1950-1983 Yılları Arasında Kıbrıs Sorunu
Akdeniz’in en büyük üçüncü adası Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de 34,33 ve 35,41 Kuzey enlemleri ve 32,23 ve 34,55 Doğu boylamları arasında yer almaktadır. Kıbrıs Adası, 65 km mesafe ile kuzeyde Türkiye’ye, Doğu tarafında 112 km mesafe ile Suriye’ye, 267 km mesafe ile İsrail’e, 162 km mesafe ile Lübnan’a; güneyde 418 km mesafe ile Mısır’a komşudur; Yunanistan’a ise 965 km mesafe uzaklıktadır. 9251 km2 yüzölçümüne sahip olan Kıbrıs’ın, %35,04’üne tekabül eden 3241 km2 alanı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, yüzölçümünün %59,56’sına tekabül eden 5509 km2’lik kısmı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kontrolündedir, 256,01 km2’lik alan İngiliz üslerine aitken, 244,04 km2’lik alan iki tarafı birbirinden ayıran ara bölgeyi kaplamaktadır.
Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs adasını fethinden önce adanın yönetimi birçok defa el değiştirmiştir. Tarihi, M.Ö. 3000 yılına kadar uzanan Kıbrıs’ta 1571 yılına kadar sırasıyla; Mısırlılar, Hititler, Akalar, Dorlar, bazı kolonilere sahip olan Yunanlılar, Fenikeliler, Asurlular, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Araplar, Bizanslılar, İngilizler, Cenevizliler, Memlukler ve Venedikliler hüküm sürmüştür.[1]
Osmanlı Hakimiyetinde Kıbrıs
Kıbrıs, Lala Mustafa Paşa komutasındaki ordu ve Piyale Paşa komutasındaki donanma ile birlikte yaya 60.000 kişiden oluşan Osmanlı Ordusu, 2 Temmuz 1570’te Limasol’a çıkması[3] ve 4 Ağustos 1571’de Mağusa’nın[4] Venedikli Mağusa Kale Komutanı Bragadino’nun beş maddelik bir antlaşmayla kaleyi teslim etmesiyle sonuçlanan bir seferle Osmanlı İdaresine girdi.[5] Kıbrıs’ın ele geçirilmesiyle Osmanlı İmparatorluğu, Doğu Akdeniz’e tamamen hâkim oldu.[6] Kıbrıs, 307 yıl boyunca fiilen ve resmen 1878 yılına kadar Türk egemenliğinde kalmıştır. 93 harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yenilmesiyle Ruslar bir taraftan Erzurum’a, diğer taraftan da İstanbul Yeşilköy’e kadar gelip ve Osmanlı Devleti’ne çok ağır şartları olan Ayastefanos Anlaşması’nı imzalattılar. İngiltere, Rusyanın boğazlara ve İstanbul’a hâkim olmasını engellemek amacıyla Kıbrıs Adası’nın geçici olarak kendisine verilmesini Osmanlı Devleti’nden talep etti. Osmanlı Devleti bu isteği kabul etti ve Kıbrıs’ın yönetimi 1878 yılında, hükümranlık hakkı Osmanlı İmparatorluğunda kalmak kaydıyla, İngiltere’ye devredilmiştir. 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla aldığı tek taraflı bir kararla İngiltere adayı ilhak etmiştir. Türkiye Ada üzerindeki İngiliz egemenliğini Lozan Antlaşmasıyla 1923’te tanımıştır.
İngiltere Hakimiyetinde Kıbrıs
1930’lu yıllarda ENOSİS olarak adlandırılan Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması ve tamamen bir “Helen” adası haline getirilmesi fikri ortaya çıkmıştır. İkinci Dünya Savaşından sonra ENOSİS kampanyası hız kazanmıştır.
