmektedir.İşte son Olaylar,ada etrafindaki enerji kaynakları için Türkiye’nin gösterdiği çaba,Adanın etrafındaki enerji sahasının kendi kıta sahanlığı hakkı olan bölgelere dahi sahip çıkılamıyor. Karşısındaki dost ve müttefik hristiyan güçler böyle durumlarda birlik ve beraberliklerini kanıtlarcasına hep beraber hareket edip Türkiye’nin önüne set çekmeye çalışmaktadırlar. Ne gariptir ki Bu Günkü Türkiye yönetimi eski yönetimler gibi batıya karşı olan sempatilerini hiç kaybetmemişlerdir. Bir Allahın kulu çıkıp da Yeter artık bıktık sizin dostluğundan,müttefikliğinizden,stratejik ortaklığınızda diyemiyor.Yıllardır hatta bu gün bile korumacılığını yaptığı NATO ülkeleri toplanıp Türkiye aleyhine karar alıp şerefle Bize duyuruyorlar.Lafla değil karşılığını versene, AÇ GÖÇMENLERİN ÖNÜNÜ GÖREYİM AVRUPAY bakalım ne yapacaklar.Bırakın bu ahlaklı devlet yönetimi ağızlarını,GÖZE GÖZ DİŞE DİŞ varmısınız.

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz