Dünden Bugüne Tüm Suriye Zirveleri(Kronolojik)

9763
Yazarlık Başvurusu

“Eş-şaab yurid ıskat’en-nizam.” Ortadoğu’nun kaderini değiştiren slogan… Suriye’de her şey iki kadın doktorun telefon konuşmasının istihbarat dinlemesine takılmasıyla başladı. Bu telefon konuşması ve ardından yaşananlar, bugün Suriye’de yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği bir noktaya evrildi. Yapılan onca görüşme ve zirveden hiç biri Suriye’de akan kanı durdurmaya yetmedi. Peki, Suriye hakkında bugüne kadar uluslararası camiada ne gibi adımlar atıldı, Suriye zirveleri hangi kararlarla sonuçlandı? Suriye’de iç savaşın başladığı günden bu yana yapılan zirveleri, alınan kararları  ve Suriye son durum haritalarını kronolojik olarak haberimizde bir araya getirdik.

KOFİ ANNAN BARIŞ PLANI

BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan 16 Mart tarihinde Suriye’deki durumun çözümüne yönelik olarak bir barış planı hazırladı. Bildirinin yayınlanmasından sonra önce Rusya’ya, ardından da Şam’a giderek Esad ile görüşen Kofi Annan, 6 maddeden oluşan bu barış planı hakkında Esad ile mutabakata vardıklarını açıklamıştı. Bu planda mutabakata varılan hususlar ise şunlardır;

  1. BM gözetiminde Suriyeliler tarafından bir geçiş hükümeti kurulması ve geçiş hükümeti çalışmaları sırasında BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan ile müşterek çalışılması,
  2. Suriye’de silahların karşılıklı olarak susması, rejimin ağır silahlarını kent merkezlerinden çekmesi ve muhaliflerin saldırılarına son vermesi, bu ateşkes ortamının BM tarafından denetlenmesi,
  3. Siyasi sebeplerle ve yaşanan olaylarla alakalı olarak tutuklanan yahut göz altında olan Suriye’lilerin serbest bırakılması,
  4. Çatışmalarda sivil halkın zarar gördüğü bölgelere insani yardım ulaştırılması,
  5. Yaşanan gelişmelerin objektif olarak takip edilebilmesi adına Batı basınına uygulanan engellemelerin ve vize kısıtlamalarının kaldırılarak basın özgürlüğünün önünün
  6. Barışçıl amaçlarla yapılan toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın toplantılarına izin verilmesi.

Bu plan hayata geçirilemedi. Çünkü Esad yönetimi barış planındaki “rejimin ağır silahlarını kent merkezlerinden çekmesi” kısmını bir tehdit olarak görmeye başlamış, bu durumun ülkede bir takım silahlı grupların ortaya çıkmasına ve kent merkezlerinde etkinlik sağlamasına olanak sunduğu düşüncesine kapılmıştı.

CENEVRE-1

Suriye’de iç savaşının sona erdirilmesi için düzenlenen ilk uluslararası zirve 30 Haziran 2012 tarihinde Cenevre’de gerçekleştirildi. Bu zirvenin gerçekleştiği tarihte Suriye’de hayatını kaybedenlerin sayısı 10.000, sığınmacı konumuna düşmüş kişilerin sayısı ise 112.000 civarındaydı. BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan koordinatörlüğünde gerçekleşen zirveye BMGK daimi üyeleri olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’yla beraber AB temsilcileri, Türkiye, Katar, Kuveyt, Arap Birliği Temsilcileri ve Irak katılırken Suriye rejiminden ve muhalefetinden katılım olmamıştır. “Cenevre Eylem Grubu” ismiyle anılan ülkeler, yapılan zirve sonucunda alınan kararlar şu şekildeydi;

  1. Suriye rejimini ve muhalifleri kapsayan bir geçiş hükümeti oluşturulması,
  2. Oluşturulacak bu geçiş hükümeti yapısında ülkedeki tüm gruplara temsil hakkı verilmesi,
  3. Suriye halkının isteklerini kapsayacak ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde anayasa ve yargı sistemi revize edilmesi,
  4. Hukuka uygun bir şekilde çok partili serbest seçim sistemine geçilmesi,
  5. Oluşturulacak geçiş hükümetinde Suriye’li kadınlar da temsil edilmesi.
CENEVRE-1 SONUCU 

Cenevre-1 sürecinin sonuçsuz kalmasının ana sebebi öngörülen sistemin benimsenmemesi değil, sürece dahil olacak aktörler konusunda küresel egemen güçler arasındaki anlaşmazlıktı. ABD geçiş hükümetinde Esad’ın olmaması gerektiğini düşünürken, Rusya bunun tam tersini düşünüyordu. Suriye rejimi de muhalefeti de görüşmelerde yoktu ve ortaya konan yol haritası net değildi. Rejimin en büyük destekçisi İran masada yoktu. Bu görüşmelerde ateşkes sağlanamadı ve Kofi Annan istifa etti.

CENEVRE-1 Sırasında Suriye’de Son Durum

CENEVRE-2

Kofi Annan’ın barış planı ve Cenevre-1 süreci Suriye’deki sorunun çözümünde başarıya ulaşamamıştı. İlk Cenevre sürecinin üzerinden bir buçuk yıl geçtikten sonra 22 Ocak-16 Şubat 2014 yılında Cenevre-2 görüşmeleri başladı. Ancak aradan geçen zaman içinde Suriye’de hayatını kaybedenlerin sayısı 135.000’e, mülteci konumuna düşenlerin sayısı 3.000.000’a ve ülke içinde yer değiştirmek zorunda kalan Suriye’lilerin sayısı 6.000.000’a ulaşmıştı. Lahtar İbrahimi’nin BM Suriye Özel Temsilcisi olarak görev aldığı Cenevre-2 görüşmelerine Suriyeli Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK), Suriye rejimi ve Türkiye dahil 40’a yakın ülke katıldı. İran’a davetiye yollanacaktı ki, muhaliflerin ‘İran varsa biz yokuz!’ çıkışlarından ötürü bu gerçekleşmedi.

CENEVRE-2 SONUCU

Maalesef 2 oturumda gerçekleşen Cenevre-2 görüşmelerinden herhangi bir sonuç alınamadı. Bu görüşmeden sonuç alınamamasının ana nedeni ise görüşmelerin Suriye’deki sorunun çözümü merkezli değil, Esad odaklı olmasıdır. Zaten Kofi Annan’ın barış planı, Cenevre-1 ve Cenevre-2 görüşmelerinin başarısızlıklarının ortak sebebi, Batı dünyası ile Doğu dünyası arasında Esad konusunda yaşanan keskin fikir ayrılığıdır. Cenevre-2 görüşmelerinde bu durum zirve yapmıştır.

Görüşmeler öncesi ve görüşmeler sırasında Batı dünyası Esad’ın gitmesinin sorunun çözümü açısından hayati olduğunu her fırsatta vurguluyordu. Cenevre-2 sürecinin ilk görüşmeleri yapıldığı sırada dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Esad’ın gitmesi konusundaki düşüncelerini ısrarla yineleyince olanlar oldu. Dönemin Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim, John Kerry’nin bu beyanları karşısında Suriye’nin self determinasyon hakkını vurgulayan ağır bir konuşma yaptı ancak konuşmasına Ban Ki-Moon tarafından müdahale edilerek sözlerini sonlandırması istendi. Ardından Muallim, Ban Ki-Moon’a dönerek sert bir ifadeyle “Suriye’de yaşayan benim, sen değilsin! Sen New York’ta yaşıyorsun. Burada Suriye hakkında konuşmaya hakkı olan birisi varsa o da benim!” diyerek karşılık verdi.

Ayrıca Suriye rejiminin yaşananları “terör” olarak görmesi, muhalefetin kendi içindeki anlaşmazlıkları, görüşmelerdeki asıl ulaşılması gereken “ateşkes ve geçiş hükümeti” arzusunun gerçekleşmesini engelleyen diğer faktörlerdi. Görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine Suriye Özel Temsilcisi İbrahimi’de tıpkı Kofi Annan gibi istifa etti.

CENEVRE-2 Sırasında Suriye’de Son Durum

CENEVRE-3

Cenevre görüşmeleri arasında en sancılı ve sürüncemede kalanı Cenevre-3 görüşmeleridir.  1 Ocak 2016’da düzenlenmesi planlanan görüşmenin 25 Ocak’ta yapılacağı açıklanmış olmasına rağmen, görüşmeye katılacak tarafların belirlenmesi konusunda yaşana ihtilaflar nedeniyle Cenevre-3 bir kez daha ertelenmiştir. Yaşanan anlaşmazlıkların ardından BM Suriye Özel Temsilcisi Stefan De Mistura bir basın toplantısı düzenleyerek görüşmelerin 29 Ocak 2016’da başlayacağını duyurmuştu. Buna rağmen yine geciken görüşmeler ancak 1 Şubat 2016 günü başlayabilmiş, birkaç gün devam eden görüşmelerin ardından Stefan De Mistura tarafından görüşmelerin 25 Şubat 2016’ya kadar askıya alındığı açıklanmıştı. İran ilk defa Cenevre-3 görüşmelerinde sürece dahil edilmek istenmiş ve zirveye davet edilmiştir.

Tüm bu görüşme karmaşası içinde Suriye’de hayatını kaybedenlerin sayısı 250.00’e, sığınmacı konumuna düşenlerin sayısı 6.000.000’a ve ülke içinde yer değiştirmek zorunda kalanların sayısı 7.600.000’a ulaşmıştı.

CENEVRE-3 SONUCU

Taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve krizler sebebiyle sürüncemede kalan Cenevre-3 görüşmelerinde bir sonuç alınamadı. Aslında bir Cenevre-3 görüşmesinin gerçekleştiğini söylemek bile pek mümkün değildir. Suriye’de Esad yönetiminin Halep’i kuşatma altına almasıyla da Cenevre-3 süreci sonuçsuz bir şekilde son bulmuş oldu.

CENEVRE-3 Sırasında Suriye’de Son Durum

Türkiye, Rusya ve İran Eliyle Gelen Ateşkes

20 Aralık 2016’da ajanslara düşen haberlere göre Türkiye, Rusya ve İran, Suriye’de ateşkes yapılması hususunda mutabakata vardılar. Moskova’da bir araya gelen Mevlüt Çavuşoğlu, Sergey Lavrov ve Cevad Zarif’in gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Suriye hükümeti ve muhalifler arasında anlaşma, garantörlük anlaşması ve barış görüşmelerine yeniden başlama anlaşması olmak üzere 3 anlaşma üzerinde mutabakata varıldığı açıklanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da “Suriye’de çatışan taraflar arasında, ülke genelinde 30 Aralık 2016 günü saat 00.00 itibariyle ateşkese gidilmesi hususunda bir mutabakata varılmıştır. Bu gelişmeyi memnuniyetle karşılıyoruz” şeklindeki açıklamayla durumu teyit etmişti.  Üzerinde mutabakata varılan hususlar ve konuya ilişkin önemli notlar şu şekildeydi;

  1. Suriye zirveleri içinde sonuçsuz kalan Cenevre-3 görüşmelerinin ardından barış görüşmelerine yeniden başlanacak ve Türkiye, Rusya ve İran bu barış görüşmelerinin garantörü olacaktı,
  2. Mevlüt Çavuşoğlu Suriye’de kalıcı bir ateşkes ortamının sağlanabilmesi için üç ülkenin çabalarını birlikte sürdürmeye devam edeceğini açıkladı,
  3. Sergey Lavrov, Türkiye, Rusya ve İran Suriye konusunda önceliğinin rejim değişikliği olmadığı hususunda mutabakat içinde olduğu açıklamasını yaptı,
  4. DAEŞ, ismini Fetih el Şam olarak değiştiren El-Nusra ve YPG ateşkes mutabakatına dahil edilmedi.

1.ASTANA GÖRÜŞMESİ

Türkiye, Rusya ve İran garantörlüğünde 30 Aralık 2016 saat 00:00’da yürürlüğe giren ateşkesin ardından devam eden süreçte, daha önceden kararlaştırıldığı üzere Kazakistan’ın başkenti Astana’da barış görüşmelerine başlandı. 23 Ocak 2017 tarihinde gerçekleşen ilk görüşmede sonuç bildirisi Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov tarafından okundu.

1.ASTANA GÖRÜŞMESİ SONUCU

Bildiride Suriye sorununun askeri yöntemlerle çözülemeyeceği belirtildi ve Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye’deki ateşkesin denetlenmesi için üçlü bir mekanizma kurmaya karar verdiği ifade edildi. Uluslararası taraflardan BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda siyasi sürecin başlaması için çaba göstermesinin istendiği bildiride tüm muhalif gruplara da şubat ayında Cenevre’de yapılacak konferansa katılma ve DAEŞ ile Nusra gibi terörist gruplara karşı savaşma çağrısı yapıldı.

Suriyeliler arasındaki görüşmelerin yeniden başlamasının desteklendiğinin belirtildiği bildiride “BM Güvenlik Konseyi’nin de teyit ettiği üzere farklı etnik ve dini kesimlerin bulunduğu demokratik bir ülke olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına” vurgu yapıldı. 29 Aralık 2016’da yapılan ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2336 sayılı kararı ile de desteklenen ateşkes rejiminin desteklenmesi için tüm taraflara çağrı yapılan bildiride ateşkes ihlallerinin en aza indirilmesi için çaba gösterilmesi, istendi. DAEŞ ve Nusra gibi terör örgütlerine karşı mücadele konusunda ortak bir iradenin bulunduğu belirtilen bildiride muhaliflerin de bu gruplardan ayrılması gerektiği vurgulandı.

1.ASTANA Görüşmeleri Sırasında Suriye’de Son Durum

2.ASTANA GÖRÜŞMESİ

15 Şubat 2017’de başlanacağı ifade edilen ancak sebebi açıklanmayan bazı teknik problemler nedeniyle Suriye görüşmelerinin ikinci turu, Kazakistan’ın başkenti Astana’da 16 Şubat 2017 tarihinde gerçekleştirildi. Astana görüşmelerine Rusya, Türkiye ve İran temsilcilerinin yanı sıra Suriye hükümeti delegeleri ve muhalifler katıldı. Astana’da muhaliflerle Suriye hükümeti doğrudan görüşmedi. 2. Tur Astana görüşmesinde sekteye uğrayan ateşkesin desteklenmesine odaklanıldı. BM’nin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura görüşmelere katılmadı ancak ofisinin teknik bir ekiple temsil edildiği açıklandı. Bu görüşmelere ilk kez Ürdün de garantör ülke olarak katıldı.

2.ASTANA GÖRÜŞMESİ SONUCU

Suriye’deki sorunun çözümüne yönelik atılan en somut adımlardan biri 2.Astana görüşmesinden çıktı. Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Sergey Verşinin, “Astana’daki görüşmelerin somut sonucu, Rusya, İran ve Türkiye’den oluşan bir görev gücü kurulmasına ilişkin maddenin kabul edilmesi oldu” dedi. Rusya Genelkurmay Başkanlığı yetkilisi Sergey Afanasyev de Astana’daki görüşmelerde, başta kadın ve çocuklar olmak üzere Suriye’de zorla tutulan kişilerin takas edilmesi için bir mekanizma kurulduğunu söyledi.

CENEVRE-4

2016 yılında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle düzenlenemeyen ve sonuçsuz kalan Cenevre-3 görüşmelerinin ardından 23 Şubat 2017 tarihinde Cenevre-4 görüşmeleri başladı. Aralık 2016’da Türkiye,Rusya ve İran’ın çabalarıyla yürürlüğe giren ateşkesin ardından gerçekleştirilen Cenevre-4 görüşmelerine BMGK 2254 sayılı kararının dışında, “terörle mücadele” başlığı eklendi. Görüşmelerde Türkiye’yi Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu’dan sorumlu Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal ve ekibi, Rusya’yı ise Aleksey Borodavkin temsil etti. Sabah saatlerinde başlayan görüşme trafiğinde BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura önce Beşşar Caferi başkanlığındaki rejim heyeti ile bir araya geldi. Ardından Nasır el-Hariri başkanlığındaki muhalefet heyeti ve Müzakere Yüksek Komitesi Başkan Yardımcısı Yahya Kadamani ve başmüzakereci Muhammed Sabra ile görüşmeye geçildi.

CENEVRE-4 SONUCU

4 Mart 2017’de son bulan Cenevre-4 görüşmelerinin ardından BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura her ne kadar net sonuçlar alınamasa da görüşmelerin eskisinden çok daha olumlu bir havada geçtiğini ifade etti. Mistura, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen 3 ana madde olan tüm tarafları kapsayan geçiş yönetimi, çok partili ve özgür seçim ortamı ve yeni anayasa maddelerine ek olarak “terörle mücadelenin” 4. madde olarak eklendiğini açıkladı. Muhalefet heyetinin başkanı Nasır el-Hariri ise ÖSO’nun terörle mücadelede tek gerçek ortak olduğu vurgusunu yaparken rejim kanadından herhangi bir açıklama gelmedi.

CENEVRE-4 Sırasında Suriye’de Son Durum

3.ASTANA GÖRÜŞMESİ

Kazakistan’ın başkenti Astana’daki Suriye görüşmelerinin 3. turu, BM ve Rusya heyeti arasındaki ikili görüşme ile 14 Mart 2017 tarihinde başladı. 3. Tur Astana görüşmelerinde Rusya, Türkiye ve İran’ın yanı sıra Ürdün, ABD ve AB’den de temsilciler yer aldı. Muhalefet, Rusya garantörlüğündeki rejim güçlerinin yoğun ateşkes ihlallerinin sürmesi üzerine ise Astana 3 toplantısına katılmama kararı aldı.

3.ASTANA GÖRÜŞMESİ SONUCU

Türkiye, Rusya ve İran Suriye’de ateşkesin izlenmesi ve uygulanmasının sağlanması için kurdukları mekanizmayı güçlendirme kararı aldı. Görüşme sonrasında basın açıklaması yapan Esed rejiminin BM Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi, ejim güçlerinin ateşkes ihlallerini sürdürdüğünü inkar etti ve muhalefetin “toplantıya katılmamak için bahane ürettiğini” iddia etti. Astana görüşmelerinin dördüncü turunun Mayıs 2017 ayı içinde yapılması karara bağlandı.

Beşşar Caferi

CENEVRE-5

Olumlu bir havada geçen Cenevre-4 görüşmelerinin ardından 22 mart 2017 tarihinde başlayan Cenevre-5 görüşmelerinde de odak noktası terörle mücadele konusu oldu. Nasır el-Hariri başkanlığındaki muhalefet heyeti ve rejim heyeti ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştiren BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura “Sahadaki çok ciddi zorluklara rağmen kimse çekip gitmedi. Bir önceki turda ‘tren istasyonda hazır’ demiştim. Şimdi treninin istasyondan yola çıktığını söyleyebiliriz. Yavaş, ama ilerliyor.” şeklinde açıklamada bulundu.

CENEVRE-5 SONUCU

Cenevre-4 görüşmelerinde ortaya koyulan hususların hayata geçirilmesi bakımından bir hazırlık müzakeresi niteliğini taşıyan Cenevre-5 görüşmeleri sonrasında açıklama yapan Mistura, görüşmelerin olumlu sonuçlandığını ve  Cenevre-6 görüşmelerine kadar geçecek zamanın taraflar için BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen 4 ana konuyu kapsamlı bir şekilde çalışmak için iyi bir fırsat olduğunu ifade etti. Muhalefet heyeti adına açıklama yapan Nasır el-Hariri ise “Görüşmelerin başladığı 22 Mart’tan bu yana Beşşar Esed rejimi ve destekçileri ülke genelinde 150’den fazla sivili katletti. 6 sağlık merkeziyle birlikte halk pazarlar ve okullarda saldırıya uğradı.” açıklamasında bulundu. Hariri ayrıca rejim heyetinin BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen hususlardan biri olan siyasi geçiş hükümeti konusunu ele almaktan çekindiklerini ve terörle mücadele konusunda boş sözler sarf ettiklerini ifade etti.

CENEVRE-5 Sırasında Suriye’de Son Durum

4.ASTANA GÖRÜŞMESİ

Cenevre görüşmelerinin aksine iç savaşın devam ettiği Suriye’de somut adımlar atılmasını başaran Astana sürecinin 3-4 Mayıs 2017’de tarihlerinde gerçekleşen 4. görüşmesinde gündemde “çatışmasızlık bölgeleri” vardı. Ancak İran’ın çatışmasızlık anlaşmasında garantör ülke konumunda olmasından rahatsız olan muhalefet kanadı anlaşmaya tepki gösterdi.

4.ASTANA GÖRÜŞMESİ SONUCU

Görüşme sonrası Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada; “Toplantıda, ateşkes düzenlemesinin garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran arasında Suriye’nin İdlib vilayetinin tamamı, Lazkiye, Halep ve Hama vilayetlerinin belli bölümleri, Homs vilayetinin belli bölümleri, Şam/Doğu Guta bölgesi ve Deraa ve Kuneytra vilayetlerinin belli bölümlerini kapsayan çatışmasızlık bölgeleri oluşturulmasına ilişkin Muhtıra imzalanmıştır. Çatışmasızlık bölgelerinin sınırları ve işleyişine ilişkin ayrıntı ve düzenlemeler, önümüzdeki dönemde üç Garantör ülke arasında tesis edilecek çalışma grubunda belirlenecektir. Çatışan taraflar arasında yukarıda sayılan bölgelerde hava unsurları dahil her türlü silah kullanımının durdurulmasını ve bölgelere acil ve kesintisiz insani yardım akışının sağlanmasını kayıt altına alan bu Muhtıra’yı memnuniyetle karşılamaktayız.” ifadelerine yer verildi.

4.ASTANA Görüşmesi Sonucu Belirlenen Çatışmasızlık Bölgeleri

CENEVRE-6

Suriye’de çözüme yönelik somut adımların bir türlü atılamadığı Cenevre görüşmelerinin altıncısı 16-20 Mayıs 2017 tarihleri arasında gerçekleşti. Cenevre-6 görüşmelerinin son gününde BM Suriye Özel Temsilcisi Mistura, Nasır el-Hariri başkanlığındaki muhalefet heyeti ve Beşşar Esad rejimi heyeti ile ayrı ayrı görüştü. Bir önceki Cenevre görüşmesinde havanın çok olumlu olduğu ve Cenevre-6’ya kadar geçecek sürecin BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen 4 ana konuyu kapsamlı bir şekilde çalışmak için iyi bir fırsat olduğu ifade edilmişti. Cenevre-6’nın odak noktası 2254 sayılı BM kararının tatbikine yönelik somut adımlar atmaktı.

CENEVRE-6 SONUCU

Müzakerelerin temelini oluşturan 4 ana başlığın  Cenevre-6’nın kısa olmasından dolayı ele alınamadan bittiği bildirildi. Mistura, “Bu turda uzmanlardan oluşan toplantı sürecini başlatmak istedim. Tarafları da davet ederek bu toplatılara katılmalarını istedim. Böylelikle ana görüşmelerden ayrı olarak uzmanların katılımıyla gerçekleşen anayasal ve hukuki konuların ele alındığı toplantı süreçlerini başlattık. Bu toplantılara BM uzmanları başkanlık etti. Bu sürecin başlamasından gerçekten memnun oldum.” dedi.

CENEVRE-6 Sırasında Suriye’de Son Durum

5.ASTANA GÖRÜŞMESİ

4-5 Temmuz 2017 tarihleri arasında gerçekleşen 5.Astana görüşmesinde ilk temas, JW Marriot Oteli’nde Türkiye, Rusya ve İran’dan teknik heyetler arasında yapıldı.Daha sonra Esed rejiminin BM temsilcisi Beşşar Caferi başkanlığındaki rejim heyeti, Rusya ve İran heyetleriyle görüştü. Bu arada askeri muhalefet heyeti de konakladıkları Grand Park Esil Oteli’nde kendi aralarında istişare toplantısı düzenledi. Toplantının ardından muhalefet temsilcileri, Türk heyetiyle teknik bir görüşme yaptı. Ardından garantör ülkelerin heyetleri, JW Marriot Otel’de yeniden ikili ve üçlü görüşmeler için toplandı. Muhalefet heyeti de bazı Avrupa ülkelerinin temsilcileriyle istişare toplantısında bir araya geldi. Ürdün ve ABD’den diplomatların da katıldığı toplantılarda, BM’yi Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura temsil etti. Türk heyetinin başında da Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal bulunuyordu. Rusya’yı Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev, İran’ı ise Dışişleri Bakanı Yardımcısı Hüseyin Ensari temsil etti.

5.ASTANA GÖRÜŞMESİ SONUCU

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandır Lavrentiev, heyetlerin prensipte anlaştığı 7 belge olduğunu, bunların çalışma grubunun onayından sonra imzalanacağını söyledi. Görüşmelerde, “çatışmasızlık bölgeleri” içinde, garantör ülkelerin etkili olduğu bölgelere öncelik verdiklerini belirten Lavrentiev, “Bildiğiniz gibi İdlib, Humus ve Doğu Guta bölgelerinde Türkiye ve İran’ın etkisi var. Güney bölgesindeki muhalif gruplara Ürdün ve ABD’nin etkisi olduğunu hem Tahran hem de Ankara kabul ediyor. Onların (Ürdün, ABD) katılımı olmadan bu bölgenin oluşturulması söz konusu değil.” şeklinde konuştu.

Rus diplomat, “Tam olarak üzerinde çalıştığımız 7 belgemiz var. Çatışmasızlık bölgelerinde gözetim yapacak koordinasyon merkezinin kurulması, askeri güçlerin yerleştirilmesi gibi konularla ilgili belgeler. Bunların üzerinde mutabakata varıldı ancak üzerinde biraz daha çalışılması gerekiyor. Ortak Çalışma Grubu’nun onayını aldıktan sonra, belgeleri imzalayacağız.” ifadesini kullandı.