1954 yılında Yunanistan, Kıbrıs meselesini Birleşmiş Milletlere taşımıştır. 1954-1958 yılları arasında Yunanistan, “self-determinasyon (ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı)” hakkını kullanmak amacıyla BM’ye yaptığı çeşitli başvurularda bir başarı sağlayamamıştır. Bu arada Albay Grivas 1955 yılında Yunanistan’dan Kıbrıs’a gelerek EOKA terör örgütünü kurmuş ve Ada’daki şiddet eylemleri giderek artmıştır. Kıbrıslı Türkler 1955-1958 yılları arasında 33 köyü terk etmek zorunda kalmışlardır. İngiltere bu durumda, 1956’da, sadece Rumların değil, aynı ölçüde Kıbrıs Türklerinin de “self determinasyon” hakkı bulunduğunu ve bu çerçevede Kıbrıslı Türklerin geliştirdiği “Taksim” fikrinin de geçerli bir seçenek oluşturduğunu açıklamıştır.
Yunanistan tarafından BM’ye yapılan tek taraflı “self-determinasyon” başvurularından Enosis lehinde bir karar elde edilememesi, Kıbrıs Türklerinin ya taksim ya ölüm fikrinden vazgeçmemeleri ve Türkiye’nin soydaşlarının yanında kararlı duruşu sayesinde Türkiye ile Yunanistan arasında Kıbrıs müzakerelerini başlatmıştır. 11 Şubat 1959 tarihinde Zürih’te anlaşmaya varan iki ülke, Londra’da İngiltere’nin ve Kıbrıs’ta Türk ve Rum toplum liderlerinin onayını almışlardır. Zürih ve Londra’da alınan kararlar bağımsızlık, iki toplumun ortaklığı, toplumsal alanda otonomi ve çözümün Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğüne dayandırılmıştır.
- Dünya Savaşı’ndan sonra kendisine bağlı bölgeleri terk etmek zorunda kalan İngiltere, 1960 yılında Kıbrıs’ta bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kurarak adadaki egemenliğini bitirmiştir.
1960- 1969 Yılları Arasında Kıbrıs’ta Yaşananlar
Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası, Zürih ve Londra’da alınan kararlara uygun olarak adadaki Türk ve Rum halklarının eşit siyasi hak ve statüsüne dayandırılarak hazırlanmıştır. Ancak barış uzun sürmemiş Rum tarafı, Kıbrıs Türklerini devlet kurumlarından dışlamaya, izole etmeye, Ada’daki varlıklarını sona Erdirmeye ve nihayet Yunanistan ile birleşme (ENOSIS) yolunu açmaya[7] yönelik faaliyetlerine devam etmiştir. Bu bağlamda 1963’te Makarios’un anayasanın 13 maddesini değiştirme talebi Türkiye tarafından reddedilince, Rumlar Türkleri adada imha için Silahlı harekete geçerek Akritas gibi planları devreye soktular.[8] 1963 yılında Rum saldırıları sonucu 103 köyden 30 bin Türk göç etmek zorunda kalmıştır.[9] 21 Aralık 1963 Kanlı Noel çarpışmalarında 93 Türk şehit 475 kişi yaralı olmuştur.[10] 1963 olayları sonrası garantör devletleri tarafından Oluşturulan barış gücü Lefkoşe’yi yeşil bir hatla ikiye bölmüştür.[11] Böylece Türk yoğunluğundaki bölgeler ile Rumların yoğunlukta olduğu bölgeler ana hatlarıyla ayrılmıştır.
Rum çeteleri, 24 Aralık 1963`te Lefkoşa`nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, Kıbrıs`taki Türk Alayı`nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan`ın eşi ile 3 çocuğunu da vahşice katletti. Binbaşı İlhan`ın evinin banyo küvetinde eşi Mürüvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan, ölü olarak bulundu. Bu olay tarihe “Kumsal Katliamı” ya da “Banyo Katliamı” olarak geçerken, baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açıldı.
Türkiye adaya 1964 yılında müdahaleyi düşünmüş fakat ABD başkanı Johnson Mektubuyla Müdahaleden vazgeçmiştir. Johnson bu mektubunda NATO üyesi Yunanistan’la olan gerilimde SSCB’nin olası saldırı tehlikesi ve Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesi durumu karşısında Amerikan silahlarını dahi Kullanamayacağı mesajını vermiştir.[12]
4 Mart 1964’de alınan 186 sayılı kararla adaya Uluslararası barış gücü (UNFICYP) konuşlandırılmıştır. Bu arada, Yunanistan’ın adaya gizlice yolladığı askeri kuvvetin sayısı zaman içinde 20.000’e ulaşmıştır. Böylece, Kıbrıs Cumhuriyeti bir ortaklık devleti olmaktan çıkmış fiilen Rum/Yunan kontrolü altına girmiş ve iki halk birbirinden tamamen Kopmuştur.
Rumlar hedeflerine ulaşmak için zaman zaman saldırılarına devam etmişlerdir. 15 Kasım 1967 tarihinde Boğaziçi ve Geçitkale’ye yapılan saldırılarda 28 Türk katledilmiştir.1968 yılında taraflar arasında müzakereler başlatılmıştır. 47 yıl boyunca devam eden Müzakerelerde konuşulmamış konu kalmamış sorun çözüme kavuşturulamamıştır. Müzakereler Birleşmiş Milletler İyi Niyet Misyonu Çerçevesinde siyasi eşitlik ve iki Kesimlilik temelinde, eşit statüde iki Kurucu Devleti kapsayan yeni bir Ortaklık kurulması Amacıyla yürütülmektedir. Müzakere sürecinde BM tarafının çözüm önerilerine evet diyen Taraf hep Kıbrıs Türk tarafı olmuş, ancak Rum tarafı anlaşmaya yanaşmamış, Kıbrıslı Türklerle ortak bir geleceği paylaşmayı reddetmiştir.[13].
1970-1983 Yılları Arasında Kıbrıs’ta Yaşananlar
Uzun yıllar boyunca ENOSİS için yürütülen mücadelenin sonuçsuz kalması, Türkiye’nin adaya müdahalesinden çekinen ve Kıbrıs Türklerini ekonomik yoldan alt etmeyi planlayan Cumhurbaşkanı Makarios ile Kıbrıs’ın Türklerden arındırılıp bir an önce Yunanistan’a bağlanmasını arzulayan eski cuntacıların oluşturduğu EOKA-B’ciler arasında fikir ayrılığı yaşanmasına neden olmuştur. EOKA-B lideri Nikos Sampson Yunan Cuntasının desteğiyle 15 Temmuz 1974 tarihinde adayı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Makarios’a karşı bir darbe gerçekleştirerek iktidarı ele geçirmiştir.
1960 Garanti Antlaşması çerçevesinde Türkiye, Kıbrıs’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik bu hareket karşısında, önce İngiltere’ye ortak müdahale teklifinde bulunmuştur. İngiltere’nin olumsuz cevap vermesi üzerine Türkiye, Ada’daki Türklerin güvenliğini sağlamak amacıyla 20 Temmuz 1974 günü Barış Harekatı’nı başlatmıştır. Böylece Kıbrıs’ın tamamen bir “Helen” adası olması önlenmiş, Türk halkının varlığı da güvence altına alınmıştır. Türkiye’nin düzenlediği Barış Harekatı sonucunda Yunanistan’da Cunta idaresi son bulmuş ve ülkeye demokrasi getirmiştir. Rauf Denktaş ile Glafkos Klerides arasında 2 Ağustos 1975 tarihinde Viyana’da Birleşmiş Milletler gözetiminde bir nüfus mübadele anlaşmasına varılmıştır. Bu anlaşmayla yaklaşık 120 bin Rum Kuzey’den Güney’e, 65 bin Türk Güney’den Kuzey’e de göç etmiştir. 180 km boyunca uzanan ve genişliği 5 metre ile 7 km arasında değişen bir “ara bölge” ile iki toplum birbirinden ayrılmıştır. Barış harekâtından sonra kurulan Kıbrıs Türk Federe Devleti meclisi 15 Kasım 1983’te oy birliği ile aldığı kararla self-determinasyon (ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı) hakkını kullanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.
Sonuç
Uluslararası arenada Türkiye’nin çözüm arayışları sonuçsuz kalmış Kıbrıs Türklerinin hakları görmezden gelinmiştir. 1974 yılında tüm politik ve diplomatik yollar denendikten sonra mecbur kalınarak “savaş için değil, Barış için, yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için” Türk Silahlı Kuvvetleri harekete geçmiştir. Kıbrıs Türkleri “hürriyetin bedeli ve Türk olmanın diyetini ödemiş Kıbrıs’ın ikinci bir Girit olması önlenmiştir.”
Stratejik Ortak Misafir Yazarı
Batuhan Kahriman
Kaynakça ve Dipnotlar
Kaynakça
Taşkıran, C. (2011). “Kıbrıs Meselesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”, Türk Yurdu Dergisi, Erişim: 22 Ağustos 2022. Erişim Adresi: https://www.turkyurdu.com.tr/yazar-yazi.php?id=1731
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı.”KIBRIS MESELESİNİN TARİHÇESİ, BM MÜZAKERELERİNİN BAŞLANGICI”. Erişim: 22 Ağustos 2022. Erişim Adresi: https://www.mfa.gov.tr/kibris-meselesinin-tarihcesi_-bm-muzakerelerinin-baslangici.tr.mfa
Kılınç, M. (2018). Kıbrıs Sorununun Tarihi Gelişimi (Turkish Studies History), Ankara Erişim: 22 Ağustos 2022. Erişim Adresi: https://turkishstudies.net/turkishstudies?mod=makale_tr_ozet&makale_id=21754
Vatansever, M. (2012). Kıbrıs Sorununun Tarihi Gelişimi (Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi),İzmir. Erişim: 22 Ağustos 2022. Erişim Adresi: https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuhfd/issue/46934/588952
Dipnotlar
[1] Toluner, S. (1977). Kıbrıs Uyuşmazlığı ve Milletlerarası Hukuk, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul
[2] “Hürriyet ansiklopedik yıllığı”, sf. 198, Hürriyet (1975).
[3] Ali Efdal Özkul, Aydın Özkul, “Kıbrıs’ın sosyo-ekonomik tarihi, 1726-1750”, sf. 38, İletişim Yayınları (2005).
[4] Ahmet C.Gazioğlu, Kıbrıs Türk Tarihi, Türk Dönemi 1570–1878, Lefkoşa; Kıbrıs Araştırma ve Yayın Merkezi, 1994, s.35-83.
[5] Erdinç Sancar, “21. Yüzyıl stratejilerinde Türk denizcilik tarihi”, sf. 174, IQ Kültür Sanat Yayıncılık (2006).
[6] Tosun, E. (2021). 1950-1983 Yılları Arasında Kıbrıs Meselesi’nin Tarihi Süreci
[7] Çay, A. (1989). Kıbrıs’ta Kanlı Noel-1963, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları. Ankara
[8] Emek, F. A. (2014). 1958-1974 Yılları Arasında Kıbrıs’ta Yerel Basında Rum Mezalimi, (Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi), Aydın.
[9] İkizer, H. (2009). “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Gerçeği”, Kıbrıs Türk Kültür Derneği Birinci Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu (Yayına Hazırlayan; Ulvi Keser) Ankara.
[10] Tosun, Y. (2012). 2. Dünya Savaşından Sonra 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ve Çevre Ülkelerin Soruna Bakışı, (Dokuz Eylül Üniversitesi, Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), İzmir.
[11] Erol, H. (2014). Kıbrıs Politikalarında Lider Rauf Denktaş’ın Rolü, (Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Doktora Tezi), İstanbul.
[12] Tosun, E. (2021). 1950-1983 Yılları Arasında Kıbrıs Meselesi’nin Tarihi Süreci
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
İlişkili Makaleler
https://stratejikortak.com/2021/08/kibris-sorununun-kisa-tarihi.html
https://stratejikortak.com/2021/02/1930-1960-yillari-arasi-kibris-sorunu-ve-baris-planlari.html
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.