5.ASTANA Görüşmeleri Sırasında Suriye’de Son Durum

CENEVRE-7

Daha önceki görüşmelerde BM Suriye Özel Temsilcileri ile ayrı ayrı heyet görüşmeleri yapan taraflar Cenevre-7 zirvesinde ilk defa yüz yüze görüşebileceklerinin sinyalini verdiler. Cenevre-7’de de önceki görüşmelerde olduğu gibi BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında kabul edilen ateşkes, terörizm, Anayasa ve siyasi geçiş konuları ele alındı.

CENEVRE-7 SONUCU

SMDK Başkan Yardımcısı ve  Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi (ENKS) yöneticisi Fuat Eliko Sputnik’e verdiği röportajında”Cenevre-7 görüşmesinde siyasi geçiş, anayasa ve terörizmle mücadeleyi müzakere ediyoruz. Cenevre görüşmelerinde Suriye rejimi ile muhalefeti yüz yüze görüşmedi. Dolaylı olarak görüşmeler var. Yüz yüze görüşmeler şu an olmadı. Önümüzdeki görüşmelerde yüz yüze görüşmeler olabilir. Biz geçiş yönetiminin kurulmasını, siyasi geçişe geçilmesini istiyoruz. Suriye sorununun çözülmesini istiyoruz. Çözümün ve ilerlemenin olması için henüz bir temel yok. Görüşmelerin başarıya ulaşması için ABD ve Rusya’nın karar vermesi lazım. Avrupa’nın ve diğer güçlerin karar vermesi lazım.” dedi. Sonuç olarak Cenevre-7 görüşmelerinden net bir sonuç çıkmadı ancak tarafların yüz yüze görüşme sinyalleri vermesi olumlu bir sonuç olarak değerlendirildi.

CENEVRE-7 Sırasında Suriye’de Son Durum

6.ASTANA GÖRÜŞMESİ

14 Eylül 2017 tarihinde 6.Astana görüşmeleri Türkiye, Rusya, İran, ABD, Birleşmiş Milletler (BM), Ürdün, Esed rejimi ve muhalefet heyetleri arasındaki teknik ikili ve üçlü görüşmelerle başladı. Görüşmenin ana konusunu ise İdlib’deki çatışmasızlık bölgelerinin sınırlarının çizilmesi ve ateşkesin uygulanması konusunda yapılması gerekenler oluşturdu. Ayrıca ayrıntılı olarak  ilk kez 2.Astana görüşmesinde gündeme gelen Esad’ın elindeki tutukluların ve esir tutulanların karşılıklı serbest bırakılması, cenazelerin teslim edilmesi konuları da ele alındı.

6.ASTANA GÖRÜŞMESİ SONUCU

Suriye zirveleri içinde 6. Astana toplantısı sonunda İdlib’de oluşturulacak çatışmasızlık bölgeleri ve gözlemci heyetler konusunda varılan anlaşma kapsamında Türk askerinin de gireceği İdlib için Türkiye, Rusya ve İran’dan toplam 500 gözlemcinin gitmesi kararı verildi. Görüşmeler sonrasında yapılan basın açıklamasında Astana Görüşmeleri süreci başladıktan sonra Suriye’deki krizin gittikçe iyileştiğine dikkat çekildi. İdlib’de yerleşik bulunan Heyet’ut Tahrir’uş Şam ise 6.Asnata görüşmesini tanımadıklarını, İdlib’e müdahale edecek güçlere karşılığını vereceklerini açıkladı.

Türkiye cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ise 6.Astana görüşmesi sonrasında yapılan açıklamada “Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, söz konusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır. Gözlemci kuvvetlerin asli görevi, rejim ve muhalefet arasında çatışma yaşanmasını engellemek ve olabilecek ateşkes ihlallerini izlemek olarak tanımlanmıştır. Gözlemci kuvvetlerin faaliyetlerinin eşgüdümü, üç garantör ülke arasında oluşturulacak Müşterek Koordinasyon Merkezi tarafından sağlanacaktır. Türkiye, İdlib çatışmasızlık bölgesine ilişkin müzakere süreci boyunca, muhalefetin garantörü sıfatıyla sahadaki muhalif grupların yaklaşım ve değerlendirmelerini de dikkate alarak mutabakatın hayata geçirilmesinde belirleyici rol oynamıştır. İmzalandığı günden itibaren sahada yaşanan ateşkes ihlallerinin sayısında önemli düşüş sağlayan muhtıra, bu son gelişmeyle Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda Cenevre’de yürütülmekte olan siyasi sürecin ilerletilmesi için sahada gerekli koşulların hazırlanmasına önemli katkıda bulunmaktadır.” ifadelerine yer verdi.

6.ASTANA Görüşmeleri Sırasında Suriye’de Son Durum

7.ASTANA GÖRÜŞMESİ

30 Ekim 2017 tarihinde başlaya 7.Astana görüşmelerinin ana başlıkları şöyleydi; Esad rejiminin cezaevlerindeki tutuklu ve esirleri serbest bırakması, rejimin yaptığı ateşkes ihlalleri, tarihi bölgelerde bulunan mayınların temizlenmesi, Doğu Guta başta olmak üzere abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılması.

7.ASTANA GÖRÜŞMESİ SONUCU

Tutuklu ve esirlerin serbest bırakılması ve abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılması konusunda sonuç alınamayan 7.Astana görüşmelerinde Türkiye, Rusya ve İran çalışmalara beraber devam etme konusunda kararlı oldukları açıklamalarını yaptılar.  Tarafların önceki turlarda kararlaştırılan Suriye içindeki gerginliği azaltma bölgelerinde ateşkesin büyük ölçüde sağlanmasından memnuniyet duyduklarını belirten Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov, garantörlerin DEAŞ, Nusra Cephesi, El Kaide ve onlarla bağlantılı örgütlerle mücadeledeki kararlılıklarının sürdüğünü vurguladı. AA’nın Astana görüşmelerine katılan kaynaklardan aldığı bilgilere göre, esir ve tutukluların değişimi ile ablukadaki bölgelere insani yardım sokulması konularında çetin pazarlıklar yaşandı. Ancak Rusya ve İran’ın yeterli baskıyı yapmaması nedeniyle Esed rejimi uzlaşmaya yanaşmadı.

7.ASTANA Görüşmeleri Sırasında Suriye’de Son Durum

1. Soçi Zirvesi

22.11.2017 saat 16:40’da başlayan kritik Soçi zirvesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vladimir Putin ve Hasan Ruhani bir araya geldi. Cenevre görüşmelerine nazaran Astana’da yaptıkları zirvelerde Suriye’deki sorunun çözümüne yönelik somut adımlar atmayı başarabilen Türkiye, Rusya ve İran arasında yüksek düzeyde gerçekleşen zirve, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Zirve ile alakalı uluslararası basına yansıyanlar şu şekilde;

GuardianRusya, İran ve Türkiye, Suriye’deki savaşın son bulmasını tartışıyor
New York TimesRusya, Türkiye ve İran, Suriye’nin terörden temizlenmesinde anlaştı
La CroixABD ve Avrupa oyun dışında kaldı
Corriere Della SeraABD’nin sessizliği dikkat çekici
Frankfurter AllgemeinePutin, Erdoğan ve Ruhani Suriye ittifakını kurdu
Washington PostBu durum, dünyanın tek süpergücünün (ABD) ne kadar hızla zayıfladığını gösteriyor
Şark El EvsatSuriye’de barış sürecinin başlaması için bölgesel ve uluslararası çatı
El HayatSoçi Zirvesi, siyasi çözüm ve diyalog ufkunu belirledi
CevanRuhani, Putin ve Erdoğan, Suriye ve bölgenin istikrar ve barışına yönelik önemli adımlar attı
El ArabErdoğan “İslam dünyasını yıkmak için kirli senaryolar var” dedi

Rusya Devlet Başkanı Putin: Suriye hükümeti dahil tüm taraflar taviz vermeli

Türkiye ve İran’ın çabalarının DAEŞ’i engellediğini dile getiren Putin “Türk ve İranlı liderlerin üstlendikleri rol olmasaydı Suriye’de askeri sürecin sonlanması mümkün olmazdı. Suriye’de artık siyasi çözüme yönelik yeni bir aşamaya geçildi. Bu süreç Cenevre görüşmeleri ile tamamlanacaktır. BM kararına uygun olarak etnik uzlaşı sağlanmalı. Barış sağlanması için tüm taraflar tavizlerde bulunmalı” ifadelerini kullandı.

Putin’in en dikkat çeken ifadesi “Reform sürecinin basit olmayacağı çok açık, Suriye hükümeti dahil tüm tarafların taviz, ödün vermesi gerekecek. Rusya, İran ve Türkiye’nin bunun başarılı olması için ellerinden geleni yapacağına inanıyorum” oldu. Putin, tüm tarafların taviz vermesi gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Teröristlerle (PYD) aynı çatı altına olmayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli dostlarımız Putin ve Ruhani ile kritik görüşmeler yaptı ve gündemimizdeki meseleleri samimiyetle ele aldık. Suriye’de ateşkesin ilan edilmesiyle ilgili attığımız adımları tekrar gözden geçireceğiz” diye konuştu ve “Terörist grupların süreçten dışlanması önceliğimiz. Bir terör örgütüyle aynı çatı altında olmamızı kimse bizden beklemesin” şeklinde açıklama yaptı.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani: Suriye’de yabancı askeri varlıklar kabul edilemez

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de, “Bu zirvede, üç ülkenin sergilediği ortak çalışma, Astana’da gerginliği azaltma bölgeleri konusunda elde edilen başarıda olduğu gibi, Suriye’deki barış ve istikrarın oluşması için zemin hazırlayan önemli bir toplantı oldu. Barış süreci konusunda işbirliğinden memnunum. Suriye’deki tüm terör hücreleri ortadan kaldırılmalı. Suriye hükümetinin davet etmediği yabancı askeri varlıklar kabul edilemez. ” dedi.

Soçi Zirvesi’nin sonuçları nelerdir?

Üç ülkenin öncülüğünde toplanan Soçi Zirvesi’nin iç savaşın bitirilmesi için önemli bir adım olduğu belirtilirken, zirveden dikkat çeken sonuçlar çıktı.

– Suriye’de tüm tarafların katılacağı Ulusal Diyalog Kongresi düzenlenecek.

– Savaş sonrası Suriye’nin sosyal ve ekonomik açıdan yeniden inşasında Türkiye, İran ve Türkiye yer alacak.

– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesine göre terör örgütü PKK’nın Suriye yapılanması PYD kongreye katılırsa, Türkiye burada yer almayacak.

– Ülke genelinde BM gözetiminde demokratik seçimlerin yapılması, siyasi çözümün Cenevre görüşmelerinde tamamlanması kararlaştırıldı.

1.Soçi Zirvesi sonuç bildirgesinin özeti

Soçi Zirvesi sonuç bildirgesi (AA)

CENEVRE-8

Zirve öncesinde Özgür Suriye Ordusu heyetini belirlemek için Suudi Arabistan’ın başketi Riyad’da  bir toplantı yapıldı. Suudi Arabistan’ın inisiyatifiyle 2015’te kurulan Yüksek Müzakere Komitesi’nin öncülük ettiği Riyad-2 toplantısından Cenevre görüşmelerine 50 kişilik bir heyetle katılma kararı çıkarken, 140 delegeli zirvede toplantıya katılan gruplar Beşar Esad’ın görevi bırakması gerektiği yönündeki çağrılarını sürdürdü. Suriye’deki iç savaşın çözümü için başlatılan Cenevre görüşmelerinin 8.si, iki bölümlü olarak 28 Kasım 2017’de başlatıldı.BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, rejim ve muhalif heyetleriyle ayrı ayrı bir araya geldi. Muhalifler açısından görüşmelerin 4 temel başlığı olan geçiş yönetimi, anayasa, seçimler ve terörizmle mücadele konularının tamamı masaya yatırıldı. Rejim Heyeti ise sadece terörizm konusunu masaya yatırdı. Fakat BM, Rejim ve Muhalifler konularda anlaşamadı.

CENEVRE-8 SONUCU

Gergin geçen görüşmeler sonucunda Suriye’ye ilişkin yine somut bir sonuç elde edilemedi. Görüşmelerden sonra Özel Temsilci Mistura, “Başaramadık. Altın bir fırsat kaçırıldı” açıklamasında bulundu. Cenevre 9’un ocak ayında başlaması için BM Genel Sekreteri ile görüşeceğini açıklayan Mistura, Suriye sorununun siyasi çözüm adresinin Cenevre olduğunu tekrarladı.

CENEVRE-8 Görüşmeleri Sırasında Suriye’de Son Durum

Son Olarak 2. Soçi Zirvesi

Suriye’deki iç savaşın çözümü için İran, Rusya ve Türkiye’nin katılımıyla gerçekleştirilen Soçi Zirvesinin ikincisi, 30 Ocak 2018’de gerçekleştirildi. Zirveden önce Muhalefet, bayrak ve filama sorunu yaşadı ve Zirveye katılmama kararı aldı. Muhalefet temsil yetkisini Türkiye’ye devretti. Zirveye, Türkiye’nin net tavrı üzerine PYD kabul edilmedi.

2. Soçi Zirvesi Sonucu

Zirveden sonra Suriye’deki çatışmaların en kısa sürede bitmesini isteyen taraflar, ortak bir bildiri yayınladı. BM’nin de desteğinin istendiği Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde, anayasa komitesinin kurulması kararı alındı. Bu amaçla uluslararası topluma da yardım çağrısında bulundu.

Komitede yer alacak taraflar;

  • Rejim
  • Muhalefet
  • Suriye uzmanları
  • Bağımsızlar
  • Aşiret liderleri
  • Kadınlar

Dışişleri Bakanlığı’nın Soçi Zirvesi ile ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Rusya Federasyonu’nun “Suriye Ulusal Diyalog Kongresi” girişimi konusunda başından beri yapıcı bir tutum sergilediği ifade edilmiştir. Son dönemde yaşanan ateşkes ihlalleri ve Kongre konusunda giderilemeyen birtakım edişe ve belirsizlikler sonucunda Suriye Ulusal Koalisyonu’nun Kongre’ye katılmadığı belirtilmiş, Kongre’nin en önemli sonucunun, bir anayasa komitesi kurulması yönünde çağrı yapılması ve bu komite için 150 kişilik bir aday havuzunun belirlenmesi olduğu açıklanmış, Kongre’ye katılmayan muhalifleri temsil yetkisi üstlenen Türk heyetinin muhalefetle istişare edilerek hazırlanan 50 kişilik aday listesinin sunulduğu belirtilmiştir. Dışişleri Bakanlığı, açıklamanın devamında Türkiye’nin beklentilerini dile getirmiş; bundan sonraki aşamada anayasa komitesinin kurulmasını ve garantör ülke sıfatıyla bunun Türkiye tarafından takip edileceği, yine Türkiye’nin Suriye’de gerçek bir siyasi değişim getirecek bir siyasi çözümün sağlanmasına yönelik çabalara destek vereceği, rejim üzerinde nüfuzu olan tüm aktörlerin üzerilerine düşen sorumluluğu yerine getirmelerinin beklendiği açıklanmıştır.

Zeytin Dalı Harekatı: Muhalifler Kimlerden Oluşuyor?

Stratejik Ortak Haber Masası – Mahmut Nedim SUİÇMEZ

 

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

7 YORUMLAR

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz